Sezar Şifresi

Bilindik ilk şifre, bir yer değiştirme şifresiydi ve Sezar tarafından, MÖ 58 civarında kullanılmıştı. Adını da zaten buradan alıyor; Sezar şifresi. Sezar askeri mesajlarını her harfin yerini değiştirerek yolladı. Böylelikle düşman bu mesajlara ulaşsa bile mesaj onlara anlamsız gelecekti. Diyelim ki, Ayşe ve Ahmet Sezar şifresi kullanarak iletişim kurmaya karar verdiler. İlk olarak, kullanacakları kaydırma birimi üzerinde daha önceden anlaşmaları gerekiyor. Diyelim ki 3 diye anlaşmışlar. Ayşe mesajını şifrelemek için, orijinal mesajdaki her harfi, 3 birim kaydırmalıdır. Böylece, A, D olur B, E olur C F olur ve bu böyle gider. Bu okunamaz haldeki, şifreli mesaj Ahmet'e saklamadan yollanır. Sonra, Ahmet her bir harfteki 3 birimlik kaymayı, gerçek mesajı okumak için geri düzeltir. Şaşırtıcı ama bu basit şifre, askeri liderler tarafından Sezar'dan sonra yüzyıllar boyunca kullanıldı. Fakat bir kilit, en güçsüz noktası kadar güçlü olabilir. Şifre kırıcı, mekanik kusurları arar. Yada bilgileri parça parça bularak, kombinasyonların olasılıklarını daraltmaya çalışır. Kilit kırma ve şifre kırma süreçleri çok benzer. Sezar şifresinin güçsüz tarafları, 800 yıl sonra bir Arap matematikçi El-Kindi tarafından yayınlandı. Mesajın yazıldığı dilin özelliğini kullanarak Sezar şifresini kırmayı buldu. Eğer bir kitaptaki metni tararsanız her harfin belirli bir sıklıkta kullanıldığını göreceksiniz. Örneğin, bunlar İngilizcede ki harf sıklıkları. Bunu İngilizcenin parmak izi gibi düşünebilirsiniz. İletişime geçtiğinizde, fark etmeden bu parmak izini bırakırsınız. Bu ipucu, bir şifre kırıcı için en değerli araçlardan biridir. Bu şifreyi kırmak için, şifrelenmiş mesajdaki her bir harfin kullanılma sıklığını yani frekansını sayıp parmak izinin ne kadar kaydığını kontrol ediyorlar. Örneğin şifrelenmiş mesajda H, E yerine en sık kullanılan harf ise, kaydırma 3'tür. Böylece, gerçek mesajı açığa çıkarmak için kaydırmayı ters yöne çeviriyorlar. Buna frekans analizi deniyor. Ve bu Sezar şifresine büyük bir darbe olmuştu.