If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Philips Eğrisi

Enflasyon ve işsizliğin ters ilişkili olduğuna ilişkin gözlem. Orijinal video Sal Khan tarafından hazırlanmıştır.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.

Video açıklaması

Merhaba arkadaşlar , 1950'lerin sonlarında, William Phillips işsizlik ve enflasyon arasında bir korelasyon olduğunu fark ediyor Buraya bir ekonomistin daha resmini koydum İsmi Irving Fisher. Çünkü Fisher bu korelasyonu daha önce fark etmişti ancak Ancak işsizlik ile enflasyon arasındaki bu ilişki Phillips'in ismi ile anılıyor çünkü konu Phillips'in yayınları sayesinde kamunun ilgisini çekiyor. Aslında bu ilişki çok şaşırtıcı bir şey değil, genel mantığa uygun bir ilişki Ancak bu videoda bu ilişki ile uyumsuz olan örnekler üzerinde de duracağız. Bu grafikte yatay eksende işsizlik yüzdesini, yazalım isterseniz işsizlik yüzdesi Ve dikey eksende enflasyonu –enflasyon- göstereceğim. Rastgele sayılar seçiyorum. Phillips şunu fark ediyor, bir yılda yüksek enflasyon ve düşük işsizlik oranı var daha sonra başka bir yılda yüksek işsizlik oranı ve düşük enflasyon oranı var Hangisinin sebep, hangisinin sonuç olduğu belli değil, belki de birbirlerine sebep olan olgular bunlar Bazı yıllarda ise ortalama bir enflasyon ve göreceli olarak düşük işsizlik oranı var. Phillips bir çok yılın enflasyon ve işsizlik oranlarını alıyor ve bu verileri bizim yaptığımız gibi bir grafikte işaretliyor. Burada yüksek enflasyon, biraz daha yüksek bir işsizlik oranı.Hepsini aynı renkle yapayım. Buraya deflasyonu gösteren başka noktalar da koyabiliriz. Phillips, burada bir koralasyon olduğunu, ters bir bağlantı olduğunu fark ediyor. Eğer bu noktalardan geçen bir eğri çizmeye çalışırsak Eğer bu noktalardan geçen bir eğri çizmeye çalışırsak, buradaki noktaları rastlantısal olarak seçmiştik, oluşan eğri bunun gibi gözüküyor.Şöyle, çizelim bunuda Bu verilerin bize söylediği şu Buradayken, enflasyon yüksek ve işsizlik düşük Yani yüksek enflasyon, düşük işsizlik. İşsizliğin düşük olması tabiki iyi Burada ise enflasyon düşük, işsizlik yüksek Eğer bu eğri yatay eksenin altına inerse bu alan deflasyon gördüğümüz yer olucak yani enflasyon düşük, işsizlik yüksek Bunlar son derece akla yatkın şeyler ancak tekrar etmek istiyorum hangisinin sebep hangisinin ise sonuç olduğunu belirlemek güç. Düşük işsizlik oranı, çalışma oranının yüksek olması anlamını taşıyor İşsizlik oranı düşükse, işgücünü etkin olarak kullanıyorsunuz demektir.yani işsizlik düşük olduğunda İşçiler avantaj sahibi oluyorlar İşçiler avantaj sahibi oluyorlar, ve eğer işçiler avantajlı konumda olurlarsa, bu durumda işverenler işçilerini ellerinde tutabilmek için ücretleri yükseltmek zorunda kalıyor. Zira bu işçileri çalıştırmak isteyen başka işyerleri de var. Ücretler arttığında, çalışanların alım gücü de yükseliyor yani alım gücü artıyor. Alım gücü yükseldiği için çalışan kesimin mal ve hizmetlere olan talebi yükseliyor burada ne diyoruz , talep yükseliyor Mal ve hizmetlere talep yükseldiğinde, bütün üretim faktörlerinin kullanımı artıyor yani Arazi, sermaye, girişimcilik ve işgücü Demek ki bu işsizliği daha da azaltıyor ve düşünün ki, işsizlik zaten oldukça düşük bir seviyedeydi ve daha da azaltıcak bunu Bu üretim faktörlerinden sadece bir tanesi Ancak tüm üretim faktörlerini düşünürseniz eğer muhtemelen onlar da etkin şekilde kullanılıyorlar Fabrikalar tam kapasiteye yakın çalışıyor. İşgücü piyasası tam kapasiteye yakın Eğer alım gücünü yükselterek bu bağlamda talebi de yükseltirseniz, yani talep yükseliyor,işsizlik düşük bu durumda artık kullanılabilir kapasite daha az, talep ise daha yüksek Bu, fiyatların yükselmesine sebep oluyor Bu durum fiyatların yükselmesine sebep oluyor ve fiyatlar yükseldiğinde çalışanların yaşam giderleri de yükseliyor Yani yüksek yaşam gideri. Aslında basit bir şema ama umarım size piyasadaki dinamikleri göstermek için yardımcı olmuştur İşçilerin daha fazla seçeneği var, ancak yaşam giderleri de daha yükseldi Bütün ekonomi tam kapasiteye yakın çalışıyor Dolayısıyla daha yüksek ücretler istiyor olacaklar, bu döngü böyle devam edebilir Buraya kadar anlattıklarımız tamamen mantıklı. Bununla birlikte, bazı istisnai durumlar da oluşabiliyor. Örneğin 1970'lerde ABD stagflasyonla karşı karşıya kaldı. Stagflasyon, gerçekten kötü bir durum: Hem enflasyon hem de işsizlik yüksek bu durumda Burada grafikte bu şekilde Stagflasyona tam olarak neyin sebep olduğunu söylemek güç, ve genelde birden fazla sayıda sebep oluyor Bununla birlikte, bu dönemde yaşanan stagflasyonun en önemli sebeplerinden birisinin arz şoku olduğunu söyleyebiliriz Evet arz şoku Petrolde yaşanan arz şoku, üretilen her şeyin maliyetinin ve dolayısıyla fiyatının yükselmesine sebep oldu Ancak ülkenin tümünün daha üretken olmasını sağlamadı Bunu şöyle düşünebiliriz, buradaki fiyatlar yükseldi Buradaki yaşam maliyeti yükseldi. Ancak döngünün bu kısmı Düşük işsizlik ve yüksek enflasyon kısmı etkilenmedi. Yani, bu taraftaki kısım gerçekleşmedi Yüksek fiyatlar dolayısıyla, kişilerin alım gücü azaldı ve talep daraldı. Ve tahmin edersiniz ki yüksek yaşam maliyeti, yani benzin fiyatlarındaki artış Şuraya bir çizgi çekelim, biliyorum şema baya karışt Evet, tahmin edersiniz ki, yerli üretime karşı talep azaldı. Oyüzden buraya eksi çiziyorum. Çünkü insanlar benzin için o kadar çok para harcıyorlardı ki, diğer harcamalarını kısıyorlardı. Tabi bu olayın başka açıklamaları da var. Talebin düşmesi, işsizliğin azaldığını gören devlet piyasayı hareketlendirebilmek için daha çok para bastı ancak buradaki sanal döngüyü yaratamadı. Elbette başka sebepler de düşünülebilir ekonominin yeni koşullara neden adapte olamadığı konusunda bazı fikirler var Örneğin, yapısal bazı bozukluklar olduğu, iş gücü ve kaynakların etkili bir şekilde dağıtılıp kontrol edilemediği gibi 1970’lerde ABD’de yaşanan stagflasyon dönemini gündeme getirmemin sebebi şu ekonomide anlattıklarımız kesin kanunlar değil. Hangisinin hangisini tetiklediğini bilemiyoruz. Buna karşıt bir örnek ise, ABD’de 1990’ların sonlarındaki dönem. Bu dönemde düşük enflasyon ve düşük işsizlik oranları gözlemleniyor. Grafikte yeri burası. 1990’ların sonlarında gördüğümüz bu döngünün niçin yaşanmadığı fiyatların niçin yükselmeye devam etmediği ise, teknolojide yaşanan gelişmelerle açıklanabilir. Bilgisayarlar, telekomünikasyon alanındaki gelişmeler, internet verimliliği hızlı ve inanılmaz şekilde yükseltti. Bu döngüde gördüğümüz alım gücünün yükselmesine ve işsizlik oranının düşmesine rağmen teknolojideki gelişmeler ülkedeki verimliliğin çok yükselmesini sağladı Yükselen verimlilik sayesinde, enflasyon görülmedi. Genel olarak, bu teori son derece akla yatkın. Bununla birlikte Ekonomideki pek çok teoride olduğu gibi, bunda da bazı istisnalar gözlemleniyor