If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Acropolis'den Peplos Kore

Peplos Kore, MÖ 530 civarı, Akropolis, Atina, Yunanistan (Akropolis Müzesi)

Konuşmacılar: Dr. Steven Zucker ve Dr. Beth Harris.
Orijinal video Steven Zucker ve Beth Harris tarafından hazırlanmıştır.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.

Video açıklaması

Atina'daki Akropolis Müzesi'nde bulunan Peplos Kore isimli figürü görüyoruz. Durumumuz sanat tarihinde meydana gelen komik şeylerden biri aslında. Objeler bir konudaki orjinal fikirlere göre adlandırılırlar. Ama daha sonra araştırmalar yapıldığında, bu isim artık işlevsiz hale gelir. Ancak isim kalır çünkü artık herkes eseri o isimle biliyordur. Bu figür de Peplos Kore olarak biliniyor. Çünkü biz en başta bu figürün bir antik Yunan giysisi olan peplos giydiğini düşünmüştük. Peplos, omuzlardan bağlı ve aşağı dökülen, dikdörtgen ve genelde keten kumaştan yapılan bir giysidir. Kore ise antik yunanın her tarafında bulunan bir figür türüdür. Kıyafetli bir kadın figürüdür. Ve çıplak olan erkek Kouros figürünün muadilidir. Kore Yunancada genç kadın anlamına gelir. Dişi Kore ve erkek Kouros figürleri klasik dönemden önce gelen arkaik dönemde çok sayıda bulunmuştur. Küçük bir heykeldir ve Akropolis'te bulunmuştur. Dişi Kore figürleri genelde Tanrıça Atena'ya sunulan adaklardır. İlginç bir şekilde çoğu durumda erkekler tarafından sunulmuştur. Ama son yapılan çalışmalar bunun aslında genç bir kadının temsili olmayabileceğini öne sürer. Bu bir tanrıça olabilir. Bu figür çok sıradışı bir şekilde giydirilmiştir. Akropolis'te bulunan tüm genç kadın heykellerinin arasında bu şekilde giydirilmiş olan tek heykel budur. Sanat tarihçileri şu an aktif olarak bu kadının tam olarak ne giydiğini tartışıyorlar. Bazıları hala bunun bir peplos olduğunu düşünmeye devam ediyor. Bazıları peplosun altındaki kitan olduğunu düşünüyor. Bazılarıysa üstünde bir pelerin olduğunu söylüyor. Yani çok sayıda ihtimal var. Figürün orjinal renklendirmesi de aynı şekilde incelenmiş. Renklendirmesi, kıyafetini anlamamıza yardımcı oluyor. Hem giydiği şey çok sıradışı olduğu hem de tanrıça heykellerine benzediği için son zamanlarda başka bir varsayımda bulunuluyor. Bu oldukça dikkatli bir şekilde araştırılmış bir varsayım. Bu tahmin, bu heykelin aslında bir adak olmayabileceği yönünde. Bu da aslında Akropolis'te bulunan çoğu dişi Kore figürü için geçerli. Bu bir tanrıça, muhtemelen Artemis veya Athena olduğu düşünülüyor. Artemis çok önemlidir. Av tanrıçasıdır. Genelde yanında yay ve ok taşır. Bu heykelinse elinde ne taşıyor olduğunu bilmememiz çok moral bozucu. Eğer bilseydik kim olduğuna dair çok sayıda soruya kesin bir cevabımız olurdu. Belli ki sol kolu dirseğinden bükülü halde. Bu da bu genç kadın temsillerinin çoğunun tipik özelliğidir. Demek ki sol elinde bir yay tutuyor olabilirdi. Sağ eliniyse yumruk yaptığını görüyoruz. Kolayca ok tutabileceği gibi bir şekilde delinmiş. Yani Romalıların sonradan Diana şeklinde hitap ettiği tanrıça Artemis olabilir. Figüre yakından bakalım. Başının tepesini kaplayan çok sayıda delik olduğunu görebiliriz. Muhtemelen yukarı yükselen ışınlarıyla beraber metal bir taç, bir tür metal başlık takıyordu. Bu da kesinlikle ilahiliğini gösteriyordu. Bu kadın figürlerin taç veya başka takılar takması sıradışı değildi. Bunlar heykelin üzerine uygulanan metal veya boya ile temsil edilirdi. Aynı zamanda başının tepesinden yükselen bir çubuk görüyoruz. Bazı sanat tarihçileri tacın üzerinde bir hilal olabileceğini öne sürüyor. Ve orjinalinde yerinde olabilecek bronz küpeler için de açılmış delikler görebiliyoruz. Yüzü daha karışık bir şekilde boyanmış olmalıydı. Sadece kırmızı renkli kısım geride kalmış ama bize göre gözlerin ve kaşların etrafında da kırmızıyla beraber siyah renk boya vardı. Ve belki daha hafif renkler de vardı. Heykel sadece göğüslerini ve belini değil, aynı zamanda ağır kumaşın altındaki bacaklarını da hafifçe belli ediyor. Figürde çok az da olsa bir hareket hissi var. Bu gördüğümüz çok arkaik bir figür. Arkaik bir gülüşe sahip. Bunun aslında mutluluk duygusunun bir göstergesi değil, daha çok bir esenlik sembolü olduğunu unutmamalıyız. Bu gülüş bizde bu figürün üstün, kusursuz, duygu ve zorluk dünyasından bağımsız ve hepsinin üzerinde yükseliyor olduğu hissiyatını yaratıyor. Bu da bir tanrıça figürü veya ideal dişiliği temsil eden bir figür için oldukça mantıklı. Bence bu heykel yeni yapıldığında ve hala parlak şekilde boyalıyken, bu his gerçekten çok güzel bir şekilde ifade edilmişti. Karnından dökülen kumaşın alt kısmındaki şeritte boya izlerine rastlıyoruz. Giysisinin ön kısmıysa, gövdesinin ortasından ayrılıyormuş gibi görünüyordu. Dekoratif şekillere ve hayvan işlemelerine dair işaretler görüyoruz. Evet, sfenksi görüyoruz. Atlar görüyoruz. Muhtemelen oğlak şekilleri de var. Hepsi sadece özel bir ışığın altında görülebiliyor ve artık direkt gözle görülür değiller. Bunlar belki de doğurganlığına ve üremeye işaret ediyor. Bunu bilmek çok zor. Ama arkaik dönemden kalan en olağanüstü figürlerden biri olduğunu biliyoruz. Bize yadigar kaldığı için çok şanslıyız.