If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Protestan Reformu'na giriş

Wittenberg, 1725, gravür, 18 x 15 cm (Eyalet ve Üniversite Kütüphanesi, Dresden)
Wittenberg, 1725, gravür, 18 x 15 cm (Eyalet ve Üniversite Kütüphanesi, Dresden)

Protestan Reformu

Günümüzde Protestan Kilisesi'nin birçok alt kırılımı bulunmaktadır. Örneğin, Baptistler şu anda Amerika'daki en geniş Protestan grubudur, fakat çok sayıda farklı inanç grubu da bulunmaktadır. Peki bu ayrışma nasıl oldu? Bütün bunlar nerede başladı? Protestan Reform hareketini anlamak için, Batı Avrupa'da tek kilisenin olduğu 16. yüzyılın başlarına, Roma'daki Papa'nın liderliği altındaki Roma Katolik Kilisesi'nin olduğu zamanlara gitmemiz gerekiyor. Günümüzde ise artık tek bir kilise olmadığı için "Roma Katolik Kilisesi" diyoruz çünkü Hristiyanlık'ın çatısı altında birçok farklı inanç grubunun kendi kilisileri var (örneğin, Metodist, Baptist, Lüteriyen, Kalvinist, Anglikan gibi).

Kilise ve Devlet

1500 yılına geri dönersek, Kilise (günümüzdeki Roma Katolik Kilisesi) Batı Avrupa'da siyasi ve ruhani olarak çok güçlüydü (ve aslında İtalya'da Papalık Devleti denilen geniş bir bölgede hüküm sürüyordu). Fakat başka siyasi güçler de iş başındaydı. Kutsal Roma İmparatorluğu (çoğunlukla prensler, dükler ve soylular tarafından yönetilen Almanca konuşulan bölgelerden oluşuyordu), zamanla birleşerek sayıları artan Fransa ve İspanya gibi ulus devletler (ve diğerleri), İtalyan şehir devletleri ve İngiltere vardı. Bu bölgelerin hükümdarları bir önceki yüzyılda güç kazandılar ve birçoğu Reformistler tarafından teklif edilen papalığın (Papa makamı) gücünü zayıflatacak ve aynı zamanda güçlerini Roma'daki Kilise ve diğer hükümdarlara kıyasla arttırıcak bu fırsatı kabul etmek konusunda kaygılı oldukları kadar da heyecanlıydılar.
Unutmayalım ki, bir süreliğine Kilise iç güç mücadelelerinden dolayı (1300'lü ve 1400'lü yılların sonlarında, bir noktada kilise aynı anda üç farklı Papa tarafından yönetiliyordu) yozlaşmış bir kurum olarak görülüyordu. Papalar ve Kardinaller genellikle ruhani liderlerden çok krallar gibi yaşadılar. Papalar ruhani güçleri kadar siyasi güçleriyle de ön plana çıktılar. Orduları yönetir, Siyasi işbirlikleri yaptılar, düşmanlar yarattılar hatta bazen bu düşmanlara karşı savaş bile başlattılar. Simoni (Kilise hizmetlerinin satılması) ve nepotizm (aile ilişkilerine dayanarak kayırmacılık) yaygındı. İşin aslı, eğer Papa bu dünyevi sorunlara odaklanıyorsa inançlı ruhlarla ilgilenecek çok zamanı kalmazdı. Kilise'nin yozlaşmışlığı iyi biliniyordu ve Kilise'yi (bilhassa John Wyclif ve Jan Hus tarafından) reforme etmek için birçok girişim yapılmıştı; fakat bu çabaların hiçbiri 1500'lü yılların başlarındaki Martin Luther King'in eylemlerine kadar Kilise'nin dayattığı uygulamalarla başarıyla mücadele edememişti.
Lucas Cranach the Elder, Augustinyan keşişi olarak Martin Luther, 1520, gravür, 6-1/4 x 4-3/16 (Metropolitan Sanat Müzesi)
Lucas Cranach the Elder, Augustinyan Keşişi olarak Martin Luther, 1520, gravür, 6-1/4 x 4-3/16 (Metropolitan Sanat Müzesi)

Martin Luther

Martin Luther, Alman bir rahip ve Wittenberg Üniversitesi'nde Teoloji profesörüydü. Luther, 1517'de Almanya-Wittenberg'deki Castle Kilisesi'nin kapısına ''95 Maddelik Tez" isimli eserini asarak Reformasyon'un ilk kıvılcımını ateşledi. Luther'in tezi, günahların para karşılığında bağışlanması (endüljans) gibi belli Kilise uygulamaları ile ilgili duyduğu endişelerini vurguladığı bir beyanlar listesi olmakla birlikte, özünde Luther'in Kilise doktrinine karşı beslediği derin endişeleri temel alıyordu. Devam etmeden önce, Protestan kelimesinin ''protesto'' kelimesini ve reformasyonun ''reform'' kelimesini içerdiğine dikkat edin. Bu hareket en azından ilk başlarda, Katolik Kilisesi'nin yozlaşmış uygulamalarını protesto etmek ve kilisede reform yapmayı amaçlayan bir çaba olarak başladı.

Endüljans (Bağışlama)

Endüljans yani bağışlama, kilisenin yapılan bir bağış ya da diğer hayırsever işler karşılığında, bağışı yapan kişiye ruhunun araftaki zamanını kısaltarak cennete daha çabuk gireceğini onaylayan bir kağıt parçası verdiği bir uygulamaydı. Bu kağıt parçasına endüljans deniyordu. Ciddi bir günah işleyerek cehennemdeki yerini garantilememiş olanlar ile tövbe etmeden ve günahlarını telafi etmeden önce ölenlerin ruhları cennete girmeye hak kazanmadan önce işledikleri küçük günahları telafi etmek için önce bir nevi ara durak olan Araf'a giderdi.
10. Papa Leo, endüljansları Roma'da Aziz Peter Bazilika'sının restorasyonu için gerekli finansal kaynağı oluşturmak için başlatmıştı.Bu uygulama ile endüljanslar, Luther'in Teoloji Profesörü olduğu Wittenberg'den çok da uzak olmayan bir yerde Johann Tetzel tarafından satılıyordu. Luther, cennete giriş konusu ile finansal bir işlem arasında bağlantı kurulmasından dolayı ciddi biçimde endişeliydi. Fakat endüljans satışı, Luther'in Kilise ve uygulamaları ile olan tek fikir ayrılığı değildi.

Yalnızca İnanç

Martin Luther çok dindardı ve manevi açıdan zorlandığı dönemler geçirmişti. Ne kadar ''iyi'' olmaya çalışırsa çalışsın, ne kadar günahtan uzak durarsa dursun, hala kendisini günah dolu fikirlerin içerisinde bulduğuna karar verdi. Ne kadar iyi ameller işlerse işlesin (hatırlarsanız, Katolik Kilisesi'ne göre iyi işler yapmanın cennete girmeye yardım ettiği düşünülürdü. Örneğin, Kilise için sanat işleriyle uğraşmak gibi), cennette asla bir yer kazanamayacağı konusunda endişeli ve korku doluydu. Bu, insanlık halinin günahkarlıktan kaçamayacağına olan inancının derin bir yansımasıydı. Neticede ne kadar kibar ve iyi olmaya çalışırsak çalışalım, kendimizi kibar olmayan ve hatta bazen daha da kötü fikirler içerisinde buluruz. Luther, ''Adil olan inançla yaşar'' (Romans 1:17)'yi yazan Aziz Paul'u okuduğunda bu sorundan bir çıkış yolu buldu. Luther okuduklarından şu çıkarımı yaptı: Cennete gidenler, yalnızca inançları sayesinde oraya gitmeye hak kazanacaklar, iyi işler yaparak değil. Diğer bir deyişle, Tanrı'nın merhameti insanlara karşılıksız verilmiştir, herhangi bir şey yaparak kazanabileceğimiz bir şey değildir. Katolik Kilisesi'ne göre ise, insanlar iyi işler yaparak ruhlarını kurtarabilirlerdi.

Yalnızca Kutsal Kitap

Luther (ve diğer reformistler) en güvenilir kaynak ve Kilise'nin öğretilerine karşı olarak İncil'e döndüler. 15. yüzyılın ortalarında matbaanın icadı (Gutenberg tarafından, Almanya'nın Mainz şehrinde) ve İncil'in konuşma diline çevrilmesi (yaygın diller olan Fransızca, İtalyanca, Almanca, İngilizce vs.) okuyamayı bilenler için bir rahibe ya da başka bir kilise çalışanına danışmak zorunda kalmadan dini direk İncil'den okuyarak öğrenmenin mümkün olduğu anlamına geliyordu. Bundan önce İncil Latinceydi, yani yalnızca rahipler tarafından konuşulan antik Roma dilinde okunabiliyordu. Matbaadan önce kitaplar el yapımıydı ve çok pahalıydı. Matbaanın icadı ve İnci'lin konuşma dillerine çevrilmesi tarihte ilk defa İncil'in Kilise'nin dışında da okunabilmesi anlamına geliyordu. Katolik Kilisesi aracı olmadan Tanrı ile doğrudan bir ilişki kurmak artık mümkündü.
Luther ve diğer reformistler, İncil'de yazılanları okuduklarında (bir yandan da eski Yunan el yazılarını baz alan bu yeni çevirilerin doğruluğunu teyit etmeyi ve geliştirmeyi amaçlıyorlardı), Kilise'nin manevi kurtuluşa ulaşmayla ilgili uygulama ve öğretilerinin bir çoğunun İsa'nın öğretileriyle örtüşmediğini fark ettiler. Bunlara sakramentler (kutsayıcı ayinler), kutsal komünyon (Evharistiya olarak da bilinir) da dahildi. Katolik Kilisesi'ne göre Komünyon'un mucizesi dönüştürme gücüdür: Rahip şarap ve ekmek ile yapılan ayinini yönettiğinde, bunların varlıklarını İsa'nın kanı ve bedeni ile dönüştürür. Luther Kutsal Komünyon'daki bu dönüştürme fikrini reddetti. Luther böylece Katolik Kilisesi'nin ayinlerine, mucizelerine ve insanı Tanrı'nın merhametine kavuşturabilecek ya da manevi kurtuluşa götürebilecek temel yollardan birine meydan okumuş oldu.

Karşı Reform

Kilise önceleri Martin Luther'i görmezlikten geldi, fakat Luther'in fikirleri (ve bu fikirlerin Kalvinizm dahil diğer türevleri) kısa sürede tüm Avrupa'ya yayıldı. Worms Meclisi'nde (bir Alman şehrinde Kutsal Roma İmparatoru tarafından kurulan bir konsey) yazdıkları ve fikirlerinden cayması (inkar etmesi) istendi. Luther bunu reddettiğinde, Kilise tarafından aforoz edildi (diğer bir deyişle sürgün edildi). Bu zaman diliminde, Katolik Kilisesi'nin Luther ve diğer Reformist'lerden gelen tehdite karşı verdiği tepki Karşı-Reform olarak adlandırılır.

Trent Konseyi

1545 yılında Kilise, Luther tarafından çıkarılmış sorunlarla başa çıkabilmek için Trent Konseyi ya da bir diğer adıyla Trento Konsili'ni oluşturmak için çağrı yaptı. Trent Konseyi, Kilise'deki yüksek rütbeli yetkililerden oluşan bir meclisti; bu kişiler (fasılalı olarak 18 yıl boyunca) çoğunlukla Kuzey İtalyan şehri olan Trento'da 25 kez bir araya geldiler.

Trent Konseyi'nin Sonuçlarının Özeti

  1. Konsey, Lüteriyen "yalnızca inanç" fikrini reddetti. Diğer bir deyişle, insanoğlunun iyi ameller ve ayinlerle kendi kendini affetmesini sağlayan Merit Öğretisi'ni onayladılar.
  2. Arafın varlığını ve bir insanın arafta kalma süresini kısaltma konusunda duaların ve endüljansların faydası olduğunu teyit ettiler.
  3. Dönüştürme inancını (Katolik Komünyon uygulamasında olduğu gibi) ve tüm yedi sakramentin (ayinlerin) önemini yeniden teyit ettiler.
  4. Kilise'nin geleneklerini, öğretilerini ve yazıtlarının önemi ve otoritesini yeniden teyit ettiler.
  5. Dini sanatın doğruluğunu ve önemini yeniden teyit ettiler (aşağıda detaylandırılacaktır).

Trent Konseyi'nin Dini Sanat Üzerindeki Etkileri

Trent Konseyi'nde Kilise, dini imgelerin değerini yeniden teyit etti; bununla birlikte kilise yetkililerinin doğru imge kullanımına ve putperestlik olasılığına karşı dikkatli olmaları gerektiği belirtildi. Konsey, imgelerin önemli olduğu kararını vermişti ''çünkü onlara gösterilen onur, imgelerin temsil ettiği prototiplere yönlendirilmekteydi'' (diğer bir deyişle, imgeler aracılığıyla tasvir edilmiş kutsal figürleri onurlandırdıklarını düşünüyorlardı). İmgelerin neden önemli olduğuna dair başka bir sebep daha belirtildi: ''Azizler aracılığıyla Tanrı'nın gerçekleştirdiği mucizeler ve bunların etkileyici örnekleri, Tanrı'ya şükredebilmeleri, azizlerin davranışlarını örnek alarak kendi hayatlarını düzene sokabilmeleri, Tanrı'yı sevme ve tapma konusunda heyecan duymaları ve dini inançlarını güçlendirebilmeleri için bu imgeler inançlı gözlere gösterildi.''

Şiddet

Reform, Avrupa için çok şiddet içeren bir dönemdi. Din savaşlarında aile bireyleri bile birbirleriyle savaşıyorlardı. Hem Katolikler hem Protestanlar, kendilerinin doğru tarafta olduklarından ve karşı tarafın ancak şeytanın işini yaptığından tamamen emindi.
Bu dönemin sanatçıları (Roma'da Michelangelo, Venedik'te Titian, Nuremberg'te Durer, Saksonya'da Cranach, vs...) Kilise'nin sanatçılar için tek ve en büyük güç; hatta çoğu zaman en önemli müşteri olmasından dolayı bu değişikliklerden fazlasıyla etkilenmişlerdi. Artık sanat tamamen yeni bir yöntemle ele alınmaktaydı. Katolik Kilisesi, sanatın İncil'deki hikayeleri etkin ve açık bir şekilde halka iletip iletemediğini sorguluyordu (bu konuda Veronese'nin Levi'nin Evindeki Ziyafeti eserini inceleyebilirsiniz). Diğer yandan Protestanlar, Kilise'nin hamiliğini büyük ölçüde kaybettiler ve dini imgeler (heykeller, resimler, vitraylar, vb...) ikonaklast (imge karşıtı) isyanlarda yok edildi.

Diğer gelişmeler

Ayrıca bu dönem boyunca, Bilimsel Devrim hız kazandı. Bilim çevreleri için evrenin kaynağını ve bizim evrendeki yerimizi araştırdıkça ve daha iyi anladıkça, doğal dünyayı gözlemleme alışkanlığı dini öğretilerin yerini almaya başladı. Kopernik, Güneş'in merkezde olduğu ve gezegenlerin de onun etrafında döndüğünü bir evren modeli önererek eski Yunan modeli olan Dünya Merkezli Evren Modeli'ni çürüttü.
Aynı zaman diliminde keşifler, sömürgecilik ve Avrupa'nın ''Yeni Dünya'' dediği bölgenin (genelde zor kullanarak) Hristiyanlaştırılması hızla devam etti. Yüzyılın sonunda, Avrupalıların dünyası artık daha büyüktü ve dünyaya ilişkin fikirleri yüzyıllardır hiç olmadığı kadar çeşitli ve belirsizdi.
Lütfen bu dersin Batı Avrupa üzerinde yoğunlaştığına dikkat edin. Dünyanın diğer bölgelerinde Doğu Ortodoks Kilisesi gibi Hristiyanlığın başka formları da bulunmaktadır.
Metni yazan: Dr. Steven Zucker ve Dr. Beth Harris

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.