If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Budizm Tarihi

Genel bakış

  • Maurya ve Gupta İmparatorlukları dönemlerinde Hint kültürü ve yaşam biçimi Budizm'den derin bir biçimde etkilenmiştir.
  • Budizm, kast sistemindeki düşük sınıflara hitap ediyordu, çünkü mevcut yaşantılarında onlara aydınlanma ve kurtuluş için bir yol gösteriyordu.
  • Budizm ayrıca MÖ 260 tarihinde Budist olan İmparator Aşoka'dan devlet desteği de aldı.
Siddartha Gautama (Sidarta Gotama), Budizm'in kurucusu, tahmini olarak MÖ 563 yılında varlıklı bir ailede dünyaya geldi. Gotama, hayatın kendisine getirdiği zenginlikleri reddetti ve aşırı bir öz-disiplin anlamına gelen çilecilik (asetizm) anlayışını benimsedi. 49 gün süren meditasyonun ardından Gotama, Buda'ya yani "Aydınlanmış olan" kişiye dönüştü. MÖ yaklaşık 528 senesinde bu yaşadıklarını halka anlatarak bir grup takipçi kazandı. Bu gruptakiler zaman içinde Budist keşişlere dönüştükten sonra, Kuzey Hindistan boyunca seyahat ederek öğretilerini yaymaya başladılar.
Budizm, güçlü bir bireysel ögeye sahiptir: Her birey bu hayattaki mutluluğundan kendisi sorumludur. Buda, Dört Yüce Gerçek adındaki yol gösterici ilkeleri ortaya koydu: Hayatta acı çekmek vardır; acı çekmenin sebebi arzulardır; arzuların son bulması, acı çekmenin son bulmasıdır; kontrollü ve yumuşak bir hayatı takip etmek, arzuları yani acı çekmeyi yok eder.
Bu hedeflere ulaşmak amacıyla Buda, Sekiz Aşamalı Asil Yol öğretisini ortaya koydu: Doğru fikir, doğru niyet, doğru söz, doğru eylem, doğru çaba, doğru dikkat ve doğru konsantrasyon (ya da meditasyon). Budist inancına göre Sekiz Aşamalı Asil Yol'u takip etmek, yeniden doğuş ve acı çekme döngüsü olan samsara'dan kurtulmakla sonuçlanır.
Aydınlanma yolunu takip edenler, ortaya çıkan Budist manastır geleneğinin bir parçası oldu. Monastisizm (keşişlik), dünyevi arayışlardan arınıp insanın kendisini ruhsal faaliyetlere adadığı bir dini yaşam tarzı olarak tanımlanır.
Buda'nın ilk söylevi tablosu. Dharmacakra'yı çeviriyor: M.S tahmini 700-1100; Sanskrit Astasahasrika Prajnaparamita Sutra manuscript written in the Ranjana script. Buda kırmız ile giyinmiş ve iki refakatçi tarafından çevrilmiştir.
Buda'nın ilk söylevini tasfir eden bir tablo; MS tahmini 700-1100; Sanskrit Astasahasrika Prajnaparamita Sutra manuscript written in the Ranjana script; Nalanda, Bihar, India. Görselin sahibi: Wikimedia Commons
Budizm'in bireyselliğe önem veren bakış açısı ve aydınlanmaya giden yolda kast sistemini devre dışı bırakması, daha düşük kastlardaki insanlara hitap ediyor ve Budizm'i onlar için çekici kılıyordu. Budizm, bireylerin bu hayatta aydınlanmaya erişebileceğini ve ait oldukları kastın, insanların geçmişte yaptıkları için bir cezalandırma olmadığını öne sürüyordu. Ayrıca kadınlar, Budist keşişi olmak gibi hayatta başka türlü elde edemeyecekleri birçok ayrıcalığa Budizm'de sahipti. Budizm onlara ev ve ailenin geleneksel alanı dışında çalışma seçeneği verdi.
Tabii, tahmin edebileceğiniz gibi, Sekiz Aşamalı Asil Yol'u takip etmek kolay bir iş değildi. Budizm, bu zorlu hedefleri başarabilmek için yeterli zaman ve enerjiyi adayamayan vaişya (tüccar) ve shudra (memur) sınıfları arasında daha az yaygındı. Kısmen de olsa bu duruma bir tepki olarak, Mahayana Budizm'i ortaya çıktı. Mahayana Budizm'i insanların dünyevi görevlerini yerine getirirken yani bir yandan çalışırken, aynı zamanda aydınlanma yolunda ilerlemeye devam edebildiği bir Budizm yaklaşımıdır. Bu yaklaşım, Budizm'i daha geniş bir kitle için makul kıldı. Mahayana, "daha büyük araç" anlamına gelir ve daha fazla insanın aydınlanarak kurtuluş fırsatı elde edebileceğini iddia eder.
Budizm ayrıca devletin desteğinid de kazandı. MÖ 260'da Kral Aşoka, Kalinga feodal devleti ile yapılan şiddetli bir savaşın ardından Budizm'i benimsedi. Şiddeti geride bırakmak istiyordu ve bunu başarmak için alenen Budizm'e geçmeyi seçti. Aynı zamanda Budizm'i, imparatorluğu idare etmeyi kolaylaştıracak bir din olarak görmüş ve bu dinin altında birden fazla sosyal sınıf ve kültürden insanı birleştirmenin kolay olacağını düşünerek Budist olmuş olabilir.

Siz ne düşünüyorsunuz?

Budizm, Sidarta Gotama'nın öğretilerinden başlayarak geniş kitlelere nasıl yayıldı?
Daha düşük kastlardaki insanlar için Budizm'i uygulamak neden zordur?
Budizm öğretileri, daha düşük kastlardaki insanlar için neden Hinduizm'e bir alternatif oldu?
Aşoka, Budizm'in yayılması için sorumluluk aldı mı? Aldıysa, ne yaptı?

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.