If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Antik Mezopotamya Uygarlıkları

Genel bakış

  • Mezopotamya uygarlıkları, günümüzde Dicle ve Fırat Nehri kıyıları olarak anılan bölgede, Irak ve Kuveyt'te kurulmuştur.
  • MÖ yaklaşık 12.000'de, Neolitik Devrim zamanında erken dönem uygarlıkları oluşmaya başlamıştır.
  • Önemli Mezopotamya uygarlıkları arasında, Sümer, Asur, Akad ve Babil uygarlıkları bulunur.
  • Kanıtlar, bu toplumlarda teknoloji, edebiyat, kanunlar, felsefe, din ve mimarinin kapsamlı olarak kullanıldığını göstermektedir.

Nehirlerin kıyısında kurulan uygarlıklar

Bundan, yaklaşık olarak 6000 ile 8000 yıl önce, Nil Nehri civarındaki Antik Mısır da dahil olmak üzere İndus Vadisi Uygarlığı, Dicle ve Fırat Nehirleri arasındaki Mezopotamya, Sarı Nehir ve Yangtze Nehri boyunca uzanan Antik Çin gibi birçok toplumda, tarım büyük oranda başlamıştı. Bunun nedeni, düzenli nehir taşkınlarının verimli topraklara olanak sağlaması ve nehirlerin mahsullerin sulanması için tatlı su sağlamasıydı. Tarımın özelleşmiş toplumlar ve gitgide yoğunlaşan nüfusa olanak sağlaması sebebiyle, dünyanın ilk uygarlıklarının bu bölgelerde kurulması tesadüf değildi.

Antik Mezopotamya

Mezopotamya (günümüzde Irak ve Kuveyt'in büyük bir kısmı) uygarlıkların beşiği olarak adlandırılır çünkü en etkili şehir devletlerinin ve imparatorlukların temelleri, bu bölgede atılmıştır—tabi yalnızca bu bölgede değil! Günümüzde kullanılan şekliyle "Mezopotamya", Yunanca'da orta anlamındaki —mesos— ve nehir anlamındaki —potamos— kelimelerinin birleştirilmesiyle meydana gelmiştir ve tam olarak "iki nehir arasındaki ülke" anlamına gelmektedir. Bahsi geçen iki nehir Dicle ve Fırat'tır. Mezopotamya yalnızca tarımın gelişmeye başladığı ilk toplumlardan biri olma özelliğine sahip değildi, aynı zamanda Mısır ve İndus Vadisi uygarlıklarının kesişim noktasındaydı. Bu da, Mezopotamya'yı farklı kültürlerin ve dillerin bir araya geldiği; dolayısıyla yazı, teknoloji, dil, ticaret, din ve hukuk alanlarında kalıcı etkilerin bırakıldığı bir bölge hâline getirdi.
Mezopotamya ile ilişkilendirilen antik kültürler arasında Sümerler, Asurlular, Akadlar ve Babiller vardır. Bu tarihi dönem üzerinde çalışmak biraz kafa karıştırıcı olabilir, çünkü bu kültürler binlerce yıl boyunca etkileşimde bulunmuş ve kimi zaman birbirleri üzerinde hakimiyet kurmuştur. Aynı zamanda, incelenen dönem ve bağlama göre farklı şehir devletleri, diller, inançlar veya imparatorluklardan da bahsedebiliriz.

Sümerler

Sümerler ile başlayalım. Bölgedeki ilk şehir uygarlığı olan Sümer uygarlığının MÖ 4000 civarında (bundan yaklaşık 6000 yıl önce) güney Mezopotamya'da kurulduğu düşünülüyor. Mezopotamyalılar MÖ 3000'lerde, kil tabletlere uygulanmış çivi şeklinde yazmalarla ilk yazılı metinleri geliştiren toplumlardan. Bu çivi yazısı, yöredeki diğer toplulukların da kendi dillerini yazıya aktarmak için yaklaşık 2000 yıl boyunca kullandıkları bir yazı şekliydi. Ancak günümüzde kullanılan yazının da temeli olan Fenike alfabesi milattan önceki ilk bin yılda en çok kullanılan yazı biçimi olduktan sonra durum değişti. Çivi yazısı ayrıca dünyanın ilk büyük edebi eserlerinden biri olan Gılgamış Destanı'nın yazılmasında da kullanılan yazı biçimidir. Mezopotamyalılar yazıyı alım-satım kayıtlarını metne dökmek, mektup yazmak ve hikayeler anlatmak için de kullanmıştır. İnsanlığın büyük buluşlarından olan ve keşfi Mezopotamya'da MÖ 3500'lere dayandırılan tekerleği de Sümerlilerin icat ettiği düşünülür.
Sümerliler, Basra Körfezi'ne yolculuk ve Kuzey Hindistan'daki Harappalılar ile ticaret yapmalarına olanak sağlayan gemiler inşa etmiştir. Kumaş, deri, yarı değerli Harappa taşlarından mücevherler, bakır, inci ve fildişi eşya ticareti yapmışlardır.
Sümerler'in dini çok tanrılıydı ve tanrıların çoğu insana benzeyen biçimlerdeydi. Bu tanrılar için çoğu kentin merkezinde yer alan zigguratların üzerine tapınaklar inşa edilmiştir. Bu yapıların tamamlanması ise binlerce insanın çalışmasıyla uzun yıllar sürmüştür.
Çivi yazısıyla siyah bir tablete hazırlanmış siyah beyaz Gılgamış Destanı.
Gılgamış Destanı'ndan bir tablet. Görsel, Boundless izniyle.

Akad İmparatorluğu

MÖ 3000 civarında Sümerler, Mezopotamya'nın kuzeyinde bulunan, ismini Akad şehir devletinden alan Akadlar ile önemli kültürel değişimlerde bulunmuşlardır. Akad dili, günümüzde Sami dilleri olarak bilinen Arapça ve İbranice ile bağlantılıdır. Sami ismi; İncil'de anlatıldığı şekliyle İbrahim Peygamber'in ve dolayısıyla Yahudi ve Arap halklarının atası, Nuh Peygamber'in oğlu Sam'dan gelmektedir.
MÖ 2334 civarında Akadlı Sargon, iktidara gelerek muhtemelen dünyadaki ilk hanedanlık imparatorluğunu kurmuştur. İmparatorluk, Mezopotamya ve Doğu Akdeniz bölgesinde (günümüzdeki Suriye ve Lübnan) hem Akad hem Sümer dili konuşan halkları yönetmiştir. Akad İmparatorluğu, kuruluşundan 180 yıl sonra, MÖ 2154'te yıkılmıştır.
Akad İmparatorluğu kahverengiyle, askeri harekatların yönleri sarı oklarla gösterilmiştir.
Akad İmparatorluğu'nun haritası. Görsel, Boundless izniyle.

Asur İmparatorluğu

Asur devleti, ismini kuzey Mezopotamya'daki ilk başkenti olan ve Aşur olarak da bilinen antik Aššur şehrinden alır. Aşur aslen, Akad İmparatorluğu'nda Sargon ve veliahtları tarafından yönetilen, Akad dili konuşulan şehir devletlerinden biriydi. Asur devleti, Akad İmparatorluğu'nun çöküşünden yüzlerce yıl sonra büyük bir imparatorluk haline geldi.
MÖ 21. yüzyılın sonlarından MÖ 7. yüzyılın sonlarına kadar geçen 1400 yıl boyunca, Akad dili konuşan Asurlular Mezopotamya'da, özellikle de kuzeyinde baskın bir güç olmuşlardır. İmparatorluk, MÖ 7. yüzyılın sonundaki çöküşünden önce en parlak dönemini yaşamıştır. Asur İmparatorluğu'nun sınırları o zamanlar doğuda Pers İmparatorluğu'na (günümüzde İran), batıda Mısır ve Kıbrıs'a dayanıyordu. Asurlular'ın egemen güç olmadığı nadir dönemler arasında Hammurabi'nin kurduğu Babil İmparatorluğu dönemi ve iktidarda kimsenin olmadığı karışık ve karanlık dönemler bulunmaktadır.

Babiller

Hammurabi döneminde Babil haritası. Haritada Dicle ve Fırat Nehirleri ile civarı gösterilmektedir. İmparatorluk kahverengiyle, Babil ve civarı kırmızıyla gösterilmiştir.
Hammurabi döneminin başında ve sonunda Babil İmparatorluğu'nun sınırları. Görsel, Boundless izniyle.
Babil, MÖ 1894 civarında kurulduğunda, Mezopotamya merkezindeki 100 yıllık küçük bir şehir devletiydi. MÖ 1792 ile 1750 arasındaki Hammurabi saltanatında işler değişti. Hammurabi, etkin bir merkezi yönetim kuran yetenekli bir hükümdardı. Aynı zamanda Babil'i yabancıların egemenliğinden kurtardı ve tüm Güney Mezopotamya'yı fethederek bölgeye istikrar getirdi ve bölgenin Babil İmparatorluğu olarak adlandırılmasını sağladı.
Babil'in ilk hanedanlık dönemindeki en önemli eserlerinden biri Hammurabi Kanunları adlı bir yasalar derlemesiydi. Bu derleme, MÖ yaklaşık 1754'te hazırlanmış ve Sümer, Akad ve Asur devletlerinin önceki yazılı yasalarını kimi açılardan tekrar etmiş, kimi açılardan geliştirmiştir. Hammurabi Kanunları MÖ 2100 ile 2050 yılları arasında Sümer kralı Ur-Nammu'nun hazırlattığı Ur'un Kanunu'na oldukça benzer. Hammurabi Kanunları, dünyada büyük bir uzunlukta olup da çözümlenebilmiş en eski metinlerdendir. Babil'in 6. kralı Hammurabi tarafından MÖ 1754 civarında hazırlanan bu kanunlar, dikilitaş ve kil tabletlere yazılmıştır. Toplumsal statüye bağlı olarak değişen ve "göze göz, dişe diş" şeklinde kısas mantığıyla düzenlenen 282 kanundan oluşur. Örneğin soylu sınıftan bir kişi bir kölenin kolunu kırarsa para cezasına çarptırılır; ancak soylu biri başka bir soylunun kolunu kırarsa suçlunun da kolu kırılırdı. Kimilerine göre bu kanunlar anayasal hükümetin, masumiyet karinesinin ve bir davada kişinin kanıt sunabilmesinin erken dönemde görülen biçimiydi.
Hammurabi'nin kurduğu Babil İmparatorluğu, Babil'in MÖ 1531'de istilacılar tarafından ele geçirilmesine dek 260 yıl boyunca varlığını sürdürmüştür. MÖ 626 ve 539 yılları arasındaki dönemde Babil, Yeni Babil İmparatorluğu olarak kendini bölgede tekrar öne çıkardı. Bu yeni imparatorluk, MÖ 539'da Persler tarafından yıkılmış, Persler MÖ 335'e yani Büyük İskender'in hüküm sürdüğü döneme kadar bölgeyi kontrolleri altında tutmuştur.

Siz ne düşünüyorsunuz?

  • Mezopotamya hükümdarları, büyük ölçüde insan emeğine ihtiyaç duyulacağını bildikleri hâlde neden zigguratlar inşa etmeye karar verdiler?
  • Uzak uygarlıklarla ticaret yapılması, Mezopotamyalıların dünya görüşünü nasıl etkiledi?

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.