Büyülü Bir Manzara

bu kristal gireceğiz Amerikan sanat Müzesi'nin deposunda Yasuo kuniyoshi tarafından yapılan inek ve küçük Joe isimli tabloya bakıyoruz kuniyoshi kariyeri boyunca birçok tablosunda inekleri resmetmiş sanıyorum bu tabloların sayısı 60 civarında Ama küçük çoğunu minicik elleriyle ineğini sevdiği Bu tablo serinin en geniş Ve muhtemelen en etkileyici olan tablosu Hakikaten de çok tatlı ancak Küçükkuyu birşeyin Tedirgin ettiği hissede gözden kaçmıyor inek bu tabloda son derece güçlü Merkezi bir figür durumunda ancak arka plana baktığımızda burada bitkiler mi var arazi nerede başlayıp nerede bitiyor pek açık değil yani soyut karmaşık ve tuhaf bir alan sanatçının ölçekli oynama şekli gerçek dışılık hissini arttırmaya yardımcı oluyor de tüm bunların yanı sıra son derece Narin görünen çimenler var Bart tablonun ilginç unsurlarından biri de bu ev evin küçük ceo'dan Ne kadar uzakta olduğunu veya annesi onu çağırdın eve gitmesini ne kadar süreceğini tahmin edemiyoruz Ayrıca burada bir de hiçbir yere çıkmayan Patika bir yol var kuruyo Çin'in bu dinamik alan ilişkilerini oluşturma konusunda muhteşem bir yeteneği var ölçekteki değişimler ve alanın belirsizliği sanki bir rüyaya veya bir çocuğun hayalini bakıyormuş hissi uyandırıyor Aslında konuyor şinin çoğu eserini tanımlayan da bu hayali nitelik kendisi Avrupa modernizmin etkili Paris'e gitmiş Amerikan halk sanatını çok beğenmiş Özellikle de mürekkep çizimleri olmak üzere Japon kaynaklarından da ilham almış tüm bunlar biraraya gelerek kuruyo işinin belirgin bir biçimde kendi yolunu bulmasını sağlamış burada çocukluk yıllarının ve hayvanların antropomorfik bir biçimde Yani insan biçimine sokularak tasvir edilmesini yarattığı bir his var ay bu Alice Harikalar Diyarında daki gibi büyük ve küçük alanların olduğu mekanlar dayız konuyor şu bir nevi ineklerle kendi kimliğini birleştiriyor Çünkü Japon takvimine göre inek yılında doğmuş yani kendisini resmi diyor da diyebiliriz konuyor şey Japonya'dan Amerika'ya henüz on altı yaşındayken gelmiş göç etmek için ailesini rızasını almış askere gitmenin bir yolunu arıyormuş kendisi Japon asıllı olduğu ve İkinci Dünya Savaşı sıralarında yaşadığı için 1941'de Pearl Harbor in bombalanma sından sonra neler olduğundan bahsetmeye bile gerek yok New York'ta yaşadığı için Japon asıllı Amerikalıların hapsedildiği toplama kamplarına Gönderilmemiş ancak kısa bir süre yine ev hapsine çarptırılmış devlet yetkilileri tarafından sorgulanmış ve Japon hükümeti için casusluk yaptığına dair herhangi bir şüphe oluşmaması için kamera Radyo ve dürbün gibi eşyalardan vazgeçmek durumunda kalmış Japon asırların yanı sıra Alman ve İtalyan asıllı kişilerin de o dönemde ABD'de potansiyel düşman olarak düşünüldüğünü hatırlatmakta fayda var hayrı Japon İtalyan ve Hı hı göçmenler duruşmalar tamamlanana kadar Alice Adası'nda tutulmuşlardır Iy Yani insanlar arasında yaygın bir şüphe vardı Ve kuniyoshi de caddede yürürken insanların kendisine potansiyel bir düşman gözüyle baktıkları hissini yaşadığından bahsetmişti ABD'deki Japon asıllılar yerleşik yabancılardan sayılmak yerine düşman yabancılar olarak sınıflandırıldı lar bu durum yaklaşık olarak 35 yıldır Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan kuniyoshi derinden üzdü bunca süre orada yaşamış hayatını ve sanat kariyerinin orada inşa etmiş ve kendisini Amerikan olarak görmeye başlamıştı bir hatta Pearl Harbor in bombalanmasını hemen ardından demiş ki birkaç gün içerisinde ülkedeki statüm değişti Halbuki birey olarak ben Hiç değişmedim ki Ayrıca on yıllarca Amerika da yaşamasına rağmen Amerikan vatandaşı olamaması gibi üzücü bir gerçekte var Doğu Asya'dan gelen göçmenlere karşı ayrımcı yasalar vardır ve bunlar ülkede ırka dayalı olan ilk göçmenlik yasalarını bu yasaların değişmeye başlaması ne yazık ki konuyu kişinin hayatının son günlerinde gerçekleşti o en son günlerinde bile hala umutla vatandaşlar kabul edilmek için uğraşıyordu işte son derece farklı kendine özgü bir üstü bu olan ve hayal gücümüzü genişleten eserler üreten bir sanatçı kendisi hayatı boyunca ayrımcılığın acı gerçekleriyle yüzleştim iş ve bazı milliyetçi düşüncelerin bireyleri sınırlayıcı etkilerine maruz kalmış bir insan sanatçı olarak seviyesini ve göçmen olarak maruz kaldığı muameleyi düşünürsek birbiriyle taban Tabana zıt iki farklı durumla karşılaşıyoruz şunu da hatırlatmakta yarar var İki Dünya Savaşı sırasında kimi ülkelerde bu tarz ırkçı düşünceler ne yazık ki oldukça yaygındı