If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Kirchner’in "Sokak, Berlin" İsimli Tablosu

1913 yılındaki Berlin caddelerinde ekspresyonist ressam Ernst Ludwig Kirchner ile birlikte yürüyün. Modern sanatın diğer büyük anlarını öğrenmek için, Modern Sanat, 1880-1945 isimli çevrim içi dersimizi alınız. Orijinal video Modern Sanat Müzesi (MoMA) tarafından hazırlanmıştır.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.

Video açıklaması

New York Modern Sanat Müzesi'nin deposundayız. Hemen yanımda, Ernst Ludwig Kirchner’in 1913 tarihli “Sokak, Berlin” adlı tablosu var. Kirchner, Berlin’e bu resmi yapmadan birkaç yıl önce taşınmıştı. Kendilerine “die Brücke” yani “Köprü” adını veren diğer dışavurumcu ressamlarla birlikteydi. Ama 1913 itibariyle bu ressamların çoğu şehirden ayrıldı ve Kirchner tek başına kaldı. Bu, yaptığı birçok sokak manzarasından biri. Kirchner’in sokak manzaralarının karakteristik özelliği, doğallık karşıtı, canlı renkler, dik perspektifler ve çok belirgin fırça vuruşlarıdır. Tıpkı bu resimde olduğu gibi. Ve tüm bunlar, dışavurumcu resmin alamet-i farikalarıdır. Kirchner’in sokak resimlerinde sujenin şehrin kendisi olmadığı hemen anlaşılır. Asıl suje, bireyin bu çok büyük, aşırı kalabalık metropolde yaşadığı psikolojik deneyimdir. Bu resim yapıldığında, Berlin dünyanın en büyük üçüncü şehriydi. Kirchner bunu şu şekilde ifade etmiş. Kompozisyonu, ortaya iki hayat kadını figürü gelecek şekilde yapılandırmış. Kirchner’e göre hayat kadınları sadece yüzeysel cazibe ve yabancılaşmayı değil, bir kültürde her şeyin satılık olabildiği gerçeğini de temsil ediyordu. Gördüğünüz gibi, bu figürlerin etrafı, yüzü olmayan, anonim bir kalabalıkla çevrili. Siyah kıyafetler içindeki bu adamların hiçbiri, hayat kadınlarıyla doğrudan bir iletişim halinde değil. Bu adamlar, bir tür şehir angst’ının simgesel temsilleri. Üzerimize üzerimize gelen kompozisyon, resmi çok daha dramatik kılıyor. Bakan kişinin üzerinde klostrofobik bir etki uyandırıyor. 1913 Berlin’inin Kirchner üzerinde yarattığı etkiyi günümüze taşıyor.