If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Kayrevan


670'te kurulan Kayrevan, 9. yüzyılda Aglebi Hanedanlığı altında gelişti. 12. yüzyılda siyasi başkentin Tunus'a taşınmasına rağmen Kayrevan, Mağrep'in esas kutsal şehri olarak kaldı. Büyük Cami'nin de içinde olduğu zengin mimari mirası, mermer ve porfirden sütunları ve 9. yüzyıla ait Üç Kapılı Cami bu şehirdedir.

Kaynak: UNESCO TV / © NHK Nippon Hoso Kyokai (URL)

.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.

Video açıklaması

İslam’ın Dördüncü Kutsal Şehri: Kayrevan Kayrevan, Tunus’un ortalarında yer alan görkemli bir şehirdir. Dönemin ordu komutanlarından biri olan Ukbe, 7. yüzyılda, Bizans ordusunu yenerek, burada bir başkent kurmuştur. Kayrevan, Kuzey Afrika’daki ilk İslam şehridir ve kurucusu Ukbe, şehir için kutsal bir yer seçmiştir. Bu, Arapça’da kutsal arkadaş anlamına gelen Seydi Sahab’ın mozolesi. Seydi Sahab, Hz. Muhammed’in arkadaşı ve berberidir. Söylentilere göre, Hz. Muhammed ölene kadar, sakalını taşımıştır. Gördüğünüz bu mezar da, onu ebedi istirahatgahı. Bu olaydan sonra, Kayveran kutsal bir şehir olmuş, Mekke, Medine ve Kudüs’ten sonra, dördüncü kutsal şehir olarak kabul edilmiştir. Bu şehir, her gün dünyanın her yerinden ibadet için gelen misafirleri ağırlar. Bu da, Kayrevan’da yer alan diğer bir camii olan, Ulu Camii. Orijinal planı oldukça basit olan ve Seydi Ukba tarafından yaptırılan camii, yüzyıl sonra, Ulu Camii olarak yeniden yapılmıştır. Caminin yapımında kullanılan bu taşlar, Roma ve Bizans dönemine ait kalıntılardan alınmıştır Kuzey Afrika’daki en eski Müslüman ibadethanesidir. Camii’nin içinde, Seydi Ukba’ya ait bir su kaynağı bulunur. Kazandığı bir zaferden sonra fırlattığı mızrağının saplandığı yerden su fışkırdığına inanılır. Bugün ise su çıkarmak için, develer kullanılıyor. Su bulunması, Arap ordusunun buraya yerleşmesine ve Kayrevan’ın daha sonra başkent olmasına yol açmıştır. 9. yüzyılda, şehre 40 kilometrelik bir alanda yer alan dağlardan su toplayan büyük bir su rezervuarı inşa edildi. Ve Araplar, Kayrevan’ın batısına doğru genişlemeye devam etti.