Ana içerik
Konu: 19. Yüzyıl Avrupası'nda Sanat > Ünite 2
Ders 1: FransaDelacroix'nın "Kios Katliamı Sahnesi" İsimli Tablosu
Eugène Delacroix, Sakız Adası Savaşı, 1824 Salon Sergisi, tuval üzerine yağlı boya, 419 cm × 354 cm, (Louvre Müzesi, Paris). Konuşmacılar: Dr. Beth Harris ve Dr. Steven Zucker. Orijinal video Beth Harris ve Steven Zucker tarafından hazırlanmıştır.
Tartışmaya katılmak ister misiniz?
Henüz gönderi yok.
Video açıklaması
Paris'te Louvre Müzesi'ndeyiz. Eugene Delacroix'nın 'Sakız Adası Katliamı' isimli tablosuna bakıyoruz. Resim, bu binada yer alan Salon Carre'de ilk kez 1824 yılında sergilenmiş. Yani bu eser yapıldığı dönem için oldukça güncel bir politik olayı, Yunanlıların, Osmanlı İmparatorluğuna karşı verdiği bağımsızlık savaşını işliyor. Fransızlar Yunanlıları kuvvetli şekilde destekliyorlar, bu desteğin birkaç sebebi var. Birinci sebep, Fransızların da bağımsızlık sürecinden geçmiş olması, Fransız devrimi yaşanmış, Napolyon dönemi ve Fransızlar Yunanlıların Osmanlı İmparatorluğu'na karşı verdiği bağımsızlık savaşına, empatiyle yaklaşıyorlar. Fransa'daki devrime sempatiyle yaklaşanlar, Yunanistan'daki isyancılara da sempatiyle bakıyorlar. Desteklemelerinin bir sebebi de din farklılığı, Yunanlılar Hristiyan, idaresi altında oldukları Türkler ise Müslüman. Delacroix bu resimde bize acımasızlığı, sefaleti gösteriyor. Yerde Sakız adasındaki savaştan kurtulanları görüyoruz. Canlı kurtulanlar esir alınacak. Yaralıları, yerde yatan ve ölmek üzere olanları görüyoruz. Çektikleri acı, kişisel dramları resmin odak noktasını oluşturuyor. Gericault'un 'Medusa'nın salı' isimli tablosunda tüm figürlerin uzaktaki gemi bayrağını indirmek için bir araya gelip kahramanca çabaladığını görürüz, oysa Delacroix her bir figüre ve çektiği acıya odaklanmış. Gericault'un resmiyle bu resmin ortak noktası ise her ikisinin de duygulara yoğunlaşması. Kahramanlığa vurgu yapılmaksızın, sadece insanların çektiği acıya odaklanan bir resim bu. David'in 'Horatio'nun yemini' isimli tablosunda figürler prensipleri için savaşıyorlar. Sanırım buradaki kişiler de öyle yapmış olmalı. Ancak sonuç, acı çekmek ve kölelik olmuş. Tükendiklerini hissedebiliyorsunuz. David'de düzenli bir alan görürüz, lineer perspektif kullanılmıştır, doğrusal hatlara vurgu yapılmıştır. Delacroix'nın bu eserinde ise renge önem verilmiş. Fırça darbeleri daha net görülebiliyor. Duygulara önem verilmiş. Resimde en beğendiğim bölümlerden biri, Türk'ün bindiği atın şahlanması. Yunanlı, atın üstündeki Türk'e yalvarıyor gibi, o ise arkasına dönüp atını şaha kaldırıyor. Bu bir anlamda gücü elinde tutanların, yenilenlerin acılarına karşı duyarsızlığını gösteriyor. Sanırım Fransızları etkileyen de bu, zira bu dönemde Fransa'da da benzer bir siyasal süreçten geçiliyor.