Ana içerik
Psikoloji
Konu: Psikoloji > Ünite 2
Ders 10: Tutum Teorileri ve Davranış Değişiklikleri- Tutumun Bileşenleri
- Tutumun Davranışa Etkisi
- Davranışın Tutuma Etkisi
- İkna, Tutum Değiştirme ve Detaylandırma-Olabilirlik Modeli
- Karşılıklı Belirleyicilik
- Kişisel Kontrol (Kontrol Odağı, Öğrenilmiş Çaresizlik ve Seçme İkilemi)
- İrade (Öz-Denetim)
© 2023 Khan AcademyKullanım ŞartlarıGizlilik PolitikasıÇerez Politikası
İrade (Öz-Denetim)
Orijinal video Brooke Miller tarafından hazırlanmıştır.
Tartışmaya katılmak ister misiniz?
Henüz gönderi yok.
Video açıklaması
Davranışlarımızın kontrolünde çok büyük
etkiye sahip olan mekanizmalardan biri ne kadar irademiz olduğudur. Yani kendimizi ne
kadar kontrol edebildiğimiz ve ne kadar hakim olduğumuzdur. İradeden bahsederken dürtülerimizi kontrol
etmekte ve doyumu ertelemekte ne kadar başarılı olduğumuzu kastediyoruz. İnsanların doğaları gereği istek ve arzuları
vardır. Bunlar zevk alma ve hoşnut olmadığımız
şeylerden kaçınma üzerine şekillenir. İsteklerimiz kötü şeyler olarak görülmemelidir. Mesela su içme isteğim var ve bu benim yaşamam
için gerekli. Herhangi bir istek aynı zamanda bizi cezbeden
bir şey de olabilir. Bunun olması için isteğimizin kişisel
değerlerimizle ya da uzun dönem hedeflerimizle çelişmesi gerekir. Yani kısa süreli ve bizi cezbeden şeyler, mesela şeker yeme isteği olduğu gibi, uzun süreli hedeflerimiz de olabilir, mesela
sağlıklı olmak veya kilo vermek. Oturup bir dizinin tüm sezonlarını birden
izlemek isteyebilirim ama bu benim işe gitmemi ve yapacağım diğer günlük işlerimi yapma
isteğim ile çelişebilir. Yani irade uzun süreli hedeflerimize odaklanırken,
kısa süreli bizi cezbeden şeylerden kaçınmaktır. Bu sebeple irade konusunda yapılan araştırmalar
çok önemlidir çünkü hayatımıza geçirebileceğimiz pratiklerden oluşur. En ünlü irade deneyi ‘’Marşmelov testi’’
olarak bilinir. Okul öncesi çağındaki çocukların her
birine bir marşmelov şekeri verilir ve istedikleri an bu şekeri yiyebilecekleri söylenir. Eğer şekeri yemeden15 dakika beklerlerse,
ikinci bir marşmelov daha alabilecekleri söylenir. Bekledikleri taktirde yiyebilecekleri 2 şekerleri
olacaktır. Çocuklar anlık dürtülerini erteleyerek
daha büyük bir ödüle ulaşacakları için karşı koymak durumunda kalırlar. Bu çalışma hakkında birkaç şey söylenebilir. İlki, çocuklara aşinaysanız onlar için
15 dakikanın bitmek bilmez bir süre olduğudur. Yetişkinler ise ‘’Tamam, sadece 15 dakika
bekleyebilirim’’ diyebilirler. Oysa bir çocuk için bu oldukça uzun bir
zaman olabilir. Bu çalışma hakkında bir çok video var
ve hayret vericiler. Onlara googledan bakmanızı ya da youtubedan
izlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Çünkü bu videolar baya komik. Çocuklar marşmelovu yeme dürtülerine engel
olmak için bi sürü taktik deniyorlar. Ellerinin üzerine oturuyorlar, sandalyelerini
diğer yöne çeviriyorlar ve farklı yerlere bakmaya çalışıyorlar. Tabii ki şekeri yiyen çocuklar oluyor hatta
bazıları hiç düşünmeden yiyorlar. Kimisi deneyci daha oradayken kimisi de deneyi
yapan odayı terk eder etmez şekerini yiyor. Ama bazı çocuklar araştırmacının fark
etmemesini umarak marşmelovu yalayıp yerine geri koyuyor. Bu deney internette çok meşhur. Hem çok sempatik videolar olduğu için hem de aslında uzun dönem geçerli olacak olan bulgular bulduğu için. Görülüyor ki şekeri yemeyip beklemeye
direnen çocuklar gelecekte daha iyi neticelere ulaşıyor. Hatta 10 yıl sonrasında bu çocuklar sınavlarından
daha yüksek puanı alıyor, daha yüksek eğitimler alıyor, daha iyi sosyal becerilere
sahip oluyor ve hatta daha düşük uyuşturucu kullanımı, daha az ilişki problemleri ve
daha az stres yaşıyorlar. Bu sonucu destekleyen başka bir araştırma
daha var. İrade gösterebilen bireyler hayatta daha
başarılı ve pozitif sonuçlara ulaşıyorlar. Daha iyi notlar alıyor, daha başarılı
ilişkiler kuruyor, daha az depresyon giriyor, daha sağlıklı yiyor ve daha az sigara içiyorlar. İradenin hayatımızın her alanını daha
başarılı şekilde yönetmemizi sağladığı görülüyor. İradeden bahsederken konuşmamız gereken
önemli bir problem daha var. Buna ‘’ego boşalması’’ deniyor. Buna göre irade kullanma kapasitesinin kısıtlıdır. Yani çok fazla kullanıldığında, iradenin
tükenebilecek bir kaynak olduğunu belirtiyor. Bu yüzden de ileride kullanmanız için elinizde
çok daha az iradeniz kalmış olacak. Bunun çok uç göründüğünün farkındayım
ama aslında doğru. İrade kullanmak çok fazla enerji ve odaklanma
isteyen bir durum. Uzun zaman boyunca irade göstermeniz gerekirse
iradeniz tükenebilir. Bunu kanıtlayan deney gösteriyor ki, önlerinde
duran lezzetli ve taze çikolata parçacıklı kurabiyeleri yeme dürtülerine karşı koyması
sağlanan kişiler çok daha başka bir görev verildiğinde çok daha erken vazgeçiyorlar. Bir başka çalışma da gösteriyor ki, kendi
görüşlerinin karşıtı bir konu hakkında konuşma yapması için zorlanan bireyler zor bir yap-boz alıştırması verildiğinde uzun süre dayanamıyorlar. Kendi görüşünü savunan konuşmalar yapan
kişiler ise çok daha uzun süre yap-boz ile uğraşıyorlar. İrademizi tüketen bir görev yaptığımızda,
bu bizim irade gerektiren bir başka işimizi olumsuz şekilde etkileyebilir. Bu sebeple, psikologlar iradeyi bir kas sistemine
benzetirler. Tıpkı bir kas gibi aşırı kullanıldığında
halsizleşebilir. Aynı zamanda, pratik yapıldıkça bir kas
gibi güçlendirilebilir. Çok fazla irade gerektiren bir işle uğraşıyorsanız,
bunun ardından yeterince dinlendiğiniz ve gevşediğinize emin olmalısınız. Ayrıca irademizi tek bir alan üzerinde çalıştırdığımız
zaman, bunun hayatımızın her alanında daha iradeli olmamızı sağlayabileceği
biliniyor. Eğer hiç istemiyorsanız, bunun üzerinde
özellikle sizin çalışmanız gerekiyor demektir. Bu sayede zaman yönteminizi ya da çalışma
kabiliyetinizi geliştireceksiniz. Çünkü bu çalışmalar sizi uzun vadede
çok daha başarılı yapacaktır. Şimdi tüm bu bahsettiklerimizi arzularımıza
ve bizi çeken şeylere bağlamaya çalışalım. İnsanların iradelerini kullanma yöntemleri
nelerdir? İlk yolu çevremizi değiştirmek. Yani sizi çeken şeyi ulaşılması daha
zor hale getirip, size faydası olacak şeyleri ulaşılması daha basit hale getirmekten
bahsediyoruz. San Francisco’da büyük bir teknoloji firmasıyla
çalışan bir arkadaşım var. Bu firma çalışanlarının kolayca ulaşabileceği
ücretsiz atıştırmalıklar sağlıyor. Arkadaşım tüm sağlıklı atıştırmalıkların
göz hizasında ve ulaşılması kolay olduğunu fark etti. Sağlıksız olan atıştırmalıklar ise
çok yüksekte ya da en alt raflarda yer alıyordu. Yani sağlıksız atıştırmalıklara ulaşabilmek
için daha çok çaba sarf etmeniz gerekecekti. Bu size çok basit bir teknik gelebilir
ama etkileri oldukça büyüktür. Tabii ki, acıkmışsam atıştırmalık olarak
önümdeki elma ve bisküvi varsa kesinlikle bisküviyi seçerdim. Ama elmalar görebildiğim tek şeyse ve bisküviye
ulaşmak için bir merdivene ihtiyacım olacaksa, kesinlikle elmayı seçerdim. İnsanların onları cezbeden şeyleri kontrol
etmeleri için uygulayabilecekleri başka bir seçenek de ‘’işlemsel şartlandırma’’. Bunu bir önceki videodan hatırlayabilirsiniz
ama işlemsel şartlandırma herhangi bir davranışın oluşması ihtimalini yükseltmek
için kullanılıyor. Bunu yapmak için de iyi davranışları pekiştiriyor. Mesela ödevimin bitirdiğim her bölümü
için kendimi sevdiğim dizinin bir bölümünü izleyerek ödüllendirebilirim. Yani sonunda dizimi izleyeceğimi bildiğim
için ödevim üzerinde çalışma ihtimalim daha yüksek olacak ve buna ‘’olumlu pekiştirme’’
diyoruz. Bir diğer yol ise ‘’olumsuz pekiştirme’’
kullanmak olabilir. Mesela bilgisayar ayarlarımla oynayarak beni
rahatsız edecek bir ses çıkarmasını sağlayabilirim ve bunu durdurmamın yolu Microsoft Word’de
kompozisyonumu yazmak olabilir. Yani bu rahatsızlık veren sesi durdurmak
isteyeceğim için, ödevimi yapma ihtimalimi artırmış olacağım. İşlemsel şartlandırmada ‘’Cezalandırma’’
yöntemini de kullanabilirim. Bu da herhangi bir davranışın gerçekleşme
ihtimalini düşürmek için kullanılan bir yöntem. Mesela anneme eğer benim ödev yapmak yerine
dizi izlediğimi fark ederse internetimi kapamasını söyleyebilirim. Bu durumda, beni cezbedecek şeyden kaçınmak
için istemediğim bir şeyin gerçekleşmesini sağlıyorum. İrade kullanımına yardım eden bir diğer
yöntem de ‘’klasik şartlandırma’’dır. Ne zaman canım çikolata yemek istese, daha
sağlıklı ama hala şekerli olan bir yiyecek seçiyorum. Böylelikle zamanla Evimde çilek, ananas
ya da karpuz bulundurursam, canım tatlı istediği zaman onları yemek isteyeceğim. Bu listede yer almayan bir başka şeyden
bahsedeceğim şimdi, yoksunluk. Ya da bizi cezbeden şeyin tamamen yok edilmesi. Bir şeyi yok etmek muhtemelen onun üzerimizdeki
etkisini de yok edecektir. Ama burada 2 tane sorun karşımıza çıkıyor. Gerçekten istediğimiz bir şeyi yok etmek,
onu daha fazla istememize neden olabilir. Diğeri ise ‘’ego boşalması’’ ile
ilgili. Kendinizi bir şeyden tamamen yoksun bırakmak
bir sürü çaba ve zihinsel gayret ister. Bu yüzden çok sıkı diyet yapan insanlar
cezbedilmeye daha meyillidir. Yani kendinizi bir şeyden tamamen yoksun
bırakmak yerine, diğer yöntemlerden birini kullanmayı deneyin. Sizi cezbeden şeyi ulaşılması zor hale
getirin ama tamamen ortadan kaldırmayın. İyi davranışları ödüllendirin ve kötü
olanları cezalandırın. Dürtü ve arzularınızı uzun dönem hedeflerinizle
alakalı bir şeye yönlendirin.