If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Konu: Avrupa 1300-1800 > Ünite 8

Ders 4: Hollanda Cumhuriyeti

Johannes Vermeer'in "Şarap Kadehi" İsimli Tablosu

Jan Vermeer, Şarap Bardağı, c. 1661, tuval üzerine yağlı boya, 67,7 x 79,6 cm (Gemäldegalerie, Staatliche Museen zu Berlin). Orijinal video Beth Harris ve Steven Zucker tarafından hazırlanmıştır.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.

Video açıklaması

17. yüzyıl Hollanda resim tarzında kurnazca yaklaşımları pek görmeyiz. Genelde resimdeki konu oldukça net şekilde gözler önüne serilir. Ancak bir istisna var: Jan Vermeer'in resimleri genelde bilmece gibidir, adeta resimdeki figürlerin arasındaki ilişkiyi, konuşulanları bizim çözmemiz beklenir. Bu durum şu an bakmakta olduğumuz resim için de geçerli. Neler olduğu hakkında kesin bir fikrimiz yok. Gördüğümüz resimde, hala şapkası ve pelerini üzerinde olan bir adam var. Üzerinde güzel bir halı bulunan masanın yanında duruyor. Elini de şarap kabının üzerine koymuş. Sanki genç kadının bardağını yeniden dolduracak gibi. Genç kadın kadehini ağzına doğru götürmüş, şarabını bitirmek üzere. Kadehi tekrar doldurmak için sabırsızlanıyor gibi, sanki amacı onu sarhoş etmek. Genç kadının karşısında yarı açık bir pencere var. Yarı açık penceredeki vitray deseni ölçülü, ılımlı, bir anlamda genç kadına attığı adıma dikkat etmesi gerektiğini hatırlatıyor. Bu resim olasılıklar ve genç kadının yapacağı seçime ilişkin. Yüzü şapkasının gölgesinde kalmış olan adam ise pek tekin gözükmüyor. İki insan arasında mesafe var. Sanki birbirlerini çok iyi tanımıyorlar, Şarap birbirlerini daha iyi tanımalarını sağlayacak mı diye merak ediyorum. Bu flörtün sonucunu bilemiyoruz. Çünkü adamın gözleri gölgede kalmış tam göremiyoruz, Yüzünün önünde tuttuğu o zarif bardağın ışıltısından, kadının gözleri de net görünmüyor.. Şu an konuşamıyor, zira içkisini yudumluyor ve elindeki kadehten ötesini göremiyor sanırım. Biz de tam gözleri hizasında kadehin ışıltısını görüyoruz. Bu resim, Vermeer'in erken dönemlerine ait bir eser. Bununla birlikte, sanatçının loş ışığa olan tutkusunu görebiliyoruz. Işığın mekanı nasıl canlandırdığına bakın, camdan süzülen ışığın mavi perdeye vurması, arka duvardaki ton geçişlerinin zerafeti, ve odadaki diğer şeylerin üzerine vuran ışık inanılmaz güzellikte canlandırılmış. Vermeer'in resimlerinde ışığın kullanımına çok önem veriyor. Önem verdiği bir diğer husus da kompozisyonda kullandığı geometrik öğeler. Örneğin açık olan camın kare formu, arka duvarda asılı olan tablonun dikdörtgen formu, sandalyenin arkasındaki kare formlu bölüm, zeminde arkaya doğru giden kare formlar ki zemindeki bu karelerle, perspektif duygusunu da pekiştirmiş. Zemindeki damalı desen, iç mekana net ve planlı bir hava vermiş. Diğer bazı çizgiler ise bunu kesiyor. Yamuk çizgiler Örneğin camın pervazı nereye devam ediyor diye bakıyorsunuz ancak pervazı kesen başka bir hat var, açı oluşuyor. Özenle yapılmış, düz çizgilerden oluşan zemini görüyoruz, Şimdi sandalyeye bakalım, sandalye yan duruyor, ve gene bir açı yaratıyor. Bu açıyla zemini görsel olarak dengeliyor. Bu resim düzenin bozulmasına ilişkin, resimdeki nesnelerin yerleştirilişi, her şey düzenli olmadığında yaşanacak gerilimi simgeliyor. Belki bu durum, ikisinin arasındaki ilişkiye gönderme yapan bir metafordur. Veya neler olabileceğini önceden haber vermek içindir. Bu iki figür değişik şekillerde birbirleriyle ilişkili. Adamın üzerindeki eşmerkezli dökümlere bakın, yakadaki kıvrımlar, üzerinde ışığın gölgeler yarattığı kavisler, koluna doğru ilerlerken genişliyor. Sonra bu ahenkli hareket, genç kadının giysisindeki nakışlarla karşılaşıyor. Ve kadının giysisinin eteğinde tekrar hareketleniyor, burada da drapeler var. Bu resimde iki figürün arasındaki uyumu görüyoruz. Resim aslında uyum ve uyumsuzluk üstüne, düzen ve düzeni bozan şeyler üstüne. Vermeer'in resimlerinde gördüğümüz müzik aleti, hem uyumu hem havailiği sembolize eder. Burada gördüğümüz durum nasıl sonlanacak acaba? Cevabı bilmiyorum. Vermeer bu sorunun cevabını izleyiciye bırakmış. Bu sorunun cevabını açık bırakarak, şiirsel ve hayal gücüne seslenen bir eser yaratmış.