If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Raffaello'nun "İspinoz Kuşlu Meryem" İsimli Eseri

Rafael, İspinoz Kuşlu Hz. Meryem, 1505-6, panel üzerine yağlı boya, (107 x 77 cm), Uffizi, Floransa Konuşmacılar: Dr. Beth Harris ve Dr. Steven Zucker. Orijinal video Beth Harris ve Steven Zucker tarafından hazırlanmıştır.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.

Video açıklaması

İtalya'da, Floransa'dayız. Uffizi Müzesi'nde Rafael'in 'Madonna del Cardellino' isimli tablosuna bakmaktayız. Yani 'Altın Rengi İspinoz Kuşlu Meryem'. Resmin ismi biraz komik. Sol tarafta gördüğümüz Aziz John'un elinde sarı renkli bir ispinoz kuşu var. kuşu çocuk İsa'ya uzatıyor. Hz. İsa da kuşun başını okşuyor. İspinoz kuşu, Hz. İsa'nın çilesini simgeliyor. Yani bir anlamda gelecekte Hz. İsa'nın başına gelecek kötü şeyleri bize şimdiden açıklıyor. Bu aynı zamanda anne ve çocuğun birlikteliğini de gösteren bir tablo. Bu resmi değişik düzlemlerde incelemek mümkün. Çocuklar çocukça şeyler yapıyorlar, birisi elindeki hayvancığı gösteriyor, diğer çocuk ona dokunmak istiyor, anne de korumacı bakışlarla onları gözlüyor. Anne ile oğlunun arasındaki duygusal bağı görebiliyoruz. Hz. İsa ayağını annesinin ayağının üzerine koymuş, tenleri birbirine değiyor, bu çok hoş bir görüntü. Ancak çocuk İsa pek eğleniyor gibi gözükmüyor. Çocuk olmasına rağmen, her şeyi bilen birisinin olgunluğunda resmedilmiş. Eğer 1300'lerden kalma bir resmi inceliyor olsaydık, İsa'nın bilgeliğini vurgulamak için onu çocuk değil de küçük bir adam olarak çizdiklerini görecektik. Çocuk olarak resmedilmekle birlikte, Rafael bilgelik duygusunu Hz. İsa'nın vücudunda yansıtmayı başarmış. Kolunu kaldırışına ve kuşun başını severken başını arkaya eğmesine dikkat edin. Hz. İsa’da son derece zarif bir kontraposto görüyoruz. Yani ayakta duruyor, kalçası ve bacaklarıyla gövdesinin üst kesimi hafifçe farklı yönlere dönük. Aslında hiç bir çocuk bu şekilde ayakta durmaz. Son derece güzel bir duruş, başı, yüzü uzaklığı vurgulayacak şekilde betimlenmiş, ve geriye yaslanıyor. John'da ise çocuklara özgü bir enerji görüyoruz. Tüm ilgisi yaptığı işte, 'Bak sana ne gösteriyorum' der gibi. Ve elinde gösterdiği de, İsa'nın Çilesi'nin sembolü. 1300'lerde yapılmış olan tablolarda, Hz. Meryem tahtta otururken betimlenir. Ancak burada tahtta oturmuyor, adeta doğa onun için taht görevini üstlenmiş. Yeşillikler içinde, çok güzel bir ortamda bulunuyor ve bir kayanın üzerinde oturuyor. 'Bizi çevreleyen her şey ilahi' denmiş adeta. 15. yüzyılın sonları ve 16. yüzyılın başlarında Yüksek Rönesans döneminde, Tanrı'nın eseri olduğuna, onu yansıt, doğanın da Tanrı'nın eseri olduğuna, onu yansıttığına inanılırmış.tığına inanılırmış. Yani onu yansıtmak için şatafatlı sembollere ihtiyaç duymazlarmış. İlk bakışta farkedilmemekle birlikte, resmin kompozisyonu da enteresan. Figürler piramit şeklinde yerleştirilmişler, Hz. Meryem üstte, Aziz John ile Hz. İsa iki kenarda yer alıyor. Burada gördüğümüz durağanlık ve denge de Yüksek Rönesans dönemi resim sanatının özelliklerinden. Figürler birbirleriyle bağlantılı, aralarında konuşuyorlar, gene de bu resme baktığımızda denge, mükemmellik, sonsuzluk gibi duyguları hissedebiliyoruz. Birbirlerine bakışları, mimikleri, Meryem'in John'a bakışı, John ve İsa'nın birbirlerine bakmaları, hepsi Hz. Meryem'in vücudunun oluşturduğu piramitin içinde kalıyor, son derece güzel manzara da bütünleşmiş bu kompozisyonu çevreliyor. Kitap da ilgimi çekti, Hz. Meryem okuyor ve kaldığı yeri işaretlemiş. Bu sahne bize Müjdeleme'yi hatırlatıyor, Hz. Meryem huşu içinde İncil'ini okurken Cebrail Aleyhisselam'ın gelip Hz. İsa'nın annesi olacağını müjdelemesini hatırlatıyor. Ancak baktığımız resimde İncil'i okumaya devam edememiş, çocuklarla ilgileniyor.