If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Giorgione'nin "Üç Filozof" İsimli Eseri

Giorgione, Üç Filozof, 1506 civarı (Kunsthistorisches Museum, Vienna) Konuşmacılar: Dr. Beth Harris & Dr. Steven Zucker. Orijinal video Beth Harris ve Steven Zucker tarafından hazırlanmıştır.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.

Video açıklaması

Viyana'da Kunsthistorisches Museum'dayız. Almanca teleffuzum için tekrar özür diliyorum. Giorgione’nin ‘Üç Filozof’ isimli tablosuna bakmaktayız. Tablonun ismi sonradan verilmiş ve aslında bu resimde neyin anlatıldığına ilişkin hiçbir kesin bilgi yok. Buradaki figürlere, duruşlarına, giysilerine, yüz ifadelerine, ellerinde tuttuklarına baktığımızda önemli bir şeyler olduğunu seziyoruz. Ancak neler olup bittiğini anlamamızı sağlayacak herhangi bir ipucu maalesef bulunmuyor. Şimdi resme dikkatle bakmaya başlayalım. Figürlerin yüzleri, güneş batmadan hemen önceki güzel ışıkla aydınlanmış. Üç kişilik gruptan en genç olan yerde oturuyor. Üzerinde yeşil ve beyaz giysiler var. Elinde bir pusula ve cetvel tutuyor. Onun hemen yanında ayakta duran figür kırmızı ve mavi renkli giysiler içinde. Başında ise türban var. Bu figür, sağ tarafta duran en yaşlı figüre ihtimam gösteriyor gibi duruyor. Yaşlı adamın giysileri altın renginde. Yaşlı adam sol elinde bir pusula sağ elinde ise bir çizim tutmakta. Bu çizimin üzerindekiler güneşe ve aya benziyor, geometrik bazı şemalar var. Antik dönemden bir filozof veya matematikçi olabilir. Günümüze ulaşmayan ezoterik bilgilere vakıf olabilir. Üç figürden en yaşlı olan bu adam, kendi içine bakıyor gibi duruyor. Ortada duran ve orta yaşlı olan adam aşağıya doğru bakıyor. Solda oturan en genç figür ise yukarı doğru bakıyor Oturan genç figür, mağaraya benzeyen karanlık alana bakıyor. Evreni ölçen sağdaki yaşlı adamın aksine, genç adam kendi etrafındaki dünyayı ölçmeye çalışıyor gibi gözüküyor. Bizim göremediğimiz, belki kendisinin de göremediği bir yeri ölçmeye çalışıyor olmalı. Resmi anlamlandırmak gerçekten çok zor. Bu tabloya ilişkin olarak yakın zamanda geliştirilen teorilerden birine göre, soldaki genç figürün Giorgione’nin yaşadığı dönemde önem kazanmaya başlayan hümanizmi simgelediği, Ortadaki uzak diyarlardan gelmiş gibi gözüken figürün Müslüman dünyasının bilgeliğini, müslümanların antik Yunan ve Roma kültürünün bilgisine vakıf olmasını simgelediği ve sağdaki en yaşlı adamın ise Antik Yunan felsefesini ve bilgisini simgeliyor olabileceği düşünülüyor. Tabloya ilişkin bir diğer teori ise, buradaki figürlerin Tek Tanrılı dinleri yani Müslümanlığı, Hristiyanlığı ve Museviliği temsil ettiği yönünde. Başka bir teoriye göre ise buradaki figürler isimlerini bilmediğimiz üç filozofu, üç gerçek kişiyi temsil ediyor olabilir. Gione’nin Venedik’te aristokrat kökenli kişilerin siparişi üzerine resimler yaptığını ve bu kişilerin resimler için yeni konular seçmekten hoşlandıklarını biliyoruz. Bazen bu yeni konuların neler olduğunu anlamakta zorlanıyoruz. Zira resimde aktarılan net bir hikaye olmuyor, konular İncil’den veya mitolojiden seçilmiyor. Belirli bir fikirin resmedilmesi hedeflenebiliyor ve o dönemden kalan yazılı herhangi bir metin olmayınca da resmi anlamak güçleşiyor. Resmin anlamını tam olarak çözemesek de, bakmaktan keyif alınacak bir resim. Resmin kompozisyonu oldukça ilginç. Figürler sağ tarafa sıkıştırılmış gibiler, tuvalin yarısından azını kaplıyorlar. Ancak sol tarafta yer alan mağaranın kütlesi, bu üç figürü çok güzel dengelemiş. Karanlık alan ile figürlerin arasından ise çok güzel bir manzara görülüyor. Venedik bölgesinden bir manzara olması muhtemel. Manzarada ileriye doğru baktıkça en arkadaki dağın mavi rengi ile batmakta olan güneşin altın rengi ışığının hoş kontrastını görüyoruz. Arkada gördüğümüz altın rengi bu hoş ışık, hem manzarayı hem de öndeki figürleri sarıp sarmalıyor. Giorgione’nin ve genelde Venedikli diğer sanatçıların resimlerine baktığımızda, ışık kullanımına önem verdiklerini görüyoruz, baktığımız resmin günün hangi saatlerine ait olabileceğini anlıyoruz. Yumuşak gün ışığı her yeri kaplıyor, derin düşüncelere dalınmış bir atmosfer oluşturuyor ve burada önemli bir şeyler geçmekte olduğunun altını çiziyor.