If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Pieter Bruegel'in "Babil Kulesi" İsimli Tablosu

Pieter Bruegel the Elder, Babil Kulesi, 1563, tuval üzerine yağlı boya, 114 × 155 cm (Kunsthistorisches Museum, Viyana). Google Art Project'te: http://www.googleartproject.com/collection/kunsthistorisches-museum-vienna-museum-of-fine-arts/artwork/the-tower-of-babel-pieter-bruegel-the-elder/807533/. Orijinal video Beth Harris ve Steven Zucker tarafından hazırlanmıştır.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.

Video açıklaması

Viyana'da Kunsthistorisches Museum'dayız ve Bruegel'in etkileyici eserine, Babil Kulesi'ne bakmaktayız. Bu tabloda gerçektende çok fazla bakacak şey var. Aslında, resimlerin de ne kadar eğlendirici olabileceğini hatırlamamızı sağlıyor. Bu tablo sakin şekilde, uzun uzun bakıp incelenmeyi hak ediyor. Tabloda anlatılan öykü, İncil'den geliyor. İnsanlar çok yüksek bir bina yapmaya karar veriyorlar. Bina o kadar yüksek olacak ki, cennete ve Tanrı'ya ulaşacak. Tanrı ise bu fikri hiç sevmiyor. Ve bu konuyu zarif ve akılcı şekilde çözümlüyor. Bu zamana kadar, yeryüzünde sadece bir tek ırk var. Tanrı insanları konuştukları dile göre bölersem, faklı diller konuştuklarında artık birbirleri ile iletişim kuramazlar ve bina da inşa edilmez diye düşünüyor. Bruegel, bu tabloyu Rönesans döneminde yapıyor. Resim hem İncil'deki bu öyküye, hem de Rönesans döneminin siyasi durumuna göndermeler yapıyor. Rönesans dönemini düşündüğümüzde aklımıza ilk gelenlerden biri de kapsamlı bir inşaat faaliyetinin olması. Sanatçı lüks malların ticaretinin yapıldığı çok zengin bir kent olan Antwerp'te yaşıyor. Farklı bir açıdan düşünürseniz, bu resim aslında kişinin başarısının tehlikelerine ilişkin: İnşa ettiğimiz binaların, yarattığımız şeylerin, sahip olduğumuz güç veya zenginliğin Tanrı'nın gözünde bir önemi yok. Bruegel bu noktayı çok güzel vurgulamış. Resmin sol alt köşesinde bir Kral görüyoruz. Kral, bu anıtın yapılmasını emreden kişi olmalı. Taşı oyan işçiler, mermer bloğu kaldıranlar ve Kral'ın önünde eğilenler. Burada bir ironi var: Kralın emriyle yapılan bu kulenin çökeceğini biliyoruz. Gerçekten de gözümüzün önünde binanın bazı bölümleri çöküyor, ancak onlar bu durumun farkında değil. Yapılmaya devam ediyor, ancak bir taraftan da çöküyor. Kule son derece heybetli ve sağlam gözükmekle birlikte, sola doğru hafifçe yatmış. Neredeyse arkasında bulunan ortaçağ kenti için bir tehdit oluşturacak. Bazı yerleri tamamlanmamış görünüyor. Örneğin ortada henüz kesilmemiş bir blok görüyoruz. Bazı bölümler tamamlanmış, bazı bölümlerde de hala inşaat iskeleleri duruyor. Eş zamanlı olarak hem yükseliyor hem de çöküyor. Baktığımız sahne oldukça inandırıcı. Vinçleri, yük kaldırma makaralarını ve diğer inşaat araç gerecini görüyoruz. Bu inşaat, Roma'daki Kolozyum'un inşaat sürecini anımsatıyor. Sanatçının Roma'ya gittiğinde Kolozyum'un yapımını görüp, bundan etkilenmiş olması mümkün. Gördüklerimiz çok gerçekçi duruyor, ve Rönesans insanının neler yapabildiğini gösteriyor. Her yer karınca gibi insan dolu, çok kalabalık. Ticaretin kuvvetli olduğunu hissedebiliyoruz. En sağ tarafta, uzaklardan gelmiş gemilerdeki mallar görülüyor. Büyük bir şato var, aslında büyük olmasına rağmen inşa edilen devasa yeni kulenin yanında küçücük kalıyor. Herkes birşeyler yapıyor. Bazıları birşeyler taşıyor. Bazıları taş oyuyor. Bazıları tırmanıyor. Hepsi faaliyet halinde. Çok meşguller, ancak bu çalışmaların ve koşuşturmanın beyhude olduğunu biliyoruz. Bir anlamda, insan ırkının çabalarının beyhudeliğini vurgulanıyor. Çabalamanın beyhude olduğu meydanda olsa da, yapıyı tamamlama aşkı ağır basıyor. Kule çok eğlenceli gözüküyor. Rüya gibi bir ortam, çok ilgi çekici, içine girip etrafa bakmak istiyoruz. Bu aslında bir tür tuzak, bir şaşırtmaca. Bruegel bu muhteşem ve eğlenceli ortamı gözlerimizin önüne seriyor, ancak aynı zamanda 'Bunu yapmak istemezsiniz, bu doğru değil' diyor.