If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Toplumun Demografik Yapısı: Göç

Orijinal video Sydney Brown tarafından hazırlanmıştır.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.

Video açıklaması

Farklı bir ülkeye gelen göçmenler, genellikle büyük zorluklarla karşılaşır. İnsanlar daima yardım etme isteğiyle farklı olana yönelik korku arasında ikilemde kalır. Göçmenler söz konusu olduğunda, bu iç çatışma iyice su yüzüne çıkıyor. İnsanlar göçmenlere yardım etmek istiyor, ama göçmenlerin beraberlerinde getirdikleri... ...farklı kültür ve geleneklere karşı da temkinli duruyor. Ama buradaki asıl mesele şu: Göçmenler, ülkedeki istihdam ve refah üzerinde bir baskı oluşturabiliyor. İnsanlar daha çok sanayileşmiş ülkelere göç ediyor. Mesela Kuzey Amerika, Orta Doğu’nun petrol zengini ülkeleri, ve Avrupa ve Asya’nın endüstriyel ekonomileri büyük miktarda göç alıyor. Göçmenler iki açıdan faydalı olabiliyor. Birincisi, göç ettikleri ülkedeki işgücü açığını doldurabiliyorlar. ikincisi, terk ettikleri ülkenin nüfusunu azaltıyorlar. Bu da, kalabalık bir nüfusla baş edemeyen ülke ekonomisini biraz olsun rahatlatıyor. Fakat göç, işlevsiz de olabiliyor. Yine aynı ekonomik sebepler yüzünden, göçmenler, göç ettikleri ülkedeki şirketler tarafından... kâr maksimizasyonu amacıyla sömürülebiliyor. Kâr arayışının sonucu olarak ortaya çıkan global, toplumsal ve ekonomik eşitsizlik... şirketleri hiç endişelendirmiyor. Göçün kendisi de bazen sorunlara yol açabiliyor. Bir bölgeye çok fazla kişi taşındığında, sosyal hizmet kuruluşları bu ani talep artışıylabaş edemeyebiliyor. Çok sayıda yetişmiş birey ülkeyi terk ettiğinde, ülkenin geleceği tehlikeye düşebiliyor. Ayrıca, ev sahibi ülke vatandaşları arasında, farklı ırka mensup göçmenlere yönelik korku ve hoşnutsuzluk doğabiliyor. Göçün birçok nedeni var. Savaş ve kıtlık yaygın bir göç nedeni. Veya insanlar kendi vatanlarında geçinemedikleri için de göç edebiliyor. Daha iyi bir iş veya eğitim için sınırları aşıyorlar. Bazı insanlar tek bir ülkeye bağımlı kalmamak için çifte vatandaşlık peşinde koşuyor. Çok uluslu şirketler, maliyeti azaltıp kârı arttırmak için diğer ülkelerdeki ucuz işgücünden istifade ediyor. Her ülkenin kendisine has bir göçmen politikası vardır. Fakat bu politikalar çoğu zaman göçmenin geldiği ülke konusunda önyargılıdır. Bu önyargının gerekçesi, genellikle ırk, etnisite ve insanların toplumsal gruplarına bağlı beklentilerdir. 1986’da, Göç Reformu ve Kontrol Yasası ABD parlamentosundan geçti. Bu yasa, yasadışı göçmenlerin istihdamını yasaklıyordu. Ama diğer yandan, halihazırda ABD’de bulunan kaçak göçmenler için bir af niteliği taşıyordu. Son zamanlarda bazı ülkeler, göçmen ailelerinin de ülkeye gelmesini kolaylaştıran politikalar güdüyor. Böylece göçmenlerin kazandıkları parayı uzaktaki ailelerine göndermelerindense paranın ülke ekonomisinde kalmasının sağlanması amaçlanıyor. Küreselleşmenin göç üzerindeki ilginç bir etkisini Avrupa Birliğinde görüyoruz. AB üyesi bir ülkenin vatandaşları, AB’ye üye olan tüm ülkelerde yaşayıp çalışabiliyor. Bu da, bu ülkelerin ekonomilerini birbirine iyice sıkı sıkıya bağlıyor. 11 Eylül 2001’den itibaren, göç, dünyada zorlaştı. Ülkeler, göç etmek isteyen kişilere uyguladıkları güvenlik soruşturmalarını ve tetkiklerini arttırdı. Ama bu bile, birçoğunun daha iyi bir yaşam için göç etme isteğini kırmaya yetmiyor.