Sosyal İnşacılık Teorisi

Sosyal inşaacılık teorisi Eminim herkes hayatında bir an acaba bu gerçek mi diye düşünmüştür. Esas önemli olan soru, birşeyi gerçek yapan nedir? Çoğu zaman bu dünyada deneyimlediğimiz şeyler sadece kurgu. Her şey hakkında bir fikrimiz var ve dünyaya o mercekten bakıyoruz Sosyal inşacılık teorisine göre bildiklerimiz, etrafımızdaki dünya hakkındaki pek çok şey aslında tek başlarına gerçek değil. Varolmalarının tek nedeni onlara ortak bir toplumsal anlaşma sonucu gerçeklik vermemiz. Uluslar, kitaplar ve hatta para gibi şeyler insan toplumu olmadan varolamazlar. Uluslar ortak bir dili ve tarihi paylaşan topluluklardır. Kitaplar üzerinde yazılar olan kağıtlardır. Para da sadece bizim ona biçtiğimizden başka bir değeri olmayan kağıt ya da metal parçasıdır. Kendilik kavramı da bir sosyal inşa olarak görülebilir. Kimliğimiz, diğer insanlarla olan etkileşim ve toplumun beklentilerine verdiğimiz tepkiler sonucu oluşur. Sosyal inşacılık teorisinin iki ana başlığı vardır: güçlü ve zayıf. Zayıf sosyal inşacılık, toplumsal kurguların en temel ve köklü, muhakkak gerçekliklere dayandığını, başka hiç bir gerçeğe dayanmadığını savunur. Muhakkak gerçek dediğimizde bunu kavraması biraz güç. Çünkü başka herhangi bir şeyle açıklanamayan bir şey düşünmek hayli tuhaf. Örneğin baktığınız bilgisayar ekranını düşünün. Voltaj, metal parçaları, atomun içindeki parçacıkların hareketi ve benzeri şeyler sayesinde ekran çalışıyor. Bunların hiçbiri muhakkak gerçek değil. Muhakkak gerçek parçacıkların açıklamasıdır, ya da parçacıkların açıklamasının açıklamasıdır. Bu muhakkak gerçekler sosyal anlaşmayla yaratılan kurumsal gerçeklerden ayrıdır ve başka herhangi bir hakikate dayanmaz. Örneğin, para, bizim değer biçtiğimiz kağıda dayanır. Diğer tarafta, güçlü sosyal inşacılık tüm gerçekliğim dil ve sosyal alışkanlıklara bağlı olduğunu, tüm bilginin bir sosyal inşa olduğunu ve hiç muhakkak gerçek olmadığını savunur. Buna göre partikül fikrini ve onu açıklayabilmek için gereken her şeyi biz oluşturduk. Varolan hiç bir gerçek yok. Sosyal inşacılığın en büyük eleştirisi doğal olayların toplum üzerindeki etkisini dikkate almaması. En azından güçlü sosyal inşacılık bu olguları açıklarken zorlanıyor, çünkü bunlar insan hızı ya da hareketinden kaynaklanmıyor. Güçlü sosyal inşacılık, gerçeği, esas muhakkak gerçekleri kullanarak değil, sadece insan düşüncesi üzerinden açıklıyor.