If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

İmparatorlukların Yükselişlerinin ve Çöküşlerinin Karşılaştırılması

Genel bakış

  • İmparatorluklar, geniş bölgeler ve farklı kültürleri yöneten merkezi yönetimlerdir.
  • İmparatorluklar yayılımcı kimliklerini sürdürüp genişledikleri ve diğer bölgeler üzerindeki etkilerini artırdıkları sürece büyürler; ele geçirdikleri bölgeleri kaybederek veya devrilen bir imparatorluk haline gelerek son bulabilirler.
  • Tarihçiler bu süreçleri incelerken farklı imparatorlukların başlarından geçenleri karşılaştırır.

İmparatorluk nedir?

Şu ana kadar birkaç büyük imparatorluk öğrendiniz. Tekrar edersek, imparatorluk merkezi bir yönetimin, büyük alanlara yayılan ve birçok farklı insan grubunu içeren başka bölgeler üzerinde siyasi kontrole sahip olmasıdır. Bu merkezi siyasi güç, çoğu zaman bir veya birden fazla başkent üzerinden imparatorluğu yönetir. İmparatorluk dediğimizde genellikle tek bir birimden bahsediyoruz gibi görünse de, imparatorluklar çok geniş oldukları için genelde kontrol etmesi daha kolay olan, küçük eyaletlere yani siyasi birimlere bölünmüşlerdir.

İmparatorlukların yükselişlerinin ve genişlemelerinin karşılaştırılması

Bir imparatorluğun büyüyebilmesi için başka bölgeleri veya insan gruplarını egemenliği altına alması gerekir. Tarihçiler bu süreçleri daha iyi anlamak için, imparatorlukları birbirleriyle karşılaştırma yöntemine başvurabilirler.
Karşılaştırmaya başvuran tarihçiler imparatorlukların hem benzerlikleri hem de farklılıkları olduğunu görürler. Büyük Kiros egemenliği altındaki Ahameniş Pers İmparatorluğu 30 yıldan kısa sürede büyümüş ve 75 yılda en geniş sınırlarına ulaşmıştır. Roma İmparatorluğu ise MÖ 6. yüzyılda kurulmasına rağmen MS 117’ye kadar en geniş sınırlarına ulaşamamıştır.
İmparatorluklar farklı nedenlerle büyürler. Ahameniş Pers İmparatorluğu askeri fetihlerle yayılırken Hindistan’daki Maurya İmparatorluğu siyasi sabotaj, din değiştirme ve askeri fetih yöntemlerini kullanarak yayılmıştır. Romalılar ise orduya çok önem veren bir toplum olmalarına rağmen bölgeleri fetih yoluyla ele geçirmek ilk amaçları olmamıştır. Ancak tabi Romalılar da birçok savaşta yer almıştır. Düşmanlarını yendikten sonra Romalılar, imparatorluğa sadık kalmaları şartıyla bu bölgedeki kişilere genellikle vatandaşlık hakkı vermiştir.
Önemli olan, imparatorlukların büyümesinin, merkezi bir yönetimin çeşitli bölgeler ve insan grupları üzerinde siyasi kontrole sahip olması anlamına geldiğini unutmamak. Bu da askeri, ekonomik, kültürel yollardan veya bunların hepsinin bir kombinasyonu olarak elde edilebilir.
Biraz ara verin ve düşünün: Tarihçiler imparatorlukların oluşma süreçlerini karşılaştırarak ne bulmuş olabilirler?
1 cevap seçin:

Hızla genişleme—Büyük İskender’in Yükselişi

Makedonyalı İskender, tarihin en büyük imparatorluk kurucularından biri olarak bilinir. Ancak başarısının ne kadarını kişilik özelliklerine borçludur? İskender’in imparatorluğunun bu denli hızlı büyümesi, küçük bir devletin imparatorluğa dönüşmesine bir örnektir. Aynı zamanda, merkezi yönetimin kontrolü dışında gerçekleşen olayların bir imparatorluğun oluşmasında ne gibi bir rol oynadığını da gösterir.
Çoğu zaman Büyük İskender’in babası olarak hatırlansa da – MÖ 359 ila MÖ 336 arası tahtta olan- Makedonyalı II. Filip, hem başarılı bir kral hem de ordu komutanıydı. Oğlunun Pers İmparatorluğu üzerindeki başarılarının temelini oluşturmuştur. II. Filip, rüşvet, savaş ve tehditler kullanarak krallığını ayakta tutmuştur. Onun içgörüsü ve kararlılığı olmasaydı tarihte İskender’in adı duyulmayabilirdi.
Makedonya İmparatorluğu'nun genişlemesini gösteren harita.
Makedonya İmparatorluğu'nun genişlemesini gösteren harita. Görsel hakları: Wikipedia
Filip, MÖ 336’da öldükten sonra, İskender babasının büyük Pers İmparatorluğu’nu fethetme planlarını gerçekleştirmek üzere harekete geçti. İskender’in inanılmaz bir askeri liderliği vardı ancak Pers İmparatorluğu’ndaki siyasi istikrarsızlık da başarılı olmasına yardımcı olmuştur. Birçok yerel yönetici İskender’in zaferleri sebebiyle Pers İmparatorluğu yönetimini İskender'in iktidarı ile değiştirmek istemiştir. İskender, imparatorluğun idari sistemini fazlasıyla değiştirmek yerine, kendi amaçlarına uyacak şekilde uyarlamıştır. MÖ 327’de Pers İmparatorluğu tamamen kendi egemenliği altına girmiştir.
İskender’in Pers İmparatoluğunu fethi, liderlikte değişim ve bölgesel yayılma olarak sayılabilir. Pers İmparatorluğu’nu oluşturan bölge, İskender’in kontrolü altında başka bir dış müdahale olmadan, bir bütün olarak kalmıştır. Pers İmparatorluğu’nun içinde bulunduğu durum, babasının attığı imparatorluk temelleri ve kendi askeri başarısının birleşimi ile İskender’in imparatorluk macerası başarıya ulaşmıştır.
Ara verin ve biraz düşünün: Eğer babası II. Filip önceden Yunanistan’ı fethetmeseydi İskender Pers İmparatorluğu’nu fethetmekte başarılı olabilir miydi?

İç Reform - Çin'deki Han Hanedanı

Qin Hanedanlığı MÖ 221’den MÖ 206’ya kadar, yani kısa bir süre yaşamıştır. Ancak bu kısa sürede Han Hanedanlığı altında büyüyecek geniş bir imparatorluğun zemini oluşmuştur. Qin Hanedanlığı’nın ilk imparatoru Qin Shi Huang’ın, toprak ve iktidar elde ettiği fetihleri sonunda Savaşan Devletler Dönemi sona ermiştir. Qin Shi Huang yönetiminde bütün güç doğrudan İmparatordan geliyordu.
Han Hanedanlığı’nın ilk imparatoru Han Gaozu, Qin bürokrasisinin çoğunu korusa da ferman ve vergileri yumuşatmıştır. Konfüçyüsçülük Qin tarafından bastırılmıştı. Han Gazou ise Konfüçyüsçülüğü devletin ideolojisi olarak açıkça desteklemiş, korku ve zorlama ile yönetmektense ahlaki dürüstlük ve erdemi teşvik etmiştir.
Han Hanedanlığı yöneticileri, ayrıca yeni fethettikleri bölgeler üzerinde zorla kültürel değişim politikası uygulamışlardır. Konfüçyüs etiğini herkese öğreten imparatorlar, çeşitli kültürlere ait olan tebaa üzerinde bu yolla ortak bir kimlik duygusu yaratmıştır. Merkezi Han devletine bağlılık, siyasi ve ekonomik bir ilişkiden daha fazlasıydı; kültürel kimliğin parçası haline gelmişti.
Ara verin ve biraz düşünün: Han Hanedanlığı’nda uygulanan zorla kültürel değişim yaklaşımı, İskender’in yeni tebaanın bağlılığını kazanma stratejileriyle nasıl kıyaslanabilir?

İmparatorlukların çöküşlerinin karşılaştırılması

Tarihçiler bir imparatorluğun çöktüğünü söylediklerinde, merkezi yönetimin gücünü artık kullanamadığını belirtirler. Bu ya merkezi yönetimin kendisi sona erdiği için ya da yönettiği bölgeler bağımsızlaştığı için gerçekleşir. İmparatorluklar büyük ve karmaşık yapılar olduğu için, tarihçilerin "imparatorluğun yıkılması" dediği şey tek bir sebebe bağlı bir olgu değil, aslında bir süreçtir.
İmparatorlukların çöküşünü açıklamak için tarihçilerin kullandığı bazı faktörler:
  • Ekonomik olaylar
  • Toplumsal ve kültürel olaylar
  • Çevresel faktörler
  • Siyasi olaylar
Bunlar sebeplerin kendisi değil, sebeplerin sınıflandırılmasına yarayan başlıklardır. Örneğin, “Siyaset Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasının tek nedenidir" diyemeyiz. Bunun sebebi olan belli başlı olaylardan, örneğin iç savaşlardan bahsetmemiz lazım. Yani bu kategoriler imparatorlukların çöküşünü anlatırken yararlı olsa da, çöküşün tek sebebi değillerdir.

Ahameniş Pers İmparatorluğu’nun hızlı çöküşü

Ahameniş Pers İmparatorluğu’nda İskender'in fethinden önce iç çatışmalar olsa da, imparatorluk MÖ 4. ve 5. yüzyılın çoğunda bütünselliğini korumuştur. Ancak içsel bölünmeler, Pers İmparatorluğu'nu dışarıdan gelen saldırılara karşı savunmasız hale getirmiştir.
MÖ 334’te Makedon İmparatorluğu'nun Büyük İskender’i, Pers İmparatorluğu'nu fethetmiştir. MÖ 330 yılında ise Pers kralı III. Darius, generallerinden biri tarafından öldürülmüştür. İskender bunun üzerine tahta geçmiştir ve ele geçirdiği şehirlerin kurumları ile yetkililerini yerlerinde bırakıp yönetimden sorumlu kalmalarını söylemiştir. Tüm bu olaylar ışığında, İskender'i, Pers İmparatoru'nun yerine geçmiş olarak düşünebiliriz. Yani Pers İmparatorluğu’nun merkezi yönetimini ele geçirmektense, onun yeni yöneticisi olmuştur.
İskender MÖ 323’te yerine geçecek birini bırakmadan öldüğünde generalleri imparatorluğu kendi aralarında bölüştürmüştür. Tam bu noktada Pers İmparatorluğu’nun merkezi yönetimi yıkılmış ve yerine birçok rakip devlet gelmiştir. Bu bölünme birkaç yılda gerçekleşmiştir.
O halde, Ahameniş Pers İmparatorluğu’nun çöküşüne sebep olan faktörlerin genellikle siyasi ve askeri olduklarını söyleyebiliriz. Siyasi bölünmeler imparatorluğu askeri açıdan güçsüzleştirmiştir.
İskender’in imparatorluğunun generalleri arasında bölüştürülmesini gösteren harita.
İskender’in imparatorluğunun generalleri arasında bölüştürülmesi. Görsel kaynağı: Wikimedia
Ara verin ve biraz düşünün: Hangi kanıt Pers İmparatorluğu’nun İskender’in ölümüne kadar yıkılmadığına dair bir kanıt olarak kullanılabilir?
1 cevap seçin:

Bir imparatorluğun yavaş çöküşü - Guptalar

Gupta Hanedanlığı, MS 320’den MS 550’ye kadar Hindistan’ın kuzeyinde büyük bir imparatorluğu yönetmiştir. Bu hanedanlık en güçlü dönemine, aşağıdaki haritada gösterildiği gibi MS 450 civarında ulaşmıştır. MS 450’den sonra Guptalar, Ak Hunlar olarak da bilinen Eftalit İmparatorluğu tarafından kuzaybatı yönünde istilalara maruz kalmıştır. Devamlı süren bu istilalar Guptaların askeri ve mali kaynaklarını tüketmiş, yüzyıl süren bir çöküş sürecini başlatmıştır.
Bu haritada, merkezi bir yönetimin kendini çevreleyen bölgeleri nasıl kontrol ettiğini iyi bir şekilde görüyoruz. Dikkat ederseniz merkezi yönetim, yönettiği imparatorluğun tamamına kıyasla çok küçüktür.
Bu haritada, merkezi bir yönetimin kendini çevreleyen bölgeleri nasıl kontrol ettiğini iyi bir şekilde görüyoruz. Dikkat ederseniz merkezi yönetim, yönettiği imparatorluğun tamamına kıyasla çok küçüktür. Görsel hakları: Wikimedia, Woudloper, CC BY-SA 4,0.
Ak Hunlarla devam eden çatışmalar, Gupta İmparatorluğu’nun kuzeybatıdaki büyük bir kısmının MS 500 yılına kadar elden gitmesine neden olmuştur. Guptalar, MS 528 yılında Hunları ülkeden kovabilmiştir ancak süregelen çatışmalar ve toprak kaybı, Guptaları ekonomik olarak zayıf ve güçsüz bırakmıştır. Sonraki birkaç on yıl boyunca çeşitli bölgeler Gupta İmparatorluğu’ndan ayrılmış ve Vakataka Krallığı ile Malwa gibi komşu devletler güçlenmiştir.
MS 550 yılında artık Gupta İmparatorluğu yoktu ancak küçük bir Gupta krallığı yüzyıl gibi bir süre boyunca daha ayakta kaldı. Gupta İmparatorluğu, merkezi yönetimin yıkılmadığı ancak imparatorluğun sınırlı bazı bölgeler dışında otoritesini kaybettiği bir imparatorluk çöküşüne örnektir. Bu durumu, son imparatorun tahttan indirildiği ve merkezi yönetimin yıkıldığı Batı Roma İmparatorluğu ile karşılaştırabiliriz.
Gupta İmparatorluğu’nun çöküşünü getiren çoğu sorun ekonomik ve askeri idi. Ekonomik faktörler imparatorluğun yaşadığı askeri zorluklardan dolayı ortaya çıkmıştır. Bu da, devlet toprak kaybedip zayıfladığı için siyasi meselelere yol açmıştır.
Ara verin ve biraz düşünün: Gupta İmparatorluğu’nun çöküşü Ahameniş Pers İmparatorluğu’nun çöküşünden ne açıdan farklıdır?

Alınacak önemli dersler

  • İmparatorluklar birçok farklı nedenden dolayı yükselir veya çökerler.
    • Tarihçiler genelde bu nedenleri siyasi, ekonomik, toplumsal ve kültürel veya çevresel etkenler olarak sınıflandırırlar.
    • Farklı imparatorlukların yükseliş ve çöküş nedenlerini ve bunların sonuçlarını karşılaştırarak, farklı zaman ve coğrafyalarda hüküm sürmüş imparatorlukları daha iyi anlayabiliriz.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.