Ana içerik
Çevre ve Ticaret: Viking Çağı
Vikingler, sekizinci ve on birinci yüzyıllar arasında geniş alanlarda sadece baskınlar değil ticaret de yapmışlardır. Çevresel ve siyasi bağlamlar bu ticareti etkilemiştir.
Genel bakış
- Farklı çevresel koşullar, belli bölgelerde farklı kaynakların oluşmasını sağladı.
- Ürünleri, bulunmadıkları yerlere göndermek ise kar etmek için bir fırsat yarattı.
- Ticaret yolları ve özellikleri, çevresel, siyasi ve ekonomik faktölere bağlıydı.
Viking döneminde çevre ve ticaret ilişikisi
Sekizinci ve onbirinci yüzyıllar arasında, genellikle Vikingler diye tabir edilen İskandinav halkları, hem akınlar yapmak hem de ticaret yapmak için geniş bölgelere yayıldılar. İskandinavya’nın bulunduğu konum, nispeten soğuktu ve geniş alanlarda tarım yapmaya elverişli değildi. Viking gruplarının sayıca küçük ve mobil olmaları, akın ve ticaret yapmak için uzun mesafeli yolculuklara çıkabilmelerini kolaylaştırıyordu. Vikinglerin yerleşim yerlerini ve kullandıkları yollara bakmak için aşağıdaki haritayı inceleyin. Ticaret yaptıkları imparatorlukların tersine, Vikingler tek bir siyasi topluluktan oluşmuyordu; fakat Nors dilleri gibi pek çok kültürel özelliği paylaşıyorlardı.
Elde etmesi kolay ürünler genelde ucuzdu. Ortaçağdaki sınırlı ulaşım teknolojisiyle ucuz ürünleri uzun mesafelerde taşımak pek karlı değildi. Değerli ürünler, nadir bulunan ve pahalı şeylerdi. Bu sebeple, değerli ya da bir diğer deyişle lüks ürünleri alabilmek bir sosyal statü göstergesiydi.
Bir ürünün değerli olup olmaması, belirli bir bölgede bir kaynağın ya da ürünün bulunup bulunmamasına göre belirleniyordu. Örneğin, Vikingler döneminde kereste, kehribar ve hayvan postu gibi ürünler Baltık bölgesinde (Baltık denizi çevresindeki bölge: Aşağıdaki haritaya bakın) çokça bulunuyordu. Vikingli tüccarlar bu ürünleri yerlilerden kimi zaman ticaret yoluyla kimi zaman zor kullanarak alıyor ve güneydeki Bulgur ve Kiev gibi uzak pazarlara; hatta bu ürünlerin bulunmadığı Konstantinopolis ve Bağdat’a kadar götürüyorlardı. Karşılığında Vikingli tüccarrlar gümüş sikke, ipek, cam ve diğer imal edilmiş ürünler gibi kendilerinin üretemeyecekleri ürünlerden alıyordu.
Çevre, belirli bir bölgede hangi ürünün değerli bir ürün olabileceğini nasıl etkiler?
Teknoloji ve ticaret
Vikingler gemi yapımında ustalaşmıştı ve bu araçları hem askeri hem de ekonomik amaçlar için kullandılar. Tipik bir Viking yelkenlisinin, bir yelkeni ve gemiyi ilertebilmek için kürekleri vardı. Aynı zamanda çok hafifti ve suya fazla batmıyordu, yani geminin alt kısmı su yüzeyinin çok derininden gitmiyordu. Bu, viking gemilerini nehirlerde kullanmaya elverişli hale getiriyordu, çünkü sığ suda daha rahat hareket edebiliyor ve su yolları arasında kalan kısımları aşmak için karaya çıkmalarını da daha kolay hale getiriyordu.
Baltık ve Hazar denizleri arasında kalan coğrafi bölgede ulaşım neredeyse tamamen nehir yoluyla gerçekleşiyordu. Bu durum, sahip oldukları teknoloji ile birleşince Vikinglere önemli bir avantaj sağlıyordu çünkü 19.yy’da, en büyük ve en varlıklı iki şehre giden ticaret yollarının bir çoğu bu coğrafyada bulunuyordu.
Teknoloji ve ticaret arasında nasıl bir ilişki vardı?
Ekonomi ve siyasetin ticaret üzerindeki etkisi
İmparatorluklar değerli ürünler için çok iyi pazarlardı, çünkü alım gücünün önemli bir kısmı büyük şehirlerde bulunuyordu; bu da pek çok potansiyel müşterinin tek bir yerde yaşadığı anlamına geliyordu. Vikingler, coğrafi konumlarından ötürü Bizans ve Abbasi devletlerinin her ikisine de kolaylıkla ulaşabiliyor olsa da, 8.yy’dan 11.yy’a kadar ticaret hacmi çok yoğun değildi ve bu yüzden tüccarlar sadece tek bir pazara odaklanıyorlardı. Dolayısıyla pazarlara ulaşma açısından çevre önemli bir ticari faktördü, ancak ticaret yollarını belirleyen tek faktör değildi.
Arkeologlar, Baltık ve İskandinavya bölgelerinde en çok kullanılan ticaret yollarında, çok sayıda gümüş sikke buldular. Bu gümüş sikkelerin çoğu Abbasi Devleti’ne aitti ve 8.yy’ın sonlarına ve 9.yy’ın başlarından kalmaydı. Bu da bize Vikinglerin, başkenti Bağdad olan Abbasilerle doğrudan veya dolaylı olarak ticaret yaptığını göstermektedir.
9.yy’ın ortalarında Abbasilerle ticaret yaptıklarına dair kanıtlar azalsa da bu kez Konstantinopolis’de Vikingli tüccarların bulunduğuna dair bulgular gün yazına çıkmıştır. Coğrafi olarak iki devlete de aynı anda ulaşmak mümkündü, ancak ticaretin ilgi odağının değişmesinin nedeninin ekonomik ve siyasi faktörler olduğu düşünülmektedir. 9.yy’ın ortalarında, Abbasi iktidarı iç bölgelerde yaşayan topluluklar tarafından zorlanıyordu ve sonuç olarak siyasi ve ekonomik istikrarları sarsıldı. 9.yy’ın sonları ve 11.yy’ın başlarında Bizans İmparatorluğu büyüdü. Bu gelişmeler, Konstantinopolis’i İskandinav Viking tüccarlar için daha ilgi çekici bir ticaret merkezi haline getirdi.
Siyasi istikrar neden Vikingli tüccarların seyahat ettikleri yerleri seçmelerinde önem taşımıştır?
Viking ticaretinin son bulması
Siyasi ve ekonomik koşullar değişse de, Baltık bölgesine ait kaynaklar talep görmeye devam etti. Vikingler zaman içerisinde kayboldular, ancak onların taşıdıkları ürünlerin ticaretini yeni ve farklı gruplar devam ettirdiler. 12.yy’ın başlarında Hansa Birliği (ticaret yapan şehir devletlerinden oluşan bir birlik) olarak tanınacak aktörler, Baltık bölgesindeki ticaretin büyük ölçüde kontolünü ele geçirdi. Baltık ürünleri talep görmeye devam ettiği sürece, insanlar bu ürünlerin karlı bir biçimde ticaretini yapabilecek yollar buldular.
11.yy’ın ortalarında çoğu Viking topluluğu Hristiyanlığa geçti ve daha yerleşik, kalıcı devletler kurdular. Dahası, Kiev Knezliği ve İdil Bulgarları gibi devletler Dinyeper ve Volga nehirleri boyunca uzanan Viking ticaret yollarının üstünde kuruldular ve daha zengin pazarlara giden yolları kapattılar.
Tartışmaya katılmak ister misiniz?
Henüz gönderi yok.