If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Süreklilik ve Değişim: İslamiyet'in Yayılması

Sorun

Soruyu cevaplamadan önce aşağıdaki paragrafı okuyun:
"Din değiştirme, çok aşamalı ve yavaş ilerleyen bir süreçti. Eski Müslüman ve Batılı yazarlar, bölgenin zorla ve hızlı bir şekilde İslamiyet'e geçtiğini düşünse de, hiçbir kaynakta köylerin, kasabaların ve bölgelerin zorla Müslüman yapıldığından bahsedilmiyor. Bizans devleti ise bilinen tek istisna olabilir. Daha doğrusu zaman içinde ortaya çıkan mevcut kanıtlar, yavaş ve inişli çıkışlı bir sosyal ve dini dönüşüm sürecine işaret ediyor. Hatta, din değiştirmenin "modern" tanımı, bireylerin kendilerini birtakım siyasi, ekonomik ve sosyal sebeplerden dolayı Müslüman olarak tanıttıkları düşünülen tarihsel sürece karşılık gelmiyor. Bu dönemde din değiştirme, illa ki içsel bir süreç ya da manevi bir değişim anlamına gelmiyordu.
Diğer yandan, din değiştirmenin yavaş ilerlemesiyle ilgili çeşitli sebepler vardı. Arap Müslümanların ileri gelenleri, fetihlerin aristokratik bir düzen içerisinde insanları ikiye ayrılan bir toplum inşa edeceğini düşündüler: Fetheden ve yöneten Müslümanlar ve fethedilerek yönetilen gayrimüslimler (Müslüman olmayanlar). Bu yaklaşım sebebiyle Arap elitler, Müslümanlığın getirdiği kitlesel imtiyazlarını savunmak ve rejimden elde ettikleri gelir kaynağını korumak için din değiştirmeye karşı oldular. Müslüman hükümdarlar özellikle ilk zamanlarda gayrimüslimlere hoşgörülü davrandılar. Yedinci yüzyılın önemli değişimlere tanık olan toplumsal yapısında, tüm etnik ve dini topluluklar sosyal hayata karışabiliyordu. Müslümanlar ve gayrimüslimler pazar, hamam ve kutlamaların olduğu halka açık alanlarda ayrıştırılmadılar. Suriye'de fâtihler cami yaptırmadan önce dini mekan olarak mevcut kiliseleri bile paylaştılar. Müslümanlar, fethettikleri topraklardaki kiliseleri kutsal mekanlar olarak kabul ettiler ve bu anlamda İslam'ı tam anlamıyla Hristiyanlık'tan soyutlamadıkları da söylenebilir."
Ira M. Lapidus, A History of Islamic Societies New York: Cambridge University Press, 2014.
Yazar Lapidus'a göre Araplar neden fethettikleri topraklardaki insanları hemen Müslüman yapmayı amaçlamadı?
1 cevap seçin:
Takıldınız mı?
Takıldınız mı?