If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Soyutluk Kavramı

'Soyut' sözcüğünün ne anlama geldiğini öğrenelim. Orijinal video Sal Khan tarafından hazırlanmıştır.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.

Video açıklaması

Soyut kelimesini pek çok kez duymuşsunuzdur. Bu sebeple soyut kelimesinin anlamını açıklamanın, daha doğrusu soyut kavramını anlayabilmemizi sağlayacak bir video yapmanın yerinde olacağını düşündüm. Bu arada hatırlatmak için söylüyorum. Soyut yerine bazen abstrakt kelimesini de kullanıyoruz. Soyut kelimesi sıfat olarak kullanılabilir, soyut fikir, soyut sanat gibi. Soyut kelimesi fiil de olabilir, mesela bir şeyi soyutlamak, bir fikri soyutlamak gibi. Soyut kelimesi isim de olabilir, örneğin İngilizcede abstract kelimesi aynı zamanda özet anlamına da geliyor, bir şeyin özü anlamını taşıyor. Soyut kelimesini hangi bağlamda ve formda kullanırsak kullanalım, bu kelime gerçek dünyadaki bir varlığın özü anlamını taşıyor. Bir gerçek, somut dünya var. Bir de düşüncelerimizden, duygularımızdan, kavramlardan oluşan başka bir dünya var. Soyutlamanın arkasındaki temel fikir, gerçek dünyadaki bir şeyin özünü yakalayarak bu özü fikir ve kavramlara taşımak. Soyutlamayı somut hale getirmenin benim için en iyi yöntemlerinden birisi geometrik şekiller üzerinden düşünmek- Tabi burada soyutu somut hale getirmekten bahsetmenin bir çelişki olduğunun farkındayım bu arada. Eğer benim için bazı küpler bulmanızı isteseydim, bana örneğin bir çift zarı veya Rubik kübünü gösterebilirdiniz. Şuraya bir çift zarı çiziyorum. veya bana Küp gibi gözüken bir binayı gösterebilirdiniz. Veya evinizde bulunan küp formlu bir kutuyu örneği gösterebilirdiniz. Kısacası Kübün ne olduğuna ilişkin genel bir fikriniz var, bir kübü gördüğümde tanıyabilirim diyorsunuz. Küp kavramını özümseyerek genel bir fikir oluşturuyorsunuz. Aslında düşünürseniz bana gösterilen şeyler birbirinden oldukça farklı. Bu elimde tutabileceğim, plastikten yapılma şeyler. beyaz, geometrik olarak mükemmel küp formunda bile değiller. Ama kübe benzer bir forma sahipler, kübümsüler..kübümsü, b öylece dilimize de yeni bir kelime kazandırmış olduk : Geometriyi eğlenceli kılan şeylerden birisi de bu diye düşünüyorum; gerçek dünyadaki bir şeklin özünü alıyoruz. Aslında geometride bir tanım var. Bunun gibi her kenarının uzunluğu tam olarak eşit olan bir cisim. Burası, burası ve burası 1 birim uzunluğunda. İlla tabii ki 1 birim olması şart değil, ancak şu üç uzunluk birbirine eşit olacak. Geometrideki küp tanımını yapmayacağım, şu an sadece aslında hepimizin bir küpün ne olduğuna dair net bir fikri olduğunu vurgulamak istiyorum. Gerçek dünyada ise mükemmel küp formunun örneği yok. en hassas Çok hassas bir şekilde ölçülse dahi aslında bu kenarların uzunluğu aynı değildir. Oysa kübe ilişkin soyut fikir, bunların mutlaka birbiriyle aynı uzunluğa sahip olduklarıdır. Yani maddi/ yani somut dünyadaki gerçek bir varlığın arkasındaki soyut fikre gidiyoruz. Muhtemelen soyut kelimesinin sanat alanında da kullanıldığını duymuşsunuzdur, soyut sanat gibi. Burada da aynı fikir geçerli. Eğer sözlüğe bakacak olursanız soyut kelimesinin karşısında pek çok açıklama yazdığını göreceksiniz, ama aslında tüm bu açıklamalar, tüm bu tanımlar aynı şeyi anlatmaya çalışıyorlar. Soyut sanat, gerçekliği aynı şekilde yansıtmaya odaklanmaz. yani olduğu gibi yansıtmaya odaklanmaz. Rönesans dönemindeki sanatçılar, figürleri aynen gerçek dünyada oldukları şekliyle yani gerçek dünyada nasıl görünüyorlarsa o şekilde resmetmekte son derece başarılıydılar. Soyut sanat eserleri yapan sanatçılar ise çoğu kez gerçek dünyadan bir şeyi resmetmeye çalışmaz, resmetmeye çalıştıkları genelde ham düşüncelerdir. . Veya bir rengin, formun veya dokunun ham halini yansıtmayı amaçlarlar Burada gördüğümüz, Jackson Pollock'un bir tablosu. Gördüğünüz gibi sanatçı herhangi bir figürü, örneğin bir köpeği veya insanı şekillendirmeyi amaçlamamış. Yapıtında herhangi bir form yok. Fiziksel gerçeklikte gördüğümüz herhangi birşeyden bağımsız. Soyutlama kavramı sadece geometriyle veya sanatla bağdaştırılamaz. Günlük yaşamımızda birşeylerden bahsederken, kelimeler veya semboller kullanırken de aslında soyutlama yapıyor oluruz. Fiziksel gerçeklikteki bir şeyin özünü alır ve bunu soyut kavramlarla ifade ederiz. Örneğin köpek kelimesini kullandığımızda, köpeğe ilişkin zihnimizde anlam kazanan bir dizi sembolden bahsederiz. Zihnimizde köpeğin ne olduğuna dair bir fikir vardır, dört ayağı olur, sarkık kulakları vardır, köpeklerle oynamak keyiflidir, insanlara çok iyi arkadaşlık ederler... vb. Bu bahsettiklerimizin hepsini köpek olarak adlandırırız, köpek kavramının özü budur. Oysa gerçek hayattaki köpeklere baktığımızda çok farklı şekilde hayvanlar var, büyük bir danua veya minnacık bir kaniş olabilir. Ama bu birbirinden farklı gözüken özelliklerin özüne indiğimizde, bunun bir köpek olduğunu biliriz. Kullandığımız harfler de görsel olanı soyut şekilde yansıtmamızı sağlar. Sayılar da mesela aynı şekilde. Örneğin 5 yazayım. Çok somut gözükmesine rağmen aslında son derece soyut. Bir şeyin adetini belirtiyor. Bu şekilde sembolize edebiliriz. Mesela Bunu başka bir şekilde de ifade edebilirdim. Roma rakamlarını kullanarak mesela bu şekilde yazabilirdim. Buradaki her durumda, bir şeyden 5 tane olması fikrinden bahsediyoruz. Siz bana beşi işaretle gösterebilirsiniz, başka birisi çizebilir ancak her durumda aslında yapılan 5 kavramının sembolize edilmesidir.