If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Babil Dehası

British Museum küratörü Irving Finkel ile, 60’a dayalı matematik sistemi ve geleceği tahmin etme arzusu gibi Babillilerden miras kalan keşif ve fikirlerin izlerini sürün. ©The British Museum Mütevelli Heyeti. Orijinal video British Museum tarafından hazırlanmıştır.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.

Video açıklaması

Mushushuisimli bu ejderha, yaklaşık olarak 2500 yaşında ve Nebukadnezar’ın başkenti olan, eski Irak’ın ortasında bulunan Babil’den geliyor. Bugün, bu eseri yakından incelediğinizde, Gözlerinin içine baktığınızda, Size, yabancı, uzak ve sanki bu dünyaya ait olmadığı hissini verir. Ejderhanın geldiği yer olan Babil’in Kültürü, Hayret verici bir biçimde, bizim kültürümüze benziyor. Bu eski kültüre ait düşünürler, yazarlar, şairler ve matematikçiler, bugün hala kullanılan, geçerli olan ve günlük hayatımızın bir parçası olmuş fikirlerin de babalarıdır. Babilliler zamanında yapılmış keşifler, günümüze, kil ya da taştan tabletler üzerine yazılmış çivi yazıları sayesinde ulaşmıştır. Babil dili tamamen çözüldüğü ve anlaşılabilir olduğu için, onların fikirleri ve keşifleri hakkında bilgi sahibi olabiliyoruz. Büyük mühendisler, zamanı ölçmek için oldukça marifetli makineler keşfetmişler. Antik Babilliler hakkındaki ilgi çekici bir başka nokta ise, matematik sistemlerinin, Bugünkü 10 tabanına göre değil de, 60 tabanına göre olmasıdır. Bunun bir sonucu, ya da yansıması olarak, Bir saatin ya da dakikanın 60’a bölünüyor olmasını, Bize Babillilerden kalan bir miras olarak düşünebiliriz. Bu düşünce bize, Babil dehasını kendi çalışmalarına ekleyen ve 60’ı hesaplamalarında kullanan Yunanlılar aracılığı ile ulaşmıştır. Bu yüzden, bugün kolunda ya da mutfağında saat olan herkes,Babil düşünürlerinin dehasını ölümsüzleştiriyor. Babilliler, hep geleceği tahmin etmeye çalışmışlardı. Bir koyunun karaciğeri ve safrakesesini model alan bu kil parça, kehanet sanatını öğretmek için kullanılıyordu. Çivi yazısındaki bazı boşluklar, uğursuzluklara işaret ediyordu. Daha sonraları, olağanüstü mesajlar için, İnsanlar rüya ve yıldızlara başvurmaya başladılar. Antik Babil’den bize ulaşan bir başka şey, Zodyak işaretleri yani burçlardır. Bazıları ikinci binyıla dayanan ve Zodyak figürleri olarak kabul edilen bu figürler, Babil anıtlarının üzerinde bulunuyordu. Zodyak’la birlikte, son dönemlerde gelişmiş fikirlerden olan burçlar ortaya çıkmıştır. Kısacası, gazeteyi açıp da burcunuz ile ilgili kısmı okuduğunuzda, ya da bu işe gerçekten meraklıysanız, Kendiniz için bir yıldız haritası çıkardığınızda, Bu iki fikrin de Antik Babil’den geldiğini hatırlamalısınız.