If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Homeostaz

Ateşinizin neden sürekli olarak 98,6 F (36,5 - 37 derece selsiyus) olduğunu merak ettiniz mi? Homeostaz ve vücudunuzun sabit bir sıcaklığı nasıl koruduğuna ilişkin bilgi edinin. Orijinal video MIT+K12 tarafından hazırlanmıştır.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.

Video açıklaması

Buz torbası veya sıcak su torbasına maruz bırakıldığınızda vücut ısınızı nasıl sabit tutarsınız? Sağlıklı vücut ısısı 37 santigrat ya da 98,6 fahrenhayttır. Vücut ısımı yaklaşık 37 derece sabit tutmam gerekiyor yoksa vücudumdaki önemli moleküller şekil değiştirir ve çalışmalarının durmasıyla hayatım sona erer. Homeostaz, vücut ısısını dengede tutabilme özelliğini anlatmak için kullanılan bilimsel bir terimdir. Peki ya kaynar su veya buza maruz kalırsam o zaman ne olur? Vücudum denge ısısını bu durumda nasıl korur? Evet her yanımı buz torbalarıyla kaplayıp vücudumun buna nasıl tepki verdiğini inceleyelim. Buz gibi geçen 5 dakikanın ardından vücut ısımı ölçüyorum. Tabi ki normal vücut ısısına yakın çıktı. Homeostaz faaliyette. Evet, yaklaşık 98,6 fahrenhayt ve normal değerinde çıkıyor, Kendimi üşümüş hissetsem de vücudumda bir soğuma meydana gelmemiş. peki, vücudum bunu nasıl başardı? Üşüyünce vücudum titremelerle, Yani ısı üreten kas hareketleriyle kendini ısıtmaya çalıştı. Off kolum ne kadar soluk görünüyor. Soğuğa maruz kaldıktan sonra vücut, kanı deri ve diğer uzuvlar yerine damarlara gönderir. Kolum soğuk ortamlarda hemen ısı kaybeder fakat Ortama daha az ısı veren ve daha kalın yapıda olan damarlarımda ısı sabit kalır. Ayrıca tüylerim de diken diken oluyor ve sanki vücudum ceket giymiş gibi Derimde yalıtılmış bir katman oluşuyor. Gördüğümüz gibi vücut ısıyı yüksek tutmak için pek çok yol dener. Vücudum soğuğu hissettiği zaman homeostaz mekanizması titrememi sağlar, kanı deriye doğru göndermez ve tüylerim dikenleşir. Bunlar benim ısınmamı ve vücut ısımın sabit kalmasını sağlar. Vücudum serinlemek içinse tam tersi yollara başvurur. Kanı vücut yüzeyine doğru gönderir ve soğumayı sağlar bu da deriyi pembeleştirir. Sıcaklık anında hareket halinde olmak istiyorsak vücudumuzun daha fazla aktif olması gerekiyor Çünkü kaslarımızı çalıştırdığımızda çok fazla enerji ve ısı harcarız. Soğukta ısınmak için vücudun titremesi gibi. Fakat bu durumda hareket etmemizden kaynaklanan ısıya karşı vücudun karşı koyması gerekir. Vücudum yorgunluk sinyalleri vererek koşmamamı durmamı söylüyor, Fakat koşma isteğimi durdurmak için bu yeterli olmayabilir. Bu durum ayrıca terlememe sebep olur. Enerjinin havaya karışması için ter vücuttan ısı alır ve bu da benim serinlememi sağlar. Çoğu hayvanın ter bezleri insanlarınkiler kadar etkili değildir. O yüzden insanlar pek çok hayvana göre yoğun aktivitelere karşı daha uzun süre dayanıklı olabilir. Isındığım zaman homeostaz mekanizması kanı vücut yüzeyine doğru gönderdi ve terlememi sağladı. Böylelikle serinledim. Homeostazın ısıyı düzenlemek dışında da görevler üstelenen çeşitleri vardır. Mesela aniden ayağa kalkmanız sonucu tansiyonunuz düştüğünde Damarlarınız büzülür ve kan basıncınız normale döner. Yemek yedikten sonra kan şekeri yükselince Pankreas, şekerin normale dönmesi için insülin salgılar. Diyabet, vücudun kan şekeri özdengesini koruma becerisini etkileyen bir hastalıktır. Yani diyebiliriz ki vücudumuz sağlıklı koşullardan uzaklaşıp denge seviyesini elde etmek için hemen Homeostaz karşı koyar.