Ana içerik
11. Sınıf Biyoloji
Konu: 11. Sınıf Biyoloji > Ünite 1
Ders 3: Sindirim Sistemi- Sindirim Sistemi
- Gastrointestinal Yol (Sindirim Yolu) ile Tanışın!
- Ağız
- Dişler
- Özofagus (Yemek Borusu)
- İnce Bağırsak Bölüm 1: Yapı
- İnce Bağırsak Bölüm 2: Sindirim
- İnce Bağırsak Bölüm 3: Emilim
- Karaciğer
- Karaciğer Lobcuğu
- Safra Kanalları
- Ekzokrin Pankreas
- Endokrin Pankreas
- Kalın Bağırsak, Rektum ve Anüs
- Gastroenterit (Mide İltihabı) Nedir?
- Viral Gastroenterit (Mide Gribi) Nedir?
- Kolera Nedir?
- Salmonella Gıda Zehirlenmesi Nedir?
- Turist İshali (Seyahat Diyaresi) Nedir?
- İnflamatuar Bağırsak Hastalığı ve İrritabl Bağırsak Sendromu
- Az Tuzlu Beslenme
© 2023 Khan AcademyKullanım ŞartlarıGizlilik PolitikasıÇerez Politikası
Kalın Bağırsak, Rektum ve Anüs
Orijinal video Raja Narayan tarafından hazırlanmıştır.
Tartışmaya katılmak ister misiniz?
- ders güzel anlatan güzel son ses iğrenç lütfen çıkarın :((1 oy)
Video açıklaması
Anlatmaya ağızdan başladığımız sindirim
sisteminde bayağı bir yol aldık. Tüm bu yolları geçerek, aşağıya bu noktaya
geldik. Sindirim sistemimiz ile ilgili anlatacağım
son bölgedeyiz. Kalın bağırsak ya da kolon, rektum ve anüs. Gelin biraz daha yaklaşalım ve ince bağırsakta
sindirilen yiyeceklere daha sonra ne olduğuna bir bakalım. Yediklerimiz bu gösterdiğim kalın bağırsakta
ilerliyorlar. Bu arada aklınızda bulunsun, sadece kalın
bağırsak diyoruz onun uzun bir bağırsak olduğunu düşünmeyin. Daha önce bahsettiğimiz ince bağırsaktan
çok daha kısadır. Bu çizdiğim noktadan başlar ve buraya kadar
devam eder. İnce bağırsağın bittiği noktaya ileoçekal
kapakçık denir. Ki burası aynı zamanda kalın bağırsağın
da başladığı noktadır. Adının nereden geldiğini de hemen anlatayım size. Hatırlayalım, ince bağırsağın son bölümünün
adı ileumdu. Kalın bağırsağın ilk bölümüne ise
çekum denir. Kör bağırsak da dendiğini duymuş olabilirsiniz tabii. Buradaki küçük bir kuyruk gibi duran kısmı
farkettiniz mi? Sizce kuyruk gibi durmuyor mu? İşlevsiz bir şeymiş gibi gözükse de
aslında sindirim sistemiyle ilgili ameliyatlara sebep olan en önemli sorunlardan biridir. İşte bu sizin apandistiniz. Kalın bağırsak tam olarak buradan başlar. Kalın bağırsak yukarı doğru çıkar ki
buraya sağ kolon denir. Aynı zaman da çıkan kolon da denebilir. Ki adından da anlayacağınız gibi bu kolon
yukarı doğru çıkar. Bu kolon karnın alt bölgesinden yukarı
doğru gider. Çizimde gördüğünüz gibi yatay bir şekilde
bu yoldan ilerler. Çıkan kolondan sonra gelen kalın bağırsağın
bu bölümüne transvers kolon denir. Transvers kelimesi İngilizcede enine anlamına
geldiğinden bu kolon da adını yine duruşundan almıştır. Şimdi buradaki bölüme geliyoruz. Buradaki bölüme çıkan kolon dediğimize
göre tahmin edeceğiniz üzere bu kısmına da inen kolon diyoruz. Gördüğünüz gibi isimleri oldukça kolay. İnen kolon da adından anladığınız gibi
buradan aşağıya doğru iniyor. Ve kalın bağırsağın son bölümünde
ise artık aşağıya doğru inmeyip etrafında kıvrılıyor. Gördüğünüz gibi S harfinin şekline de
benzetebilirsiniz. Bu son kısmın adı da sigmoid kolon. Adı sigmoid çünkü S harfi şeklinde. Yazalım bunu da hemen Sigmoid kolon. Peki, kalın bağırsağın emilimini sağlamaktan
sorumlu olduğu şeyler nelerdir? Hadi gelin şimdi bir liste yapalım. Emilimini sağlaması gereken en önemli şey
ve bunun etkisi nedir? İlk düşünmemiz gereken şey, su. Kalın bağırsağımızın emeceği ilk şey
sudur ve çok da önemlidir. Çünkü en sonunda anüsten çıkacak olan
şeylerin düzenlenmesinde büyük bir önemi vardır. Ya kalın bağırsağımız çok az su emseydi? Mantıken vücudumuz onu emmediğinden dışkımız
çok daha sulu olurdu. Ki bu da aslında ishal dediğimiz olaya yol
açar. İshal ortaya çıkar çünkü dışkıda
çok fazla su kalmış olur. Şimdi de tam tersi bir durumu düşünelim. Ya çok fazla su emilseydi? Çok fazla su emildiğinde de dışkı olması
gerektiği yumuşaklıkta olmazdı. Yani anlıyoruz su dışkıyı etkileyip daha
yumuşak yapıyor. Kalın bağırsakta veya kolonda çok fazla
su emildiğinde ishalin tam tersi ortaya çıkar. Yani kabızlığa neden olur. Ki bu da iyi bir şey değildir. Kalın bağırsak ne kadar suyun emilip ne
kadarının bırakılması gerektiğini düzenlemekte önemli rol oynar. Bahsetmemiz gereken bir başka hastalık ise
kolera. Eminim, eminim daha önce duymuşsunuzdur. Çok kötü bir hastalıktır. Bakterilerin özellikle kalın bağırsakta
olmak üzere bağırsaklarda bulunan bazı reseptörlere veya bazı proteinlere saldırmasından
dolayı oluşur. Bu hastalıkta aşırı miktarda sıvı
kaybedilir ve bu da dehidrasyon nedeniyle hastanın ölümüyle sonuçlanabilir. Buradaki ilginç nokta eğer uzun süre hastada
suyu tutabilirseniz, sindirim sistemi bakteriyi kendiliğinden dışarı atacaktır. Yani kolera hastalığına yakalanmış birine
su takviyesi yaparsanız, o kişinin hastalıktan kurtulmasını sağlayabilirsiniz. Kalın bağırsakta emilen şeylerin listesine
geri dönelim şimdi. Sırada inorganik iyonlar var. İnce bağırsağı anlatırken bahsetmiştim,
inorganik iyonlar sodyum veya potasyum gibi maddeler içerirler. Sodyum, amino asitlerle birlikte onların
emiliminde yardımcı olmak için kotransport mekanizması olarak emilir. Bunun sonucunda da kalın bağırsakta daha
ufak bir alan oluşur. Bunlarla ilgili ilginç şeylerden biri de
burada listelediğimiz su ve sodyum, potasyum klorür gibi inorganik iyonlar sadece kalın
bağırsak tarafından emilmez. Veya sadece ince bağırsak tarafından. Aslında suyun ve inorganik iyonların emiliminden
sorumlu olan esas organ böbrektir. Yani eğer bir kazada veya Crohn hastalığı
ya da ülseratif kolit gibi hastalıklarda ki ülseratif kolit hastalığının tedavi
yollarından biri de tüm kolonun alınmasıdır, tüm kalın bağırsağınızı kaybedebilirsiniz. Bu durumda da su ve inorganik iyonlar kalın
bağırsakta emilemez. Ve bu işi böbrekleriniz yapar. Böbrekler bu görevi tek başlarına da yapabilirler. Kalın bağırsakla ilgili anlatacağım diğer
bir ilginç şey ise bakteri gibi mikroorganizmalar bakımından oldukça zengin olmasıdır. Bu size biraz garip gelebilir. Ve neden kolonunuzda bakteriler olduğunu
merak edebilirsiniz. Bunun nedeni nedir? Kolonlarda bulunan bakteriler aslında sindirime
yardımcı olurlar. Bazı besin maddelerini gerekli enzimlere
sahip olmadığımızdan dolayı sindiremeyiz. Tam bu noktada da bakteriler onları sindirmemizde
yardımcı olurlar. Çoğunlukla da karbonhidratların sindiriminde. Ama bu çok önemli bir işlem. Bir yerde, dışkıdaki %5’lik kısmın
bakteri gibi mikroorganizmalar olduğunu okumuştum. Ve bu bakteriler karbonhidratları sindirmekte
oldukça önemlidirler. Karbonhidratları buraya parantez içinde
yazmak istiyorum. Ve çoğu zaman bundan metan CH4 ve hidrojen
sülfat gibi yan maddeler çıkar. Belki geneli size bir şey ifade etmese de
bu durum birçok şeyi açıklar. Metan mide gazlarına neden olur. Hidrojen sülfat ise oldukça kötü kokar. Ve bu konuda kötü bir üne sahip olan yiyecek
de fasulyedir. Fasulye ise gerekli enzimlerimiz olmadığından
sindiremediğimiz karbonhidrat bakımından oldukça zengindir. Fasulyedeki karbonhidratın sindirilmesindeki
çoğu işi aslında kalın bağırsağımızdaki mikroorganizmalar yaparlar. Sanırım bu tekerleme durumu özetler. Fasulye fasulye iyi gelir kalbe, ne kadar
yersin o kadar üretirsin metan ve hidrojen sülfat. Neyse tamam tamam, ortalığı kokutmayı bırakıp kaldığımız
yerden devam edelim. Sindirim sisteminin sonlarına doğru geliyoruz. Kalın bağırsaktan geçtikten sonra karşımıza
rektum çıkıyor. Rektum herhangi bir emilimden veya tahlilden
sorumlu değildir. Bizim için yaptığı esas şey depolamadır. Bunun hakkında pek düşünmeyiz ama sindirim
sistemi için oldukça önemlidir. Çünkü yediğimiz yemeği işleyip suyunu
çıkardıktan sonra geriye atık maddeler kalır. Ve bunu hemen tuvalete gidip çıkarmayız öyle değil mi? Daha uygun bir zamana kadar bunu tutarız
ve rektum da bu noktada önemli bir rol oynar. Tuvalete gidilecek zamana kadar dışkıyı
rektum tutar. Sindirim sistemimizin en son kısmına geldik
o da anüs. Anüs iki sfinkterden oluşur. Yemek borusu konusunu hatırlarsanız sfinkterlerin
yolu kapatmaya yarayan kaslar olduğunu da hatırlarsınız. Anüste de ondan sorumlu olan iki sfinkter
vardır. Sfinkter demem kafanızı karıştırmasın sakın,
dediğim gibi bunlar kaslardır. Anüste de iç makat ve dış makat kası
vardır. İç makat kası düz kaslardan oluşurken
dış makat kası ise iç makat kasını saran bir şekilde çizgili kaslardan oluşur. Ki hatırlarsanız çizgili kaslar üzerinde
kontrolümüz olan kaslardır. Düz kaslar ise istemimiz dışında çalışırlar. Yani rektumdaki dışkı iç makat kaslarına
doğru itilir. Bu iç makat kasları da rahatlayıp açılarak
daha da ileri gitmesini sağlar. Ama bu tabi ki dışkının çıkacağı anlamına
gelmez çünkü bizim bir de dış makat kaslarımız var. Ki onlar bizim kontrolümüz altındadırlar. Bu noktadan sonra da tuvalete giderek, dış
makat kaslarımızı rahatlatıp, ilk videoda yediğimiz yiyeceğin dışarı çıkmasını
sağlarız. Oh, sonunda bu noktaya gelebildik. Siz de rahatladınız mı? Hoşçakalın!