If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Akciğerlerde Termoregülasyon

Orijinal video Patrick van Nieuwenhuizen tarafından hazırlanmıştır.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.

Video açıklaması

Köpeğiniz varsa veya bir köpekle oyun oynadıysanız fark etmişsinizdir. Hayvancağız fiziksel aktiviteden sonra ilginç bir şey yapar. Hızlı hızlı soluk alıp vermeye başlar. Köpeklerin neden böyle nefes nefese kaldığını hiç merak ettiniz mi? Bi’ düşünün. Bakalım doğru cevabı bulabilecek misiniz. Köpeklerin bu şekilde nefes alıp vermesinin başlıca nedeni... vücut sıcaklıklarının aşırı yükselmesini önlemektir. Peki bu nasıl oluyor? Köpekçiğimiz bu olsun. Bir saattir koşturuyor. Nefes nefese kalmış, dili dışarıda, bize bakıyor. Her nefes alışında, dışarıdaki serin havayı içine çekiyor. Dışarıdaki sıcaklık diyelim ki 20 derece. Bu havayı ciğerlerine çekip, dışarı sıcak hava veriyor. Dışarı verdiği havanın sıcaklığı da 38 derece civarında çünkü soluduğu hava, ciğerlerinde vücut sıcaklığıyla eşitleniyor.. Bana inanmıyorsanız elinizi ağzına yaklaştırıp verdiğiniz nefesin ne kadar sıcak olduğuna bir bakın. Bu, şu demek Köpek her soluk alıp verdiğinde, dışarıya ısı veriyor. Çünkü içine çektiği hava soğuk, dışarı verdiği hava sıcak. Ve bu ısının bir kaynağı olmalı. Köpekler için bu mekanizma çok önemli, çünkü köpekler terleyemez. Soğumaları gerektiğinde kalın kürklerini ter içinde bırakamazlar. O yüzden, ısıyı dışarı atmalarının en iyi yolu bu. Biz insanlarsa... Şuraya bir tane “biz insan” çizeyim. Evett Biz insanlarsa, terleyebiliyoruz. Bu insan biraz bonus kafa oldu ama İdare edin Evet biz terleyebiliyoruz. O yüzden sık nefes alarak serinleme yöntemi bizim için çok daha az önemli. Ama yine de geçerli. Nefes aldığımızda, hava hem ağzımızdan hem de burnumuzdan içeri giriyor ve ciğerlerimize gidiyor. Akciğerlerimizde, alveollere dağılıyor. Alveoller devasa bir yüzey alanı sağlıyor. Birkaç tanesini çizeyim. Bu küçük alveollerden binlerce olduğu için, toplam yüzey alanı çok büyük. Bu sayede içimize çektiğimiz soğuk hava, buradaki kılcallardan geçen kanla aynı sıcaklığa geliyor. Tıpkı köpeklerde olduğu gibi, içimize çektiğimiz – mesela – 20 derece Celcius sıcaklığındaki hava... dışarı çıktığında vücudumuzla aynı sıcaklıkta oluyor. 20 derece sıcaklığında, hatta belki daha da soğuk bir havayı içimize çekiyoruz ve dışarı vücut sıcaklığında hava veriyoruz. Yani eğer bu arkadaşın ateşi yoksa, dışarı verdiği havanın sıcaklığı 37 derece Celcius’tur. Gördüğünüz gibi, akciğerlerin bir diğer görevi de, fazla ısıyı dışarı atmak. Bunun güzel de bir adı var. Termoregülasyon. Termo, “ısı” demek. Termometre sıcaklığı ölçen alettir ya hani. Regülasyon da “düzenleme” demek. Yani termoregülasyon, vücut sıcaklığımızın düzenlenmesi anlamına geliyor. Akciğerlerin bir diğer görevi de bu işte. Akciğerler termoregülasyon yapabiliyor. Ve bu çok faydalı bir özellik. Çünkü vücut sıcaklığımız zaman zaman aşırı yükselebiliyor. Tıpkı bu köpekte olduğu gibi. Mesela çok fazla spor yaptıktan sonra vücut sıcaklığımız artabiliyor. Spor yaparken, kaslarımızın çok daha fazla oksijene ihtiyacı oluyor. Aynı zamanda oluşan ısının da atılması gerekiyor. Yani oksijen alma ve ısı atma özellikleri çok güzel bir şekilde bir araya gelmiş. Spor yaparken çok sık nefes alırız. Dinlenme halindeyken dakikada 5 Litre hava soluyorsak... ağır antrenman sırasında rahat 50 Litre hava soluyoruz. Arada 10 kat fark var. Bu aynı zamanda, spor sırasında, dinlenme sırasında olduğundan 10 kat daha fazla ısı attığımız anlamına da geliyor tabi Yani antrenman esnasında sık nefes alarak hem daha fazla oksijen alıyoruz, hem de dışarıya daha fazla ısı veriyoruz. Hoşçakalın :)