Ana içerik
11. Sınıf Biyoloji
Konu: 11. Sınıf Biyoloji > Ünite 1
Ders 5: Solunum Sistemi- Solunum
- Akciğerler ile Tanışın
- İnsanlar ve Bitkiler
- Bronş Ağacı
- Nefes alma ve Nefes Verme
- Akciğer Hacmi Nasıl Değişir?
- Akciğerlerde Termoregülasyon
- Akciğerler ve Solunum Sistemi (Pulmoner Sistem)
- Alveoler Gaz Denklemi - 1.Bölüm
- Alveoler Gaz Denklemi - 2.Bölüm
- Henry Yasası
- O2 ve CO2 çözünürlüğü
- Graham Difüzyon Yasası
- Fick Difüzyon Yasası
- Çeşitli Akciğer Hastalıkları
- Solunum Bozuklukları
- Kronik Bronşit Nedir?
- Astım
- Astım Teşhisi
- Astım İçin Uzun Dönem Tedaviler
- Astım Patofizyolojisi
- Asbestoz, Silikoz, Hasta Bina Sendromu
- Mesleki Astım ve Mezotelyoma
- Akciğer Kanseri Nedir?
- Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu (ÜSYE) Nedir?
- Alerjik Rinit Nedir?
- Sinüzit Nedir?
- Faranjit
- Solunuma Bağlı Uyku Bozuklukları
© 2023 Khan AcademyKullanım ŞartlarıGizlilik PolitikasıÇerez Politikası
Sinüzit Nedir?
Orijinal video Jeff Otjen tarafından hazırlanmıştır.
Tartışmaya katılmak ister misiniz?
Henüz gönderi yok.
Video açıklaması
Sinüzit nedir? Bu soruya yanıt vermeden önce, bölgenin
anatomisini inceleyelim biraz. Buraya iki tane yüz çizdim. Şimdi bunların üzerlerine sinüsleri ekliyorum. Yüzünüzdeki en büyük sinüslere 'maksiller
sinüs' denir. Bunlar, burnunuzun iki yanında, gözlerinizin hemen altında yer alır. Elmacık kemiğinize dokunduğunuzda,
aynı zamanda maksiller sinüsün ön yüzü üzerine bastırmış olursunuz. Önden böyle görünür. Yandan ise şu şekilde konumlanır. Bir başka sinüs grubu, nazal boşluğun
üst kısmında bulunur. Bunlar, bir sürü küçük küçük hava
boşluklarından, birbirinden ince kemik yapılarla ayrılmış
hava dolu odacıklardan oluşurlar. Şekil olarak pek düzenli değildirler ve
herkeste farklı olabilirler, ama görüntüleri yaklaşık olarak şöyledir. Genelde yaklaşık iki tabaka halinde dizilmişlerdir. Bunlar 'Etmoid sinüs'ler. Bazen 'Etmoid hava hücreleri’ olarak da
adlandırılır. Onun hemen arkasında daha büyük bir sinüs
olan “Sfenoid sinüs” çifti yer alır. Şekil üzerinde yerleri şuralara denk
geliyor. Bir diğer sinüs ise alnınızda, yaklaşık
olarak şurada bulunuyor. Şekli çok belirgin olmamakla birlikte, şuna
benzer bir şey olduğunu söyleyebilirim. Buna da 'Frontal sinüs' deniyor. Şimdi, bunların tamamının adı ise, “paranazal
sinüsler”. Bunun sebebi,
bu sinüslerin burun boşluğunun etrafında yer alıyor olması. Tahmin edersiniz ki 'Burun boşluğu' yüzün
tam ortasında bulunuyor. İşte tam şu işaretlediğim yerde. Paranazal sinüslerinizin ve burun boşluğunuzun
yüzeyi tamamen “mukoza” denen bir doku tabaka ile kaplıdır. Mukoza tabakası, paranazal sinüsler ve burun
boşluğu boyunca bir bütün halinde uzanır. Başka bir deyişle, aynı mukoza tabakası,
buradaki bütün yapıları kaplamaktadır. Bu yüzden bu hastalığa “Rinosinüzit”
de dendiği olur. Tıbbi anlamda her iki isim de kullanılır. Şimdi size bu anatomiyi bir de Bilgisayarlı
Tomografi taraması üzerinden göstereceğim. Burada gerçek bir hastaya ait Bilgisayarlı
Tomografi yani “BT” görüntülerini görüyoruz. Daha net olması için buradaki bazı şeyleri
isimlendireceğim. İlki, koronal görüntü, Yani direkt olarak
hastanın yüzüne baktığımız gibi alınmış dikey bir kesit. İkincisi ise aksiyel bir kesit. Bunu da, hastanın sinüslerinin yatay bir
kesitini almışız ve sadece o yatay dilimi inceliyormuşuz gibi düşünebilirsiniz. Elle yaptığımız çizimde olduğu gibi,
Maksiller sinüsler gözlerin hemen altında. Burada etmoid sinüsler var. Burası Burun boşluğu… ve ön tarafa kadar uzanıyor… yani hastanın burnuna kadar devam ettiğini
görebiliyoruz. Şimdi tekrar çizimimize geri dönelim. Artık anatomiyi anladığımıza göre, rinosinüzitin
ne olduğu hakkında konuşabiliriz. Rinosinüzit, sinüslerin bir veya birden
fazlasının iltihaplanmasıdır. Diyelim ki bu hastanın sfenoid sinüsü iltihaplanmış
olsun. Sfenoid sinüsü kaplayan mukoza kızarmış,
tahriş olmuş ve iltihaplanmış durumda. Genelde birçok hastanın hissettiği ilk
semptom “ağrı” olur. Ağrı, iltihaplı sinüsün çevresinde,
lokal olabilir. Veya özellikle iç kısımlardaki Etmoid
hava hücrelerinin ya da sfenoid sinüslerin iltihaplanması gibi durumlarda
daha genel baş ağrıları şeklinde de görülebilir. Maksiller sinüs iltihaplarındaysa ağrı
direkt o bölgelerde hissedilir. Hatta o bölgeye dokununca hassasiyeti hemen
fark edersiniz. Mukoza iltihaplandığında görülen bir
başka şey de, tahmin edebileceğiniz gibi mukozanın mukus üretmesidir. Şuradaki Sfenoid sinüzitimize geri dönersek… Ortaya çıkan sıvımsı mukus tabakasını,
içine şu şekilde çiziyorum. Bu mukusun bir şekilde dışarı atılması
gerekiyor. Bütün sinüsler, küçük kanallarla burun
boşluğuna bağlı. İşte bu kanallar mukusun dışarı atılmasını
sağlıyor. Mukus önce burun boşluğuna akıyor. Bundan sonra ise iki ihtimal var:
Ya burundan çıkacak – yani bu durumda “burun akıntısı” oluşacak
ya da boğaza doğru akacak. Burnunuzun arka tarafı, boğazınızın arka
tarafına bağlıdır. Boğaza doğru akan mukus, boğazı da irrite
etmeye başlar ve öksürüğe sebep olur. Mukusun yattığınızda boğazınıza kaçma
ihtimali artar. Öksürükler bu yüzden geceleri daha da
şiddetlenir. Sinüzit bazen hastanın ateşlenmesine de
sebep olur, ama bu durum nadir görülür. Genelde ancak çok ağır vakalarda ateşe
rastlanır. Mukoza tabakasındaki iltihaplanma, vücudunuzun
tat ve koku alma duyularını da etkileyebilir. Biraz daha yazabilmek için ekranı aşağı
kaydırıyorum. Şimdi biraz da sinüzite nelerin sebep olduğundan
söz edelim. Yetişkinlerde çoğunlukla sebep “virüsler”dir. Hatta tam olarak belirtmek gerekirse vakaların
yüzde 98'ine virüsler neden oluyor. Geri kalan yüzde 2'lik kısım için ise
hastalığın nedeni bakterilerdir. Bunların en bilinenleri şunlardır; “Streptococcus
pneumonia” , Haemophilus influenza
ki buna genelde kısaca H. İnfluenzae denir,
ve moraxella catarrhalis . Çok nadiren de olsa bazen mantarların da
sebepler arasında yer aldığı görülüyor. Bu durum diğerleri kadar yaygın olmamakla
birlikte, genelde, “immunsupresif” yani bağışıklık
sistemi baskılanmış kişilerde görülür. Bunlara ilaveten,
kişiyi sinüzit olmaya meyilli hale getiren bazı durumlar da vardır. “Alerjik rinit”iniz varsa, bu durum iltihap
bulaşma ihtimalini arttıracaktır. Sigara dumanına aktif veya pasif içici olarak
maruz kalmak da aynı şekilde yatkınlığı etkiler. Bir takım anatomik değişkenler de sinüslerin
içinin boşalmasını zorlaştırabilir. Mesela sinüslerden birinin burun boşluğuna
açılan deliğinin biraz daha küçük olması ya da normalden büyük bir hava hücresiyle
tıkanmış olması gibi… Bu durum da kişinin iltihaplanmaya yatkınlığını
arttırabilir. Evet, şimdi BT filmine tekrar geri dönelim. Yalnız bu defa farklı bir filme bakıyoruz. Bu seferki filmde kişinin 'akut sinüzit'i
var. Maksiller sinüste biriken sıvıyı her iki
şekilde de görüyorsunuz. Tabanda bir tabaka oluşturmuş. Tabandaki sıvıya ilaveten, bunun üstündeki
baloncukları da görebiliyoruz. Demek ki burada kabarcıklı bir sıvı birikmiş. İşte bu
akut sinüzitin kesin göstergesidir. Ek olarak, etmoid sinüste de sıvı birikmesi
yani iltihap izleri görebilirsiniz. Hatta burun boşluğunda da biraz var, ama
çok değil. Buralarda bir miktar da mukozal ödem oluşmuş. Bunları daha iyi görmeniz için işaretleyeceğim. Ödem başlıca bu bölgelerde oluşabileceği
gibi, eğer hastalık çok ilerlerse bütün burun boşluğunu doldurabilir. Bu hastanın durumu o kadar da kötü değil,
ama yine de BT filmindeki maksiller sinüste ve etmoid sinüste görünenler
iltihap olduğunu gösteriyor. Şimdi görselimizi biraz yukarı kaydıralım
ve de sinüzitin komplikasyonlarından da biraz bahsedelim. Hastalık çoğu zaman kendi başına seyreder. Viral tipi genellikle belli bir süre içinde
kendi kendine geçer. Bakteriyel olansa daha agresiftir. Sinüzitle ilgili bahsettiğimiz bu yapılar
yüzünüzde merkezi ve çok önemli bir bölgede yer alıyor. Sinüzitin komplikasyonları genel olarak
iltihabın daha da fazla yayılmasıyla alakalıdır. Bu bölgede bir sürü önemli kemik var. Enfeksiyon mesela buradaki maksiller kemiğe
ya da şu kemiğe sıçradı diyelim. Bu duruma tıbbi olarak 'osteomyelit'
yani “kemik iltihabı” deniyor. Bu enfeksiyonu tedavi etmek çok zordur. Diyelim ki bu iltihap etmoid sinüsten bu
ince kemiğin üstüne ve buradan da bu boşluğa sıçradı. Burası beynin bulunduğu yer. Bu aşamada, enfeksiyon kafatasına girmiş
Ve bu durumda da “intrakranial apse”ye dönüşmüş oluyor. Ve bu çok ağır bir komplikasyondur. Beyne kadar giderse
orayı da etkiler ve çok daha kötü problemlere yol açabilir. Eğer enfeksiyon buradaki veya şuradaki yumuşak
dokuya sıçrarsa, bu durumda ortaya çıkan enfeksiyona ise 'selülit' adı veriliyor. Enfeksiyon etmoid sinüsler aracılığıyla
buraya yani göz çukuruna sıçrarsa, bu da yine çok ağır bir komplikasyona yol
açar. Buna 'intraorbital apse' ya da 'orbital selülit'
deniyor. Başınızda ve boynunuzda yer alan bütün
o önemli arter ve damarları da unutmamak lazım… Enfeksiyon buralara geçerse, iltihaplı yani
“septik” pıhtılar oluşabilir ve bu pıhtılar vücudun diğer bölgelerine
de dağılabilir, ki bu durumda da 'septik emboli' ismini alırlar. Bu komplikasyonlar daha çok ağır hastalıklarda
görülür. Ağır hastalıklar da genelde bakteriyel
kökenli olanlardır. Böyle durumlarda
genelde oldukça sert olan, bakteriyel duruma yönelik tedavi uygulanır. Eğer bağışıklık sisteminiz güçsüzse,
hastalığı ağır atlatma riskiniz de daha yüksektir. Tabii şu kesinlikle aklınızda bulunsun,
bu komplikasyonlara gerçekten nadir rastlanır. Sayısal veri paylaşmak gerekirse, Amerika'da
her yıl 30 milyon kişi sinüzite yakalanıyor. Evet, bu gerçekten çok büyük bir sayı… Fakat şunu belirtmeliyiz ki bu hastaların
çok azında bahsettiğimiz komplikasyonlar görülüyor. Hastaların çoğu tedaviye bile ihtiyaç
duymuyor. Tedavi olanlarsa genelde tedaviye iyi yanıt
veriyorlar.