If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Doğal Seçilim ve Baykuş Kelebeği

"Baykuş Kelebeği"nin kanatlarındaki benekler nasıl oluşur? Orijinal video Sal Khan tarafından hazırlanmıştır.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.

Video açıklaması

İlk evrim videomuzda İngiltere'de Sanayi devrimi sonrasında güvelerin yaşadıkları değişimi anlatmıştım; Sanayi Devrimi öncesinde güvelerin bazıları koyu, bazıları açık, bazıları da orta renkliydi. Ama birdenbire her şey is ile kaplandı ve koyu renkli güvelerin yırtıcı hayvanlar tarafından yakalanması zorlaştı. Bu nedenle siyah renk güveler baskınlaşmaya başladı ve ilerleyen zamanlarda sadece siyaha dönmüş güveler kaldı. Bu duruma bakıp güvelerin çok akıllı varlıklar olduğunu söylersiniz büyük ihtimalle.Bir şekilde, kamufle olmak için böyle bir değişim geçirmiş gibi dururlar. Ancak şu noktayı kaçırmamalıyız ki, güveler bu değişimi tasarlamadılar ya da kendilerinde veya DNA'larında bir yerleri bilinçli bir şekilde değiştirmediler. Bu sadece güvelerin farklı türlerinin içinden siyah renklilerin daha az avlanması sonucu çoğalmalarıdır, yani bir nevi doğa onları seçmiştir. Bu örnek basit bir örnekti; siyah mı beyaz mı? Peki, daha karmaşık şeyler hakkında ne diyebiliriz? Daha ilginç ve karmaşık bir örnek olarak baykuş kelebeğini inceleyebiliriz -- bu resim de gördüğünüz baykuş kelebeği. Fark edebileceğiniz gibi, bu kelebeğin kanatlarındaki desenler baykuş gözünü andırıyor ve bence bu muazzam bir şey. Hatta öyle ki buraya bir gaga çizsem ve yanına da diğer kanadı koysam bir baykuş bize bakıyor diyebiliriz! Ve şimdi asıl sorumuz geliyor; bu kadar güzel bir şey nasıl böyle rastgele oluşmuş? Yani bir kelebeğin kanatlarında siyah, beyaz veya gri noktalar dağınık bir şekilde duruyor olabilir ama nasıl bu şekle ve hizalamaya sahip olmuşlardır? Aslına bakarsanız bu soruya birçok farklı açıdan yaklaşabiliriz. İlk olarak, neden bu kelebeğin kanatları bir baykuşun gözünü andırıyor? Bu soruya iki cevap var, ki bunları vikipedi'de okuduğumu itiraf etmeliyim; birinci teoriye göre, biz insanlara göre bu desen bir baykuş gözünü andırsa da aslında gördüğümüz şey sadece bir tuzak. Yırtıcı bir hayvan bu kelebeği yakalamak istediğinde en gerçekçi ve belirgin duran noktaya gider. Yani kelebeğin çok gerçekçi durmayan vücuduna gitmek yerine, avcılar bu siyah ve büyük beneğe doğru giderler. Onların anlayışına göre bu siyah ve büyük şey güzel bir protein kaynağı olma potansiyeline sahiptir ve onlar için enfes bir yemek olacaktır. Böylece kelebeğe saldırdıklarında kelebeğin vücudu yerine kanadını ısırmış olacaklar. Bu tabii ki iyi bir şey değil ama hayati işlemlerin gerçekleştiği vücudun zarar görmesindense kanatların zarar görmesi daha güvenlidir, yani kelebek kanatlarını tedavi edebilir. Hoş, kelebeğin anatomisini çok iyi bilmiyorum ama yine de bu darbeyi kanadına alması, vücuduna almasından daha iyidir. Bu tabii ki bir teori ve karşıt argümanları da var. Diğer teoriyi savunanlar, ya da bu teoriyi desteklemeyenlerin savunduğu düşünce ise bu siyah noktanın vücuda çok yakın olması. Yani bir avcı gelip de bu noktaya saldırırsa kelebeğin vücuduna yakın olduğu için vücudun da zarar görme ihtimali var; bu durumda siyah benek burada değil de buralarda, yani kelebeğin vücudundan biraz daha uzakta olmalıydı. Şimdi, bunun var olması hakkında başka bir teori daha var ki belki de her iki teori de doğrudur, kim bilir? Neyse ikinci teori de der ki bu yapı gerçekten de bir baykuşu andırır ve bu sayede de bu canlıyı yeme düşüncesinde olanları caydırır. Örneğin bu kelebeği yemeyi seven bazı kertenkeleler olduğunu okumuştum ve bu kertenkeleler de baykuş gibi iri kuşlardan uzak durmak isterler. Çünkü büyük ihtimalle baykuş kertenkeleyi avlayan hayvanlardan bir tanesi. Vikipedia'nın bana söylediği başka bir şeyse bu kertenkelenin resimdeki kurbağa tarafından yendiği. Ancak kelebeğin deseni bu kurbağanın gözlerini pek andırmıyor, neyse bu konu tartışmaya açık bir konu. Yani bu desenin ne işe yaradığını tartışmak eğlenceli olabilir ama biz asıl konumuza geri dönelim; bu şekil nasıl oluştu? Hangi olaylar dizisi bunun olmasını sağlamıştır? Daha önceki videoda da açıkladığımız gibi bizler çoğunluğu proteinlerden oluşan varlıklarız ve nasıl olacağımızı barındıran bilgi de DNA denilen ve baz çiftlerinden oluşan moleküllerde bulunmakta. Yani adenin, guanin, sitozin ve timin adı verilen baz çiftlerinden oluşmakta. Kafamızdan bir seri yazalım. Sitozin ve timin. Sırada çift adenininiz olabilir, biraz da guanin ve timin olsun. Gelecekte bu konu hakkında daha detaylı bilgi vereceğim ama şimdilik DNA'yı sadece yapısal bilgileri kodlayan bir molekül olarak düşünelim. Bu desen nasıl bir anda buraya geldi? Belli ki burada rastgele bir mutasyon oldu, belki G a'ya döndü ya da C ve T silindi. Ama bu durum tek başına bu güzel desenin nasıl bir anda geliştiğini açıklamıyor. Peki bu rastgele değişikliği nasıl açıklarız? Bu benim açıklamam, tabii ki milyonlarca yıl oturup bu kelebeğin gelişimini takip etmedim ama doğal seleksiyonun bu durumu nasıl açıkladığını size benim teorim üzerinden sunmak istiyorum. Doğadayız ve çevremizde kelebekler var. Diyelim ki bazı kelebeklerin kanatları bu şekilde; genel bir desene sahip. Daha önce de gördüğümüz gibi doğada bulunan canlılarda aynı türler arasında bile farklılık vardır. Bu değişiklikler DNA'daki küçük değişikliklerden kaynaklanır. Hepimizin de katılacağını düşündüğüm gibi, bu değişiklikler genellikle yararlı değişikliklerdir. Yani buradaki desen biraz daha küçük olacak ya da farklı bir pigment orada bulunacak belki de renk birkaç ton daha açık olacak. Ve baktığımızda bu baykuş kelebeklerinin arasında bile bazı varyasyonlar olduğunu görürüz. İkisinde de ortak olarak göze benzer desenler bulunsa da bu iki kelebeğin kanatları birbirinden farklı. Mesela bu kelebeğin kanatlarında başka ufak desenler de var bundakiyse daha sade ama ortak olan ve kesin olan tek şey, bütün bu kelebeklerde bu göze benzeyen desen mevcut. Peki, biz bu standart benek deseninden nasıl oluyor da bu göz görünümlü desene çıkmayı başarıyoruz? Şu konuda hemfikiriz ki bazı farklılıklar var. Bir kelebek böyle görünebilir. Başka bir tanesi de bu şekilde olabilir. Pek güzel çizemedim ama... -Bir diğeriyse bu şekilde görünebilir, değil mi? Şimdi, bu kelebeklerin bulunduğu ortama gittiğimizde bir faktör, kim bilir belki de onları avlayan hayvanlar, bir şekilde bu duruma neden olmuştur. Aslında bu kelebeklerin avcı tarafından yakalanması tamamen ihtimallere bağlı bir şey yani bu bundan daha iyidir demiyorum. Ama diyelim ki bunun %1'den daha az oranda kurtulma şansı var. Çünkü avcı bu kelebeğe baktığında buradaki deseni daha çok bir göze benzetecek ve "en iyisi ben hiç bulaşmayayım" diye düşüneceği için diğer kelebeğe saldırmayı tercih edecek. Ama dediğim gibi bu sadece bir ihtimal. Şimdi diyeceksiniz ki %1'lik durumda olsa nasıl bir fark yaratır ki? Ancak bu %1'i yüzlerce hatta binlerce nesil sonrası için düşündüğünüzde, bu özellik açık ara farkla baskın çıkmış olacaktır. Diyelim ki şu kelebek bu kelebekle benzer desene sahip ama şu kelebeğin deseni karnına daha yakın bu yüzden de bir böcek olarak algılanıp avcılar tarafından daha çok yenmiştir. Yeniden altını çizmek istiyorum bunlar sadece birer ihtimal ve daha yukarıdaki resimlerde gördüğümüz göz deseninden çok uzaktayız, bunları sadece pigmentlerin yoğunlaştığı bölgeler olarak düşünün. Sonuç olarak durumun söylediğimiz gibi olduğunu düşünürsek pigment konsantrasyonunu karna yakın bölgelerde görmek aslında kötü bir özellik. Bunun sonucunda da yine aynı kapıya çıkarız, bu kelebek daha az yakalanıyor olacağı için bu desene sahip olan birey sayısı artacak ve daha çok üreyen ve bu deseni üreten kelebek olacak. Bu noktayı daha açık bir hale getirmek istiyorum. Bu durum, bir hayvanın ya da bir canlının hayatı boyunca başına gelen şey değildir, daha uzun sürede gerçekleşir. Durum şu ki, eğer bir canlı, diyelim ki ben, DNA'mda benim neslimi devam ettirmemi ve yaşamamı daha kolaylaştıracak bir değişim geçirdim. O zaman doğa, bu daha iyi yapan özelliğe sahip bireylerin üremesini kolaylaştırır. Yani benim türümün popülasyonunda, artık bu varyasyona sahip genleri olan bireylerin baskın olduğu görülür. Kelebeğe dönersek, onun için de aynı durum geçerli. Belki bu kelebekten ortaya çıkan yeni neslin bir kısmı böyle görünecek. Belki bazıları, böyle görünecek. Belki de şöyle gözükecek. Belki birkaç beneği olacak. Bu varyasyonları bir nevi keşfe çıkmaya benzetebiliriz. Ama kafanızı karıştırmak istemiyorum. Şöyle söyleyeyim, değişim yani varyasyon her zaman vardır her bireyde farklı şekillerde ya da benzer şekillerde ortaya çıkar. Ancak bu değişimlerin içinde bireyi daha güçlü ve daha yüksek bir üreme potansiyeline sahip hale getirenler çoğalır. Yani en uygun değişiklikler daha çok hayatta kalacak olanlardır. Bir sonraki nesil bu değişimin içinde başka değişimler geçirerek devam edecek ve belki de bu üçünün arasında %1 oranında yakalanma şansı daha olan birey bu olacak. Ne de olsa bu üçü artık kendi aralarında rekabet ediyorlar. Ve böylece, bu belki de diğerleriyle bir kombinasyon yapıp üreyecek. Bu, oldukça karmaşık bir sistem. Ama yine de bu kelebeği nüfusun çoğu olarak alalım, yani bu kelebeğin genetik bilgisinin nüfusun genelinde olduğunu söylemek istiyorum. Sonra bu kelebekten yeni kelebekler doğuyor ve yine varyasyona sahip oluyorlar. Bazılarının birçok küçük noktası olabilir. Belki bunlardan biri en başta gördüğümüz benekli kelebeklere benzer yani geçirdiği varyasyon ona bu görüntüyü verir. Ancak diğer kelebeklerle rekabet ederken diğerlerine nazaran daha rahat görüldüğü için çabuk yem olur ve elenir. Bir diğeri de böyle olabilir. Konuyu anladığınızı düşünüyorum.Her şey bir gecede olmuyor. Bu değişiklikler sürekli çoğalabilir ama unutmayın ki bu değişiklikler binlerce nesilden sonra oluşuyor. Binlerce hatta milyonlarca kuşak hakkında konuştuğunuzda yüzde 1 avantaj çok büyük bir fark demektir. Bu varyasyonlar büyük bir zaman boyunca birikince, bunun gibi karışık desenler oluşabilir. Şimdi diyebilirsiniz ki, tamam hadi güve ya da antibiyotik örneklerine inandım, çünkü bunlar kısa sürede gerçekleşmiş değişimlerdir, ama bu kelebeğinki gibi bir değişim nasıl olur? Burada bir noktaya değinmek istiyorum. Bunun daha karmaşık olduğunu düşünüyorum çünkü bu günlük yaşamımızda gördüğümüz bir şeydir. Ama bir bakterinin yapısına ve işleyişine ya da bir virüsün bağışıklık sistemi ya da hücreye derinlemesine bakarsanız, bunların kelebekte gördüğümüz bu tasarımdan çok daha karmaşık olduğunu görürsünüz. Aslına bakarsanız bu kelebek örneğini de bu yüzden verdim; bir bakterinin metabolizması , ve bu metabolizmanın penisiline karşı bağışıklık geliştirmesi çok daha karmaşık bir süreç. Şu noktanın açık olduğundan emin olmak istiyorum; bu tür karmaşık ve farklı değişimler tek bir gecede olmaz. Yani düz pembe kanatları olan bir kelebek bir anda kanatları böyle olan kelebekler üretmeye başlamadı. Bir günde desenleri değişik binlerce kelebek üremedi. -Hayır! Bu tür değişimler için uzun bir zaman gerekir. Ancak bu tür ani değişimlere neden olan bazı hormonel değişiklikler olabilir ama bundan bahsetmeyeceğim. Ne kadar çok örnek gösterirsem o kadar yararlı olacağını düşünüyorum çünkü bu sayede doğal seleksiyonun pasif bir süreç olduğunu daha iyi kavrayacaksınız. Bahsettiğimiz şeyler bir gecede olan değişiklikler değil. Bugün dünyamızda var olan ekosistemlerin ve canlıların ne gibi etkenler ve değişiklikler sayesinde bugünki haline geldiğini düşünmek bence düşünmek için ilginç bir konu. Neden bu şekilde oldukları, nasıl sahip oldukları görevi yerlerine getirmeleri... Örneğin bazı özellikler, canlıların üremesi sonrasında mı oluşur yoksa bunlar üreme sırasında seçilebilir mi? -Büyük ihtimalle hayır, yani eğer bir sonraki nesili, jenerasyon üremesini etkilemiyorlarsa. Ama ya beslenmeye yönelik bir özellikse, o zaman canlı bu değişimi üremeden sonra yapmaz mı diyebilirsiniz. - Hayır, çünkü beslenmedeki değişim bir sonraki soyda ortaya çıkacaktır. Başka bir açıdan bakacak olursak şimdiye kadar birçok hastalık gördük ve bunların çoğu da üreme ve çocukluk evrelerinden sonra ortaya çıkmakta. Yani 50-60 yaşına geldiğimizde, hastalıkların sayısı katlanarak artar. Ancak bu durumda yaşadığımız değişiklikler bir sonraki nesillere aktarılmaz çünkü zaten üremiş ve yeni nesli yaratmaya başlamışızdır, bu hastalıklardan önce. Çocuklarımızı zaten büyütmüşüzdür ve onlar da üreyebilirler. Yani çocuklarımızı yetiştirmeye başladığımız noktada geçirdiğimiz değişimler doğal seleksiyon tarafından elenmez ya da bir sonraki nesle aktarılmaz, çünkü bir sonraki nesil zaten doğmuştur. Neyse, umarım bu video evrimle ilgili ince farkları fark etmenizi sağlamıştır.Bunun gibi birkaç video daha yapmak istiyorum çünkü bu konuyu gerçekten öğrenmenizi istiyorum Zira bu olaylar bir anda değil binlerce yıl içerisinde gerçekleşir.