Ana içerik
Konu: Biyoloji Kütüphanesi > Ünite 23
Ders 2: Prokaryotların Metabolizmaları ve EkolojiProkaryot Metabolizması
Prokaryotlar enerji ve besini nasıl elde ederler? Kemotrof ve fototroflar. Heterotrof ve ototroflar.
Önemli noktalar:
- Bazı prokaryotlar fototroftur yani enerjilerini güneşten alırar. Diğerleri ise kemotroftur yani enerjilerini kimyasal bileşiklerden alırlar.
- Bazı prokaryotlar, karbonu
'den sabitleyen ototroflardır. Bazıları da karbonu diğer organizmaların organik bileşiklerinden alan heterotroflardır. - Prokaryotların aerobik (oksijene ihtiyaç duyan) veya anaerobik (oksijene dayalı olmayan) metabolizmaları olabilir ve bazıları bu ikisi arasında geçiş yapabilir.
- Bazı prokaryotlar, azot ya da sülfür içeren karışımları metabolize etmelerini sağlayan özel enzimlere ve yollara sahiptirler.
- Prokaryotlar, ekosistemler içindeki besin zincirlerinde önemli roller oynarlar.
Giriş
Genel anlamda, senin ve benim kendimizi beslemek için oldukça sınırlı sayıda yolumuz olduğunu söyleyebiliriz. Sebzeler ve dondurma arasında karar verme şansımız olabilir (ikisinin de sağlıklı miktarlarda zevkini çıkarabilmenin umuduyla!). Ancak, fotosentez yapmamız çok olası değil. Ya da kahvaltı için "çürük yumurta kokusundan" sorumlu hidrojen sülfür bileşiğini yememiz de pek olası değil.
Prokaryotlar (bakteri ve arkelar) beslenme stratejileri bakımından insanlardan çok daha çeşitli yollara sahiplerdir; bu, aynı zamanda onların sabit karbon (yakıt molekülleri) ve enerji elde etme yollarıdır. Bazı türler ölü bitkiler ve hayvanlar gibi organik maddeler tüketirler. Diğerleri kayalardaki inorganik bileşikler sayesinde hayatlarını sürdürürler. Thiobacillus concretivorans isimli bir bakteri, metalleri eritebilen sülfürik asit tüketir!
Bu makalede, prokaryotların yemeklerini elde etme ve metabolize etmelerinin ve besin zincirini nasıl etkileyebildiklerinin birçok yolunu daha yakından inceleyeceğiz.
Beslenme modları
Dünyadaki tüm yaşam formları, hücrelerini oluşturan makromolekülleri oluşturmak için enerjiye ve sabit karbona (organik moleküllere dahil edilen karbon) ihtiyaç duyarlar. Bu insanlar, bitkiler, mantarlar ve elbette prokaryotlar için de geçerlidir. Yaşayan organizmalar, enerji ve karbonu nasıl sağladıklarına göre sınıflandırılabilirler.
Organizmaları ilk olarak sabit (kullanılabilir) karbonu nereden aldıklarına göre sınıflandırabiliriz:
- Karbonu, karbondioksitten (
) ya da başka inorganik bileşiklerden sabitleyen organizmalar ototroflar olarak adlandırılırlar. - Diğer organizmalar tarafından yapılan organik bileşiklerden (organizmaları veya yan ürünlerini yiyerek) sabit karbon alan organizmalara heterotrof adı verilir.
Organizmaları ayrıca enerjiyi nereden aldıklarına göre de sınıflandırabiliriz:
- Enerji kaynağı olarak ışık (genellikle güneş) kullanan organizmalar fototroflar olarak adlandırılırlar.
- Enerji kaynağı olarak kimyasalları kullanan organizmalar kemotroflar olarak adlandırılırlar.
Prokaryotları (ve diğer organizmaları) enerji ve karbon kaynaklarına göre dört farklı gruba ayırabiliriz:
Beslenme modu | Enerji kaynağı | Karbon kaynağı |
---|---|---|
Fotoototrof | Işık | Karbondioksit (veya ilgili bileşikler) |
Fotoheterotrof | Işık | Organik bileşikler |
Kemoototrof | Kimyasal Bileşikler | Karbondioksit (veya ilgili bileşikler) |
Kemoheterotrof | Kimyasal Bileşikler | Organik Bileşikler |
Bitkiler gibi fotoototrofları ve insanlar ya da diğer hayvanlar gibi kemoheterotrofları yakından tanıyoruz. Prokaryot türleri, hem bu kategorilere hem de bitkilerin veya hayvanların bulunmadığı, diğer kateogorilere göre daha az bilinen iki kategoriye aittirler (fotoheterotroflar ve kemoototroflar).
Aerobik ve anaerobik solunum
Prokaryotların insanlara göre farklı olduğu (ki bizden çok daha çeşitliler!) bir metabolik alan da oksijen ihtiyaçlarıdır. Bazılarının oksijene ihtiyacı vardır, oksijen bazılarını zehirler ve bazıları da bulabilmelerine bağlı olarak oksijeni kullanabilir ya da kullanmayabilirler.
- Metabolizmalaştırmak için
'ye ihtiyaç duyan prokaryotlara zorunlu oksijencil adı verilir. İnsanlar da zorunlu oksijencildir (nefesinizi çok uzun süre tutmaya çalıştığınızda anlamış olabileceğiniz üzere). 'yi tolere edemeyen ve sadece anaerobik metabolizma gerçekleştiren prokaryotlara zorunlu oksijensizler adı verilir. C. botulinum (konserve gıdada çoğaldığında botulizme (bir tür gıda zehirlenmesi) neden olan bakteri) zorunlu oksijensizdir: dış ortamla ilişkisi olmayan konservelerin içinde hızlı bir şekilde çoğalmalarının sebebi de budur.- Fakültatif anaeroblar
mevcut olduğunda aerobik metabolizmayı, oksijen olmayan ortamda anaerobik metabolizmayı kullanırlar. Stafilokok ve streptokok enfeksiyonlarına neden olan bakteriler, fakültatif anaeroblara örnektir.
Sülfür ve azot metabolizması
Bazı bakterilerin ve arkelerin, ökaryotların yapamayacağı yollarla azotu ve sülfürü metabolizmalaştırmalarını sağlayan metabolik yolakları vardır. Bazı durumlarda, enerji elde etmek için azot ya da sülfür içeren moleküller kullanırlar ancak bazı durumlarda da bu molekülleri bir formdan diğerine dönüştürmek için enerji harcarlar.
Sülfür metabolizması
Sülfür metabolize eden prokaryotların bazı etkileyici örnekleri derin deniz ekosistemlerinde bulunur. Örneğin, belli prokaryotik türler sıcak hidrotermal menfezlerin borularından hidrojen sülfürü ( ) oksitleyebilirler. İnorganik karbonu sudan şekere ve diğer organik moleküllere sabitlemek için kemosentez adı verilen bir işlemde açığa çıkan enerjiyi kullanırlar.
Sülfür metabolizması yapan prokaryotlar, derin deniz habitatlarındaki (en küçük ışık ışınının bile fotosentezi desteklemek için ulaşamadığı yerlerde) besin zincirlerinin temelini oluştururlar. Sülfür metabolizörleri, okyanus yüzeyinin binlerce metre altındaki solucanlar, yengeçler ve karidesler de dahil olmak üzere birçok organizma topluluklarını destekler.
Azot metabolizması
Azot metabolizmalaştıran prokaryotlar arasında azot sabitleyiciler, azotlayıcılar ve azot gidericiler bulunur. Bu prokaryotlar, azot bileşiklerini bir kimyasal formdan diğerine dönüştürerek azot döngüsünde önemli roller oynarlar.
Azot sabitleyici prokaryotlar, atmosferik azotu ( ), bitkilerin ve diğer organizmaların organik moleküllere dahil edebileceği amonyağa ( ) dönüştürürler (“sabitlerler”).
Baklagil ailesindeki bezelye gibi bazı bitki türleri, azot sabitleyici bakterilerle karşılıklı yararlı ilişkiler (mutualizm) kurarlar. Bitkiler bakterileri kök nodülleri denilen yapılarda barındırıp beslerken, bakteriler de bitkinin köklerine sabit azot sağlarlar.
Azotlayıcı bakteriler olarak adlandırılan, topraktaki diğer prokaryotlar, amonyağı, bitkiler tarafından da emilebilen diğer bileşik türlerine (nitratlar ve nitritler) dönüştürür. Azot giderici prokaryotlar, nitratı gazına dönüştürerek işlemin aşağı yukarı tersini yaparlar.
Biyojeokimyasal döngüler
Kimyasal elementlerin geri dönüşümünün sürekliliği, ekosistemlerin işleyişi için hayati öneme sahiptir. Dünyadaki biyojeokimyasal döngülerde, kimyasal elementler tekrarlanan bir döngüde çeşitli farklı formlara dönüştürülür.
Prokaryotlar çeşitli metabolizmaları sayesinde birçok küresel döngüde önemli roller oynarlarlar. Bu bölümde azor ve karbon döngülerindeki işlevlerini daha yakından inceleyeceğiz.
Azot döngüsü
Son bölümde gördüğümüz gibi, azot sabitleyici prokaryotlar atmosferik azotu ( ) amonyağa ( ) dönüştürürler (“sabitlerler”). Bitkiler ve diğer organizmalar daha sonra bu amonyağı amino asitler ve nükleotitler gibi moleküller oluşturmak için kullanabilirler.
Toprakta yaşayan diğer prokaryotlardan olan azotlayıcı bakteriler, amonyağı, bitkiler tarafından da emilebilen diğer bileşik türlerine (nitratlar ve nitritler) dönüştürürler. Nitratları 'ye dönüştüren azot giderici prokaryotlar, azot atomlarını topraktan atmosfere geri taşırlar.
Aşağıdaki görsel, prokaryotların rollerine vurgu yaparak azot döngüsünün basitleştirilmiş bir versiyonunu gösteriyor.
Karbon döngüsü
Prokaryotlar karbon döngüsü için de önemlidirler. Fotosentetik prokaryotlar, örneğin siyanobakteriler, 'yi atmosferden almak ve organik moleküllere sabitlemek için ışık enerjisi kullanırlar. Bu fotosentetik bitkiler tarafından gerçekleştirilen temel işlemin aynısıdır.
Prokaryotik ayrıştırıcılar ise karbonu tam tersi yönde hareket ettirirler.
Ölü organik maddeleri (daha önce yaşayan bitki ve hayvanlardan) parçaladıklarında, 'yi hücresel solunum yolu ile atmosfere geri döndürürler. Ayrıştırma, çeşitli başka element ve inorganik molekülleri de yeniden kullanılabilmeleri için serbest bırakır.
Aşağıdaki görsel, prokaryotların rollerine vurgu yaparak karbon döngüsünün basitleştirilmiş bir versiyonunu gösteriyor.
Konuyu anlayıp anlamadığınızı kontrol edin!
Tartışmaya katılmak ister misiniz?
Henüz gönderi yok.