If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Kontrollü Deneyler

Bilim insanları hipotezleri test etmek için nasıl deneyler yürütür ve nasıl gözlemler yapar?

Giriş

Biyologlar ve diğer bilim insanları doğal dünya hakkında sorular sormak için bilimsel yöntemden faydalanırlar. Bilimsel yöntem, bir gözlemle başlar ve bilim insanları buna bağlı bir soru sorabilirler. Daha sonra bir hipotez yani soruyla ilgili test edilebilen bir açıklama üretilir.
Bir hipotezin muhakkak doğru olması gerekmez. Aksine, hipotez "en iyi tahmin"dir ve bilim insanının, bu hipotezin doğruluğunu test etmesi gerekir. Bilim insanları, hipotezleri, tahminler yürüterek test ederler: Eğer X hipotezi doğruysa Y de doğru olmalıdır. Bilim insanları daha sonra deney veya gözlem yoluyla tahminlerin doğruluğunu kontrol ederler. Tahminler doğruysa hipotez destekleniyor demektir. Doğru değilse yeni bir hipotez üretmenin zamanı gelmiş olabilir.

Hipotezler nasıl test edilir?

Bilim insanları hipotezlerini mümkün olduğu durumlarda kontrollü deneylerle test ederler. Kontrollü deney, kontrollü koşullar altında yürütülen bilimsel testlerdir. Yani, bir seferde yalnızca bir (veya birkaç) faktörün değiştirildiği, diğer tümünün sabit tutulduğu koşullar söz konusudur. Sonraki bölümde kontrollü deneyleri daha yakından inceleyeceğiz.
Bazı durumlarda kontrollü deneyle bir hipotezi test etmenin pratik veya etik sebeplerle iyi bir yolu bulunmaz. Bu durumda bilim insanları hipotezi, hipotezin doğru olduğu durumda doğada görülmesi gereken durumlar hakkında tahmin yaparak kontrol edebilirler. Daha sonra durumun gerçekten var olup olmadığını görmek için veri toplayabilirler.

Kontrollü deneyler

Bir kontrollü deneyin temel içerikleri nelerdir? Örnek olarak basit (hatta saçma) bir örnek üzerinden gidelim.
Mutfağımın cam kenarında fasulye bitkisi yetiştirmeye karar verdiğimi düşünün. Fasulye tohumlarını içinde toprak bulunan bir kaba koyuyorum, daha sonra da pervaza yerleştiriyorum ve filizlenmeleri için bekliyorum. Ancak haftalar geçse de filizlendiklerini göremiyorum. Neden? Şey... Tohumları sulamayı unutmuşum belli ki. Bu durumda, tohumların su olmadığı için filizlenmediği hakkında bir hipotez geliştiriyorum.
Hipotezimi test etmek için kontrollü bir deney yürütüyorum. Bu deneyde birbirinin aynısı olan iki saksı kullanıyorum. İkisinde de aynı tür toprağa ekilmiş on adet fasulye tohumu bulunuyor ve ikisi de aynı pencerenin önüne konuyor. Aslında iki saksı üzerinde farklı uyguladığım tek bir şey var:
  • Bir saksı her öğleden sonra sulanıyor.
  • Diğer saksı ise hiç sulanmıyor.
Bir hafta sonra sulanan saksıdki on tohumdan dokuzu filizleniyor, kuru saksıdaki tohumların ise hiç biri filizlenmiyor. Yani "tohumların suya ihtiyacı var" hipotezi doğru gibi görünüyor!
Bu basit örneğin, kontrollü deneyin aşamalarına nasıl örnek oluşturduğunu görelim.
Panel 1: Birbirine benzeyen iki saksı hazırlanır. Her bir saksıya 10 fasulye tohumu eklenir. Saksılar pencerenin yanına koyulur.
Panel 2: Bir saksı (deney grubu) sulanır. Diğer saksı (kontrol grubu) sulanmaz. Bağımsız değişken verilen su miktarıdır.
Panel 3: Deney saksısında (sulanmış), 10 tohumdan 9'u (9/10) tohum filizlenir. Kontrol saksısında (sulanmamış), 10 tohumdan hiçbiri (0/10) filizlenmez. Filizlenen tohum oranı bağımlı değişkendir.

Kontrol ve deney grupları

Deneylerde, iki grup vardır ve biri işlem görürken (sulanma), diğerinin görmemesi haricinde birbirine benzerler. Bir deneyde işlem gören gruba (bu örnekte sulanan saksı) deney grubu, işlem görmeyen gruba (bu örnekte kuru saksı) kontrol grubu denir. Kontrol grubu, uygulanan işlemin etkisi olup olmadığını görmemizi sağlayan bir referanstır.

Bağımsız ve bağımlı değişkenler

Kontrol ve deney grupları arasındaki farkı yaratan faktör (bu örnekte su miktarı) bağımsız değişken olarak adlandırılır. Bu değişken bağımsızdır çünkü deneyde gerçekleşenlere bağlı değildir. Aksine, deneyi yürüten kişinin uyguladığı veya kendisinin seçtiği bir şeydir.
Buna karşın deneydeki bağımlı değişken, uygulanan işlemin etkisi olup olmadığını görmek için ölçülen tepkidir. Bu durumda, filizlenen fasulye tohumlarının oranı bağımlı değişken olur. Bağımlı değişken (filizlenen tohumların oranı), bağımsız değişkene (su miktarı) bağlıdır, bağımsız değişken bağımlıya değil.
Deneysel veriler (tekil:veri) deney süresince yapılan gözlemlerdir. Bu durumda topladığımız veri, bir hafta sonunda her bir saksıda görülen fasulye filizi sayısıdır.

Değişkenlik ve tekrarlama

Sulanan on fasulye tohumundan yalnızca dokuzu filizlendi. Onuncu tohuma ne oldu? Bu tohum cansız, sağlıksız veya filizlenmekte gecikmiş olabilir. Özellikle (karmaşık, canlı şeyleri inceleyen) biyolojide, deneyi yürütenin göremeyeceği, deney için kullanılan materyallerde (bu örnekte fasulye tohumları) varyasyon söz konusu olabilir.
Varyasyon potansiyeli, biyoloji deneylerinde büyük numuneler kullanılması ve deneyin ideal olarak birçok kez tekrarlanmasını gerektirir. Numune boyutu bir deneyde test edilen ayrı maddelerin sayısını belirtir (bu örnekte her grup için 10 fasulye tohumu kullanıldı). Daha fazla numuneyle çalışmak ve deneyi tekrarlamak, rastgele varyasyon sebebiyle yanlış sonuca ulaşma ihtimalimizi azaltır.
Biyolog ve diğer bilim insanları gerçek farklılıkları, rastgele varyasyondan kaynaklanan farklılıklardan (örneğin deney ve kontrol gruplarını karşılaştırırken) ayırmak için aynı zamanda istatistiki testlerden de faydalanırlar.

Kontrollü deney vaka çalışması: CO2 ve mercan kayalıklarının beyazlaması

Kontrollü deneyin daha gerçekçi bir örneğini vermek adına mercan kayalarının beyazlaması hakkında yeni bir çalışmayı inceleyelim. Normalde mercan kayalıklarının bünyesinde küçük fotosentetik organizmalar bulunur ve bu organizmalar, mercanları terk ettiğinde genelde çevresel strese bağlı olarak beyazlama gerçekleşir. Aşağıdaki fotoğrafta önde beyazlamış bir mercan kayalığı, arkada ise sağlıklı bir mercan kayalığı gösteriliyor.
Önde beyazlamış, beyaz mercan kayalığını, arkada sağlıklı ve kahverengimsi bir rengi olan mercan kayalığını gösteren fotoğraf.
Görsel hakları: "Keppelbleaching" (CC BY 3,0).
Beyazlama ile ilgili yapılan birçok araştırma su sıcaklığına odaklanmıştır1. Ancak Avustralyalı araştırmacılardan oluşan bir ekip, diğer faktörlerin de önemli olabileceği hipotezini öne sürdü. Ekip özellikle okyanus sularını daha asitli yapan yüksek CO2 düzeylerinin de beyazlamayı arttıracağı hipotezini test ettiler2.
Bu hipotezi test etmek için siz hangi deneyi yapardınız? Şu soruları cevaplamaya çalışın:
  • Kontrol ve deney gruplarınız ne olurdu?
  • Bağımsız ve bağımlı değişkenleriniz ne olurdu?
  • Her bir grupla ilgili hangi sonuçları tahmin edebilirsiniz?
Denediniz mi?

Deneye dayalı olmayan hipotez testleri

Bazı hipotez türleri, etik veya pratik sebeplerden ötürü kontrollü deneyler aracılığı ile test edilemez. Örneğin, viral enfeksiyonlar hakkındaki bir hipotez, sağlıklı insanları iki gruba ayırıp bir grubu virüsle enfekte ederek test edilemez: sağlıklı insanların enfekte edilmesi, güvenli veya etik olmayacaktır. Benzer şekilde, yağış etkilerini inceleyen bir çevrebilimci kıtanın bir kısmında yağmur yağdıramayacağı gibi diğer kısmının da kuru kalmasını sağlayamaz.
Bu gibi durumlarda biyologlar, hipotezi test etmek için deney harici yöntemlere başvurabilirler. Deneye dayalı olmayan bir hipotez testinde araştırmacı, hipotezin doğru olduğu durumlarda doğada görülmesi gereken gözlem veya durumları tahmin eder. Daha sonra veri toplar, analiz eder ve bahsi geçen durumların gerçekten olup olmadığını inceler.

Vaka çalışması: Mercanların beyazlaması ve sıcaklık

Hipotezlerin, gözlemler aracılığı ile test edilmesine dair güzel bir örnek olarak, mercanların beyazlaması üzerine yapılmış ilk çalışmaları verebiliriz. Yukarıda da bahsedildiği gibi beyazlama, mercanların bünyelerinde yaşayan fotosentetik mikroorganizmaların kaybolması sebebiyle gerçekleşir ve mercanlar beyaz rengini alırlar. Araştırmacılar yüksek su sıcaklığının beyazlamaya sebep olabileceğinden şüphelenmiş ve bu hipotezi küçük ölçekli bir deneyle test etmişlerdir (tanklarda birbirinden ayrı tutulan mercan numunelerini kullanarak)3,4.
Ancak çevrebilimcilerin en çok bilmek istediği şey, su sıcaklığının doğal ortamında bulunan birçok farklı mercan üzerinde beyazlama etkisi yaratıp yaratmadığıydı. Daha geniş kapsamlı olan bu soru, deneysel olarak cevaplanamıyordu çünkü tüm mercan kayalıklarını çevreleyen su sıcaklığını yapay olarak değiştirmek etik (hatta mümkün) değildir.
Dünya çapında deniz yüzeyi sıcaklıklarını farklı renklerle gösteren yapay olarak renklendirilmiş harita. Çoğunlukla Ekvatorun çevresinde görülen sıcak renkler yüksek sıcaklıkları, çoğunlukla Kutupların çevresinde görülen soğuk renkler ise düşük sıcaklıkları gösteriyor.
Görsel hakları: "Global sea surface temperature," NASA (kamusal kullanım).
Bunun yerine, doğal beyazlama olaylarının su sıcaklığındaki artışlara bağlı olarak gerçekleştiği hipotezini test etmek için bir grup araştırmacı, gerçek zamanlı su sıcaklığı verilerine bağlı olarak beyazlama olaylarını tahmin eden bir bilgisayar programı yazdılar. Örneğin, bu program belirli bir mercan kayalığı için kayalığın bulunduğu alandaki su sıcaklığı, aylık ortalama değerini maksimum 1 C oranında veya 1'den fazla geçerse beyazlamayı tahmin edebiliyor.
Bilgisayar programı birçok beyazlama olayını, 1998'de 1 Büyük Set Resifi'ndeki olay da dahil, raporlanmadan haftalar hatta aylar önce tahmin etmeyi başardı. Sıcaklığı baz alan bir modelin beyazlama olaylarını tahmin etmesi, yüksek su sıcaklığının doğal olarak oluşan mercan kayalıklarında beyazlamaya sebep olduğu yönündeki hipotezi doğruladı.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.