Ana içerik
Konu: Sağlık ve Tıp > Ünite 16
Ders 2: Depresyon ve Depresyona Bağlı Bozukluklar- Depresyon nedir?
- Depresyonun Teşhisi
- Depresyon ve Bipolar Bozukluk
- Bipolar Bozukluğun Teşhisi
- DSM5’teki Depresyon ve Bipolar Bozukluk Türleri
- Depresyonun Biyolojik Temeli
- Bipolar Bozukluğun Risk Faktörleri
- Depresyonun Antidepresanlarla Tedavisi
- Depresyon Tedavileri – Psikolojik Terapiler ve Terapi Çeşitleri
- Bipolar Bozukluk Tedavisi
© 2024 Khan AcademyKullanım ŞartlarıGizlilik PolitikasıÇerez Politikası
DSM5’teki Depresyon ve Bipolar Bozukluk Türleri
Tıp ve sağlıkla ilgili içerik için, http://www.khanacademy.org/science/healthcare-and-medicine MCAT içeriği için de http://www.khanacademy.org/test-prep/mcat web sitelerinden bizi ziyaret edebilirsiniz.
Bu videolar tıbbi tavsiye niteliğinde olmayıp sadece bilgilendirme amaçlıdır. Videolar kesinlikle tıbbi tavsiye, tedavi ve teşhis amaçlı kullanılmamalıdır. Sağlık sorunlarınızla ilgili her zaman bir doktora başvuruda bulunun. Khan Academy’de izlediğiniz videolar sonucu, doktor tavsiyelerini görmezden gelmeyin ya da doktora gitmekte gecikmeyin. Orijinal video Brooke Miller tarafından hazırlanmıştır.
Tartışmaya katılmak ister misiniz?
- Mani dönemini yaşayan birisi hipomani dönemini de yaşar mı yoksa sadece mani mi görülür(1 oy)
- Yıkıcı Duygudurum Düzenleyememe Bozukluğu borderline Kişilik Bozukluğuyla aynı durum mu? Çocuk bipolar bozukluğuyla aynı şey mi oluyor Borderline?(1 oy)
Video açıklaması
Genellikle depresyon deyince, majör depresif bozukluk aklımıza gelir. Ama başka depresyon türlerinin de olduğu ortaya çıktı. Sizinle bunları konuşmak ve aralarındaki farkları anlatmak istiyorum. Burada bir grafiğimiz var. Y ekseninde ruh hali, X ekseninde ise zaman var. 0 noktası ise ortalama ruh hali. Aşağıda depresif ruh halleri var. Burada ise mani veya aşırı derecedeki olumlu ruh halleri var. Ortalama bir insan hayatı boyunca normal bir duygu döngüsü yaşar. Belki kendi seçimi ile üniversiteye gidebilir ve sonra bir işi girer. Sonra da işten çıkar. Ama bütün bu ruh halleri, uygun bir çevre ve durumsal tetiklemelere verilen tepkilerdir. Ve hepsi doğası gereği geçicidir. Yani dalgalanma gösterirler. Ama bu dalgalanmanın belirli
bir ortalaması vardır ve böylece insanlar etraflarındaki dünyayla
etkileşim içinde olur. Majör depresif bozukluğu olan insanlar genellikle
Normal bir döngü yaşarlar. Ama yoğun depresyon dönemleri de olur. Bu dönemler, etraflarındaki durumlarla bağlantılı değildir. Bu eğimler ciddi depresif durumları yansıtıyor. Kronik depresyon¹ dediğimiz başka bir rahatsızlık daha vardır. Bu hastalık depresyonun kronik şeklidir. Önceki DSM basımlarında adı distimi olarak geçmiştir. Kronik depresyon yaşayan kişilerin referans çizgisi burada değil daha aşağıdadır. Bütün ruh halleri bu depresif kısımda gerçekleşir. Çizdiğim yerlerden de anlayabileceğiniz gibi kronik depresyon belirtileri çoğu yoğun depresif olaylardaki gibi şiddetli değildir. Yine de oldukça ciddi bir rahatsızlıktır. Tahmin edebileceğiniz gibi bu belirtiler, günlük yaşamda ciddi derecede olumsuz etkilere sahiptir. Majör depresif bozukluk ve kronik depresyonun belirtileri aynıdır. Majör depresif bozukluğun aksine kronik depresyonda belirtiler 2 hafta veya daha uzun sürmez. Devamlı olarak 2 yıldan fazla sürmelidir. Kronik depresyonu olan kişiler bazen
daha yoğun depresif dönemler yaşayabilirler. Böyle olduğunda genellikle kişinin çift depresyon yaşadığını söyleriz. Diğer bir depresyon türü ise Mevsimsel Afektif Bozukluktur . MAB olarak kısaltılabilir. Adından da anlaşılacağı gibi farklı mevsimlerle alakalı olan bir depresyon türüdür. Kış ve sonbaharda başlar. İlkbahar veya yaza doğru geçer
ya da şiddeti azalır. Bu grafiğe pek de uymayan başka
bir depresyon türü ise doğum sonrası depresyonudur. Yani Postpartum depresyondur. Bu depresyon kadınlar doğum yaptıktan sonraki birkaç haftalık dönemde ortaya çıkar. Bu depresyon, halk arasında bilinen lohusalık hüznü veya lohusalık depresyonundan farklıdır. Dünyanın neresinde olursa olsun kadınların %50 ila %80’i doğumdan sonra hafif depresyon veya
ruh hali değişimleri yaşıyor. Ama bu durum oldukça kısa bir zaman sürüyor. Muhtemelen hormonal değişimlere bağlı olabilir. Doğum stresi ve ardından yoğun duygular yaşanması da etkili olabilir. Bunun aksine asıl doğum sonrası Depresyon, majör depresif bozukluk gibi bir depresyon vakasıdır. Bu yüzden de daha uzun sürer ve daha yoğun geçer. Majör depresif bozukluğa çok benzediği için bazı araştırmacılar bunun gerçekte ayrı bir kategori olmadığını savunurlar. Doğum sonrası depresyonun
yalnızca doğumdan sonra gerçekleşen bir majör depresif bozukluk olduğunu ileri sürerler. Belki de dikkatimizi çekmesinin sebebi, kadınların en mutlu olmalarını beklediğimiz bir zamanda gerçekleşmesidir. Konuya bipolar bozuklukla devam edelim. Bu rahatsızlık aslında iki tanedir: bipolar tip 1 ve bipolar tip 2. Bipolar tip 1’de bireyin döngüleri normal olabilir. Ama sonra mani ve depresif evreler
arasında gidip gelebilir. Yani bu da aşırı yüksek ve aşırı düşük ruh halleri demek oluyor. Bipolar tip 2’de ise bireyin döngüleri depresyon ve hipomani arasında olur. Hipomani, maninin daha düşük dozdaki versiyonudur. Bu gruba dahil olan başka
hastalıklar da bulunuyor. Siklotomik bozukluk ve
siklotomi bunlardan bir tanesidir. Bu rahatsızlıkta sık sık ruh hali değişimleri olur. Yani hasta hipomani evresinden hafif depresyon evresine geçiş yapabilir. Bu rahatsızlık bana önceden distimi denilen kronik depresyonu hatırlatıyor. Siklotomiyi, bipolar bozuklukta
bir çeşit distimi olarak düşünüyorum. Ruhsal durum değişiklikleri
daha az şiddetli olmasına karşın yine de var. Ayrıca bireylerin yaşamlarında oldukça
olumsuz etkileri de olabiliyor. Bu kümeye ait olan iki
rahatsızlıktan daha bahsetmek istiyorum. Bir tanesi, Belirlenmiş Diğer Bipolar
ve İlgili Bozukluklar. Bu, DSM-5 el kitabı için yeni bir teşhis. Bipolar tip 2 bozukluğunun sadece bazı belirtilerinin gözüktüğü insanlar için kullanılıyor. Bireyler yeterli belirtilere sahip
olmayabilirler. Ya da bipolar bozukluk kriterleri açısından mani veya hipomani evreleri
yeterince uzun sürmüyor olabilir. DSM-5’te yeni olan ve kümenin
ikinci rahatsızlığı ise Premenstrüel
Disforik Bozukluk diğer adıyla
Adet Dönemindeki Ruhsal Sorunlardır. Bu rahatsızlıkta ruh hali değişimleri görülür. Kadınların adet döneminin iki hafta kadar öncesinde ortaya çıkan yoğun ruhsal durum git gelleridir. Depresif ruh hali, asabiyet, anksiyete
gibi belirtileri vardır. Ayrıca majör depresif bozuklukta
gördüğümüz birçok belirtiyi de içerir. Tıpkı doğum sonrası depresyon ile lohusalık depresyonu örneğindeki gibi bu rahatsızlık da toplumun tanımladığı Premenstrüel Sendromdan farklıdır. Bu birinin sadece kaprisli, huysuz Olması demek değildir. PDB oldukça şiddetli olabilir ve
bunu yaşayanlar için çok zor durumlar oluşturabilir. Son olarak bahsetmek istediğim
rahatsızlık ise Yıkıcı Duygudurum Düzensizliği Bozukluğudur. Bu rahatsızlık da DSM-5’te yenidir. DSM-4’te olan tanılayıcı kategorileri biliyorsanız, çocuklar için ayrı bir bölüm olduğunu hatırlarsınız. Çocuk rahatsızlıklarını teşhis etmek için ayrı bir bölüm vardı. Ama artık DSM-5’te bu bölüm yok. Çocuk rahatsızlıklarıyla ilgili bütün tartışmalar yetişkin rahatsızlıkları hakkındaki bölümlere yerleştirildi. Yıkıcı Duygudurum Düzensizliği Bozukluğu eskiden çocuklarda bipolar bozukluk olarak düşünülen kısmı kapsıyor. Dolayısıyla bipolar belirtileri gösteren 18 yaşın altındaki çocuklarda teşhis olarak kullanılabilir. Devam eden asabiyet veya sık sık
kontrolden çıkma davranışları gösterebilirler. Bunun kaprisin veya huysuzluğun ötesinde
olduğunu bir kez daha belirtmeliyim. Hatta bu durum ergenlik veya
çocukluk dönemindeki huysuzluğun ötesindedir. Ve bazen çocukluk döneminde
gördüğümüz öfke nöbetlerinin de ötesindedir. Burada bahsettiğimiz kontrol dışı davranışlar
ciddi ve yoğun patlamalardır. Ve genellikle klinik gözetim gerektirir. Pekala, çocuk bipolar bozukluğundan bahsettik ama ya çocukluk depresyonu? Yetişkin depresyonuyla aynı olup olmadığını merak ediyor olabilirsiniz. Buna cevap vermek için yaşam boyu uygu düzenlemede değişiklik ve gelişim gibi gerçekleri düşünmeliyiz. Çocuklar duygu düzenlemede çok
yetenekli değildir. Bu yüzden depresyonu yetişkinlere göre
farklı gösterebilirler. Üzgün olmak yerine asabi ve sinirli olabilirler. Ya da gerginlik ve kronik karın, baş ağrısı gibi fiziksel belirtiler olabilir. Farklı gösterilip, yaşansa da
çocuk depresyonu veya ilgili belirtiler yetişkin depresyonunun
oldukça iyi bir göstergesidir. Bunu buraya yazmadık çünkü
bu konuda hala çalışmalar yapıyor. Fakat bence bu oldukça olumlu bir şey. Çünkü bu rahatsızlıkları anlayış şeklimizin
gelişmeye devam ettiğini hatırlatıyor. Bu hastalıkları anlayış şeklimiz
ve tedavilerimiz şu an oldukça iyi olsa da
yeni DSM basıldığında daha gelişmiş
ve ileri düzeyde olacak.