If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Hib Aşısı

Orijinal video Ian Mannarino tarafından hazırlanmıştır.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.

Video açıklaması

Herkese merhaba dahi başısı 1985 yılında hemofilus influenza tip b için geliştirilmiş bir aşıdır toplum içinde menenjit aşısı olarak da bilinir hemofilus influenza bakterilerinin bu spesifik tipi çok ciddiye alınmalıdır Çünkü ağır komplikasyonlara ve hastalıklara yol açabilir Örneğin bu suç beyni çevreleyen dokunun şişmesiyle ortaya çıkan menenjite neden olabilir bakteriyel enfeksiyon nedeniyle akciğer dokusunun şişmesi sonucunda zatürreye de neden olabilir ya da epiglot ite neden olabilir epiglottit dediğimiz durum yutkunduğum uzda kıvrılarak hava yolunu kapatıp koruyan Böylece yiyeceklerin akciğerlerimize girmesini önleyen Bir Doku parçası olan epiglotun şişmesi sonucu oluşur hib aşısı geliştirilme den önceki zamanlarda 100.000 insanda 40 ila 100 kadar kişi bu hemofilus influenza nın bu tipinden dolayı enfeksiyon görülürdü Bu sayı Belki çok fazla görünmeyebilir ama bakterinin bu suçu bu tür ağır durumlara yol açtığı için ayrıca özellikle bebeklere ve çocuklara etkilediği için bu çok ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak kabul ediliyordu aşının geliştirilmesinden bu yana bu sayı yılda 100 bin kişi başına bir makaradan daha aza indi yani aşıdan önce popülasyonu yaklaşık yüzde 0,0 4'ü etkilenirken aşıdan sonra etkilenenlerin oranı yüzde 0,0 00 bire kadar düştü Bu da gerçekten çok önemli bir fark Evet aşının işleyişi ise şu şekilde gerçekleşiyor aşı bu spesifik hemofilus influenza suçunda bulunan spesifik bir polisakkarit dizisine karşı bir bağışıklık tepkisi dedik diyor bu ne anlama geliyor bir karbonhidrat dizisi mevcut ve bu karbonhidrat dizisi Genellikle bu bakterilerin yüzeyinde bulunuyor bu polisakkarit dizisi yani bu karbonhidrat dizisi özellikle hemofilus influenza tip b suçunda bulunduğundan bu dizi hedefleniyor Eğer bağışıklık sistemimiz Bunu ayırt edebilirsin vücudunu Bu bakteriyle gerçekten savaşması gerektiğinde onu ortadan kaldırabilecek tir Bununla birlikte polisakkarit dizileri ile ilgili problem şu ki bunlar büyük bir bağışıklık tepkisi yaratmaz vücudumuz karbonhidratlardan ziyade yabancı proteinleri tanımakta daha iyidir Dolayısıyla bu tepkiyi artırmak için diziye küçük bir protein ekleniyor Ve ikisi birbirine moleküler bir bağ ile bağlanıyor bu konjugasyon A yani polisakkarit ve protein birleşmesiyle oluşan bu yapıya konjugat deniyordu İşte bu tip açılar komşu yaşlılar bu ve bunlar daha büyük bir bağışıklık tepkisi oluştururlar bu konjugasyon sayesinde hip aşısı yüzde 95'in üzerinde etkiye sahip yani bakterileri durdurmaya karşı oldukça etkili Ama şunu aklınızdan çıkarmayın Bu sadece B tipi suş için geçerli diğer bütün hemofilus influenza türleri hastayı hala etkileyebilir ama en şiddetli tip ve su şu olduğundan bunun için bir aşı geliştirilmiş olması çok iyi bir durum dediğim gibi bağışıklık sistemimiz yabancı proteinleri polisakkaritlerden çok daha iyi ayırt edebilir Dolayısıyla bu büyük bir bağışıklık tepkisi Yaradır ve makrofaj olarak bilinen Akyuvarlar bunları fark eder ve yutar makrofaj büyük yiyecek anlamına gelir işte bu büyük yiyiciler bu polisakkarit ve protein Bağlarını yerler bunu yaptıktan sonra da k Allah aşkına katılarak lenf düğümlerine doğru giderler lenf düğümlerinde T hücreleri denen özelleşmiş Akyuvarlar bulunur bu makrofajlar bu maddeyi T hücrelerini sunduktan sonra T hücreleri aktive olur Burak aktive olmuş bu T hücreleri ve hücreleri olarak bilinen diğer hücreleri uyararak onlara burada bir şeyler olup bittiğinin haberini verir ve hücreleri antikor oluşturmaları ile bilinirler antikorlar spesifik dizileri tanıyan küçük y harfi şeklinde proteinlerdir bu durumda da B hücreleri ve onların oluşturdukları antikorlar proteinlerden ve polisakkaritlerden oluşan bu spesifik diziyi tanırlar işte bağışıklık tepkisi de bu şekilde ortaya çıkar ön daha büyük bir bağışıklık tepkisi oluşturmanın bir başka yolu da bu protein ve polisakkarit karışımını birden çok kez sunmak Evet şimdi dozaj konusunda geçmeden önce şunları ne olduklarını bir yazalım bu him yani hemofilus implant satip ve polisakkarit daha iyi bir bağışıklık tepkisi oluşturmak adına polisakkariti eklenen bu proteinler ise genellikle diğer virüslerden veya bakterilerden elde edilen ürünler Örneğin bazı bakteriler esas en büyük bir bağışıklık tepkisi oluşturan proteinlerden olan difteri boğmaca veya Tetanos gibi bir toksini oluştururlar Bu nedenle kullanılan toksine bağlı olarak hemofilus influenza tip b için kullanılan pek çok farklı aşı bulunur bu aşılarda eşleştirme için kullanılan şey Tetanos boğmaca veya difteri toksini olabileceği gibi bazende protein olarak mesela Hepatit B virüsü gibi inaktif bir virüs te kullanılabilir yani pek çok farklı kombinasyon söz konusu olabilir AŞ çok tatlı protein çeşitleriyle polisakkaritleri eşleştirmek de çok faydalıdır çünkü bu sayede hasta sadece hemofilus influenza tip b için bağışıklık kazanmakla kalmaz aynı zamanda bu polisakkarit dizisi ile eşleştirilen diğer bakterilere veya virüslere karşı da bağışıklık kazanır polisakkarit dizisi ancak çok zayıf bir tepki BT bildiğinden yeterince güçlü bir bağışıklık tepkisi oluşturabilmek için hep aşısının üç doz şeklinde uygulanması gerekir Bununla birlikte rapel aşağıda uygulanmalıdır Rapper yani pekiştirme aşısı aslında aynı bileşenleri içerir ancak bağışıklık sistemine antikorları oluşturmaya devam etmelerini hatırlatmak için bunun uygulanması gerekir Sonuçta bu polisakkarit dizisini tanımlamak ve Bağışıklık sisteminin onu yok etmesini sürdürebilmesi için vücut bu küçük sinyal alıcıları yani antikorları oluşturmaya devam etmelidir Fiat doğan bebekler ve çok küçük çocuklar hemofilus influenza tip b için daha yüksek risk altında olduklarından ilk dosya iki aylıkken başlanır Bu ilk dolsun ardından hastanın ilk dozdan 8 hafta sonra başka bir doz alması önerilir Bu ikinci dost Dört aylıkken verilir bundan sonraki dozda 6 aylıkken uygulanır bunların tamamı güçlü bir bağışıklık tepkisi oluştuğundan ve bebeğin Bu bakteriye karşı bağışıklık kazandığından emin olmak için uygulanır bu üç dozdan sonra son takviye dozu yani rapel aşıda 15 ila on sekiz aylıkken uygulanır Peki hasta bu dostlardan birini atlarsa ya da bebek yaklaşık Dört aylıkken aşağıya başlanırsa ne olur hiç fark etmez aşağıya uygulamaya 4aylık kendi başlanabilir ve daha sonraki dozlar 38 hafta aralıklarla uygulanır yani eğer çocuk ilk dostun Dört aylıkken alırsa sonraki dozu 6 aylıkken ve bir sonraki dostu da sekiz aylıkken almalıdır ardından da on beş ile on sekiz aylıkken ropel aşağı uygulanmalıdır ancak Eğer Bebek 7 11 aylık aralığında ise bu dostlardan biri atlanır Bunun sebebi Sonuçta bu dozların bebeğin Yaşamının ilk aylarını bu bakteriler tarafından enfekte edilmeden geçirmesini sağlamak üzere uygulanmasıdır Yani eğer bebek zaten yedi 11 aylık aralığında ise rapel aşıdan önce birkaç ayı daha sağlıklı atlata bilmesi yeterli olacaktır Dolayısıyla 7 ile 11 aylık bebeklere sadece iki doz aşı Vera pelle aşağı uygulanması yeterlidir bu Eğer Bebek 12 14 aylık aralığında ise o zaman da sadece bir doz aşı Vera pelle aşı yeterli olur o çocuk bu düzenli uçların tümünü kaçırdıysan sayani 15 aylık ile 5 yaş arasında ise bu durumda ihtiyacı olan tek şey raple aşıdır son olarak çocuklar beş yaşından sonra hemofilus influenza tip b ye karşı doğal olarak bağışıklık geliştirdikleri için eğer çocuk beş yaşından büyükse bağışıklık yetmezliği söz konusu olmadığı sürece aşının uygulanması gerekmez aşağıyı ancak bağışıklık yetmezliği söz konusu ise yaptırması gerekir her şeyde olduğu gibi bunda da bazı Yan Etkiler olabilir ama bunun gibi aşıların riskinden çok faydası olduğunu da belirtmek lazım yaygın yan etkilerden biri enjeksiyon bölgesinde lokal Ağrı kızarıklık veya şişlik görülmesidir hastalarda bazen ateşte görülebilir Ayrıca mısınız ve Huysuz olabilirler Bu belirtiler Aslında sıklıkla görülen belirtilerdir bu hastaların yüzde 25'i yani dörtte birinde bu belirtiler görülebilir ama neyse ki bunlar genellikle 24 ile 48 saat arasında kaybolur yine de bu belirtileri doktora bildirmek önemlidir Böylece Doktor herhangi bir yan etki görüldüğünde haberdar olur ve belirtiler kötüleşirse ya da kaybolmazsa da hızlıca müdahale edebilir daha ciddi olan belirtiler ise nörolojik belirtilerdir bu belirtiler aşırı uyuşukluk sürekli Ağlama uzunlarda inme felç Havale gibi çok ciddi Yan Etkiler olabilir ya da hasta da Nefes almada güçlük ciddi bir kızarıklık veya 40 derece üzerinde Ateş gözlenir s Bunlar da yine çok ciddi belirtilerdir bir ancak Neyse ki bu belirtiler çok nadirdir daha önce de belirttiğimiz gibi bu aşının riskinden çok faydası var aşının uygulanmaması O ne ise hasta menenjit zatürre ve ya epiglottit gibi hayatı tehdit eden ciddi hastalıklara yakalanabilir hoşçakalın