If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Davranışçı Kuram

İki önemli davranışçı teorisyenin Kişiliğin Davranışsal Kuramına yaptığı katkıları keşfedin. Anlatan Shreena Desai. . Orijinal video Shreena Desai tarafından hazırlanmıştır.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.

Video açıklaması

Davranışçı Kuram Evet. Sırada, davranışçı kuram var. Davranışçı kuram der ki: Kişilik, bireyin çevresiyle olan etkileşiminin bir sonucudur. Bireyimiz bu. Bu da çevresi. Mesela toplum. Buraya da birkaç ev çizeyim. İşte, anladınız siz. Şimdi buraya ne çizdim? Bu bir ada, bu da başka bir ada. Aralarında bir köprü var. Neden böyle bir şey çizdiğimi şimdi anlayacaksınız. Evet, davranışçı kuram, çevremizle etkileşim halinde olduğumuzu söylüyor. Ayrıca bu kuram, zihinsel veya duygusal davranışlardan ziyade gözlemlenebilir ve ölçülebilir davranışlara yoğunlaşıyor. Demek ki farklı davranış türleri var. Ve farklı kuramlar, bu davranış türlerinden birine diğerlerinden daha çok ağırlık veriyor. Bu resimde, bu ada, davranışsal kuramı temsil ediyor. Psikanalitik kuramın da bu ada olduğunu söyleyebiliriz. Bu kuram, davranışsal kuramın tam zıttı. Çünkü bu, gözlemlenebilir davranışlara değil, zihinsel davranışlara yoğunlaşıyor. Ve davranışçı kuramcılar, duygu ve düşünceleri göz önüne alan kuramları dikkate almıyor. Şimdi, davranışçı kuramın en önemli iki kuramcısından bahsedelim. İlki, Skinner.( Skinner, katı bir davranışçıydı. "Operant koşullanma" kavramına önayak oldu. Belki daha önce duymuşsunuzdur. Operant koşullanmada, bir davranışı arttırmak veya azaltmak için ödül veya ceza kullanılır. Bir diğer davranışçı da, Pavlov adında bir Rus fizyologdur. Birçokları tarafından davranışçılığın babası olarak kabul edilir. "Klasik koşullanma" denince akla gelen ilk isimdir. Pavlov, klasik koşullanmanın ne olduğunu anlatmak için meşhur köpek örneğinden, yani "Pavlov'un Köpeği" deneyinden faydalandı. Klasik koşullanmada, koşulsuz bir uyarıcının yanına nötr bir uyarıcı konularak, istemsiz bir tepki tetiklenir. Mesela köpek örneğinde, mama verilmeden önce zil çalınması, köpeğin zil sesini duyunca salya akıtmasına neden olur. İstemsiz bir tepki tetiklenmiştir. Bu kuramcılar, yani Skinner ve Pavlov, davranışı çevrenin belirlediğine inanıyordu. O yüzden adamcağızımızı böyle bir çevre içinde çizdim. Çünkü bizi çevremiz şekillendiriyor. Ve tutarlı davranış düzenleri sergiliyoruz, çünkü hepimiz belli tepki eğilimlerine sahibiz. Ama yeni durumlarla karşılaştığımızda bu tepkiler değişebiliyor. İşte bu yüzden, kişilik gelişimimiz hayatımız boyunca sürüyor. Sürekli olarak evriliyor ve değişiyor. Peki, davranışçılığın bir ucuyla diğerini bağlayan bu köprü nedir? Zihinsel yaklaşımla gözlemlenebilir yaklaşımı birbirine bağlayan şey ne? Biri diğerinden daha doğru olacak diye bir şey yok. Bunlar kişiliği ele almanın iki farklı yolu sadece. Evet, köprüye dönersek aradaki bu köprü, "bilişsel kuram" adını verdiğimiz şey. Bilişsel kuram, klasik davranışçılıkla, psikanalitik kuram gibi düşünce davranış ilişkisini vurgulayan diğer kuramlar arasında bir köprü vazifesi görüyor. Çünkü bilişsel kuram, düşünmeyi bir davranış olarak kabul ediyor. Davranışçı kuramla çok ortak yönleri var. Albert Bandura, gözlemleme, düşünme ve davranma gibi kavramları alıp sosyal bilişsel kuramda bir araya getiriyor. Evet, gelecek videoda bu kuramı inceleyeceğiz.