If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Gastroenterit (Mide İltihabı) Nedir?

Gastroenterit nedir?

Gastro, enfekte ishal, turist ishali, mide mikrobu, "mide gribi". Adına her ne derseniz deyin, medikal anlamda hepsi aynı kapıya çıkar: gastroenterit (mide iltihabı). Mide iltihabı, midede (gastro) ve bağırsaklarda (entero) enflamasyona (itis) neden olan ve kendini kusma ve/veya ishalle gösteren bir hastalıktır. Genellikle ağız yoluyla mideye ulaşan bakteri veya virüslerden kaynaklanır. Gastroenterit, her an herkesin başına gelebilen bir durumdur ve dünya çapında en yaygın hastalık nedenlerinden biridir.

Sağlıklı bir sindirim sisteminde işler bazen ters gidebilir

Sindirim sistemimiz, yediğimiz yemekleri, besine dönüştürmekle yükümlüdür. Kan dolaşımı tarafından emilen ve vücudunuzun her yerindeki hücre ve dokulara dağıtılan bu besinler; enerji, hücrelerin büyümesi ve onarım amacıyla kullanılır. Bu süreci etkili bir hale getirmek için pek çok fiziksel ve kimyasal işlem bir arada yürütülür; besin alımı, fiziksel ve kimyasal sindirim, besinlerin emilimi, su ve elektrolit emilimi ve atık maddelerin işlenmesi dahil olmak üzere her şey kontrol edilir ve belli bir düzen içinde yapılır. İntestinal bağışıklık sistemi çoğu zaman zararlı mikropların sindirim sistemimizde enfeksiyon oluşturmasına engel olur. Fakat bazı durumlarda hastalığa neden olan mikroplar bağışıklık sisteminden kaçarak sindirim işleminin dengesini bozan bir enflamasyon yaratır, bunun sonucunda da tipik gastroenterit belirtileri ve semptomları ortaya çıkar. Gastroenterite yol açan pek çok farklı mikrop vardır:
Viral gastroenterit: rotavirüs, norovirüs (Norwalk virüsü bu gruptaki tek türdür), adenovirüs ve astrovirüs. Bu virüsler bağırsak duvarının epitel tabakasını işgal edip burada çoğalmaya eğilimlidirler ve emilime engel olan yara dokuları oluşturup ince bağırsakların ana fonksiyonları olan suyu emmekten çok, dışarıya bırakmasına neden olurlar.
Bakteriyel gastroenterit:Kampilobakter türleri Escherichia coli, Salmonella, Shigella, Clostridium difficile ve koleraya neden olan Vibrio cholerae. Bakteriler bağırsak duvarına yapışırlar, çoğalırlar ve daha sonra bağırsak dokusunu özellikle de kalın bağırsağı daha çok enfekte ederler. Suyun ve elektrolitlerin emilimini değiştiren toksinleri üretmenin dışında, bu tip bakteriyel enfeksiyonlar sıklıkla bağırsak ülserlerine ve kanamaya yol açarlar.
Parazitik gastroenterit: çeşitli tek hücreli organizmalar, protozoa adı verilen, Giardia lamblia, Entamoeba histolytica ve Cryptosporidium türler de dahil olmak üzere. Bu mikroplar, bağırsak duvarına yapışırlar ve mikroapselerin, ülserlerin, kanamanın ve enflamasyonun oluşumuna neden olurlar.
Sindirim yolunda enflamasyona yol açan sadece enfeksiyonlar değildir, enfeksiyöz olmayan bazı durumlar da buna yol açabilir. Örneğin, artrit gibi enflamasyon hastalıklarından kaynaklaran ağrıları tedavi için kullanılan bazı ilaçlardan olan steroid olmayan antienflamatuvarların yanı sıra örneğin gluten gibi belirli yiyecek içecekler. Uzun dönemde ya da steroid olmayan antienflamatuvarların yüksek doz kullanımı, sindirim yoluna mukus salgılanmasına müdahale ederek hasar verip, ülserlere ve kanamaya neden olur. Tam aksine, bazı insanlarda, gluten; besinlerin emiliminden sorumlu olan ve bağırsak iç katmanında bulunan enterositleri yok eden bir otoimmün tepkiye neden olur, bağırsak duvarının yapısını bozar ve bağırsaklarda enflamasyona yol açar. İrritasyona neden olan faktöre sürekli maruz kalmanız durumunda; ishalli kronik gastronterit ve diğer semptomları dört haftadan uzun bir süre yaşama ihtimaliniz vardır.

Belirtiler

Gastroenterit sıklıkla virüs kaynalı olmakla beraber bazen bakteriler ve çok nadir parazitler kaynaklı bir durum da olabilir. Semptom ve belirtiler enfeksiyona neden olan mikroptan bağımsız olarak genelde benzerdir ve enfekte olduktan 1-3 gün sonra başlar. İshal - dışkının sulu olması ve tuvalete sık ve acil olarak gidilen durum- en sık görülen semptomdur ve orta dereceliden ciddi seviyelere ulaşabilir. Mide krampları, kusma, bulantı, ateş, üşüme veya baş ağrısı gibi semptomlardan bir ya da birkaç tanesinin görülmesi de son derece yaygındır. Viral enfeksiyonlar bir hafta on gün içinde daha iyiye gitmekle beraber bakteriyel enfeksiyonlar haftalar süren ciddi abdominal ağrıya yol açabilir.
Gastroenterit belirti ve semptomlarının şeması
Gastroenterit, sıklıkla ani geçişli diyare atağı olarak ortaya çıksa da, devam ederse dehidrasyona neden olabilir ve acil bir tibbi durum olarak gelişir. Dehidrasyonun belirtileri aşırı susama, gün boyu idrara çıkmama ya da az miktarda idrar üretme, kuru dudaklar ve ağız, çökmüş yanaklar, baş dönmesi, kaslarda gevşeklik ve deri turgoru (derinin elastik kapasitesinin bir ölçüsü) kaybıdır.
Dehidrasyona bağlı deri turgoru kaybını gösteren çizim

Gastroenteritin nedenleri ve risk faktörleri

Gastroenterit olma olasılığınızı artıran risk faktörlerinin çoğu, ağız ve dışkı yoluyla yayılan mikroplarla; dışkı ile kontamine olmuş su veya yiyeceklerle, hasta olan kişiyle temasla veya kontamine dışkıya doğrudan maruz kalmakla ilgilidir. Bağışıklıklarının tam olmaması nedeniyle çocuklar gastroenterite karşı özellikle savunmasızdır. Gelişen dünyada yetersiz hijyen, kalabalık yerlerde yaşam ve yetersiz beslenme nedeniyle risk artmaktadır. Kazanılmış bağışıklık sayesinde yetişkinler gastroenterite daha az duyarlı olsalar da, bağışıklık sisteminiz yaşla birlikte zayıfladıkça gastroenterit riski yeniden artar. Bu, özellikle enfeksiyonların kolayca yayıldığı huzurevlerinde yaşayan yaşlı insanların risk altında olduğu anlamına gelir.
Hastalığın bulaşmasını sağlayan davranışlar da gastroenterit riskini arttırır. Bebeği emzirmemek (bebeğin 12 aylık oluncaya kadar emzirilmesi en iyi korumayı sağlar), bebeğin beslenmesi için biberon kullanmak (temizlemesi zor olduğu için kolayca kontamine olabilir), pişirilmiş yemeği, yemeden önce oda sıcaklığında uzun süre bekletmek (bakterilerin üremesine izin verir) içme suyunu, içmeden önce kontamine olabilecek şekilde saklamak, tuvaleti kullandıktan sonra, ya da yemek hazırlamadan önce elleri düzgün bir şekilde yıkamamak, dışkıyı, özellikle bebek bezlerini, hijyenik bir şekilde atmamak gibi. Ek olarak, çiğ ya da az pişmiş et ya da tavuk ürünleri, pastörize edilmemiş süt ya da peynir, yumurta, meyveler ve sebze suları gibi yüksek risk içeren besinlerin tüketimi, "gıda zehirlenmesi" olarak da adlandırılan, gastroenterit riskinizi arttırabilir.
En son, soğuk algınlığı virüsü gibi mikroplar, dönemsel olarak gastroenterite neden olduğundan, yılın belirli dönemlerinde, bu rahatsızlığa yakalanma riskimiz daha yüksektir. Nemli ve kuru mevsimleri olan yerlerde, nemli mevsim döneminde salgın eğilimi gözlenirken, dört mevsimi yaşayan yerlerde salgınlar kışın daha yaygındır.
Notovirüsün kaynağı ve salgın ortamını gösteren dilim grafik

Gastroenterite yakalanma olasılığınız nedir?

Gastroenterit, tüm dünyada görülebilen ve herhangi bir ırk ve yaş grubundakileri etkileyebilen bir hastalıktır. Dünya genelinde, yaklaşık 3-5 milyar çocuk, beş yaşın altında akut viral gastroenterit geçiriyor,1 ve yaklaşık olarak toplam 1,5 milyon kişi (yetişkin ve çocuk) her yıl, bu hastalık sebebiyle hayatını kaybediyor.
Rotavirüs, yetişkinlerde daha sık görülmesine ve gelişmiş ülkelerdeki salgınların büyük çoğunluğundan sorumlu olmasına rağmen, çocuklarda görülen gastroenteritin en büyük nedenidir. Lokalize epidemiler, norovirüs de dahil bazı mikropların enfekte kişiden, bir başkasına; özellikle de hastane ve bakım evleri gibi yerlerde, hızlı yayılması nedeniyle ortaya çıkar ve diyarenin geçmesinden sonra da bulaşma riski kaybolmadığı için, yayılması çok kolaydır. Parazitik gastroenterit gelişen dünyada daha sık gözlenir ve yaygın olduğu bölgelere seyahat ederseniz yakalanma riskiniz daha fazladır. Çocuk bakım evleri ve doğal afet bölgeleri de parazit enfeksiyonlarının yaygın olduğu başka çevrelerdir.

Gastroenterit önlenebilir mi?

Gastrointestinal hastalıkları önlemenin en iyi yolu ağzınıza hastalık yapıcı mikropları sokma olasılığını düşürmektir. Bunun için, özellikle tuvaleti kullandıktan sonra ellerinizi düzgünce yıkamak ve çocuklarınızın da bunu yapmasını sağlamak, çok önemlidir. Başkasının kullandığı çatal ve kaşıkları kullanmamak, diş fırçası ve havlu gibi kişisel eşyaları ayırmak buna dahildir. Sert yüzeyleri evinizde dezenfekte etmek ve enfekte aile bireyine karşı mesafeyi korumak da. Tüm meyve ve sebzeleri yıkamak, tavuk etini ve kırmızı eti tamamen pişirerek oradaki zararlı bakterileri öldürmek iyi bir fikir olabilir.
Global sağlık ajansları tarafından tüm bu stratejilere ek olarak şu an onaylanmış olan iki rotavirüs aşısı bulunmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, tüm ulusal aşılama programlarında rotavirüs aşısının bebeklerde ve küçük çocuklarda enfeksiyonun önlenmesi için bulunmasını önermiştir. Birçok gelişmiş ülke bu aşıyı sunmakla birlikte; gelişmekte olan ülkeler, aşının geniş kitlelere ulaşabilmesi için gerekli altyapı ve kaynaklara sahip olmadıklarından, aşıyı sunamamaktadırlar.

Gastroenteritin tanısı ve tedavisi

Gastroenterit tanısı, fiziki bir muayene ve bulunduğunuz topluluktaki enfeksiyon hastalıkları salgınlarının bilgisiyle, genellikle semptomlarınıza bağlı konulur. Yine de, eğer semptomlarınız çok ciddi ise ya da dehidrasyon belirtileriniz varsa, hastalığın olası nedenlerini ortaya çıkarmak için dışkı örneği vermeniz gerekebilir.
Pek çok gastroenterit vakası bir hafta içerisinde kendi kendine iyileşir. Tedavi başlangıç olarak, su içmek, alkol veya baharatlı yiyecekler gibi midenizi bozabilecek şeyleri yememek ve içmemek gibi kişisel olarak alınabilecek önlemlerden oluşur. Eğer semptomlarınız çok ciddi ise, ishal (diyare) ve kusmanızı azaltmak için antidiyare ve antiemetik ilaçlar kullanmanız gerekebilir. Viral gastroenterit tedavisinde spesifik bir ilaç yoktur; ama sebep olan mikrop belirlenmişse antibiyotik verilebilir. Antibiyotikler sadece bakteriyel enfeksiyonlara karşı etkilidir ve bakterilerin antibiyotik dirençli suşlarının oluşumunun önlenmesi açısından olabildiğince kullanılmamaya çalışılır. Çok ciddi vakalarda, daha ciddi komplikasyonları önlemek için intravenöz sıvı ve beslenme için hastaneye gitmeniz gerekebilir.

Şunları da göz önünde bulundurun:

  • Gastroenterit, dünya genelinde önemli bir hastalıktır. Amerika'daki CDC, 1999'dan 2007'ye gastroenterite bağlı ölümlerde 7,000'den 17,000'e iki kattan fazla bir artış olduğunu ve ölümlerin genelde 65 yaş üstü olduğunu dile getiriyor.4 Bu ölümlerin çoğundan, Clostridium difficile ya da C. diff bakterisi sorumluydu ve durum, Clostridium difficile'nin antibiyotik dirençli bir suşunun ortaya çıkmış olmasıyla aynı zamana denk gelmişti. Çoğu antibiyotik direnci, antibiyotiklerin gereksiz kullanımı nedeniyle oluştuğu için bu sadece sağlık hizmeti sağlayıcısı tarafından reçete edilmiş antibiyotikleri kullanmanın ve alınan antibiyotiğin reçete edilen sürece kullanımının önemini göstermektedir.
  • Rotavirus aşısı ilk olarak Amerika Birleşik Devletleri'nde 2006'da piyasaya sürüldü. 2012 yılına gelindiğinde, beş yaş altındaki çocuklarda akut gastroenterit nedeniyle hastaneye yatma oranları %55 düşüş gösterdi ve rotavirus nedenli hastaneye yatışlar daha nadir olarak gözlemlenmeye başladı.5 Günümüzde, Amerika Birleşik Devletleri'nde aşı olabilecek çocukların %75'i rotavirüs aşısı olmuştur ve aşının yaygınlığını arttırma çalışmaları devam etmektedir.
Amerika Birleşik Devletleri'ndeki 5 yaş altı çocuklarda, rotavirüs aşısı sonrası, gastroenterit sebebiyle hastaneye yatırılma oranlarındaki düşüşü gösteren grafik.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.