Ana içerik
Konu: NCLEX-RN > Ünite 21
Ders 3: Anksiyete- Anksiyete (Kaygı) Bozuklukları Nelerdir?
- Yaygın Anksiyete Bozukluğu
- Fobiler
- Panik Atak
- Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) nedir?
- Obsesif Kompulsif Bozukluk (Takıntı Hastalığı)
- Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nedir?
- Travma Sonrası Stres Bozukluğu
© 2024 Khan AcademyKullanım ŞartlarıGizlilik PolitikasıÇerez Politikası
Obsesif Kompulsif Bozukluk (Takıntı Hastalığı)
Tıp ve sağlıkla ilgili içerik için, http://www.khanacademy.org/science/healthcare-and-medicine MCAT içeriği için de http://www.khanacademy.org/test-prep/mcat web sitelerinden bizi ziyaret edebilirsiniz.
Bu videolar tıbbi tavsiye niteliğinde olmayıp sadece bilgilendirme amaçlıdır. Videolar kesinlikle tıbbi tavsiye, tedavi ve teşhis amaçlı kullanılmamalıdır. Sağlık sorunlarınızla ilgili her zaman bir doktora başvuruda bulunun. Khan Academy’de izlediğiniz videolar sonucu, doktor tavsiyelerini görmezden gelmeyin ya da doktora gitmekte gecikmeyin. Orijinal video Tanner Marshall tarafından hazırlanmıştır.
Tartışmaya katılmak ister misiniz?
Henüz gönderi yok.
Video açıklaması
Evden çıkmadan önce ışıkları, pencereleri,
Ya da bir yangın ihtimaline karşı, Ocağın kapalı olup olmadığını kontrol
edersiniz, öyle değil mi? Bunu yapmak son derece normaldir. Ama obsesif kompulsif bozukluğu olan biri,
yani takıntı hastalığı olan biri Bunu üç kere, dört kere yapar,
Hatta çoğunda evden çıkmadan önce yapması gereken şeylerin bir listesi bile hazırdır. Obsesif kompulsif bozukluk ya da OKB,
Bir çeşit kaygı bozukluğudur. Bu kişiler, sıklıkla istenmeyen ve endişe
verici düşüncelere kapılırlar. Bu düşünceler,
Beyine zorla girdikleri ve ruh haline hakim oldukları için,
Zaman içerisinde saplantı haline gelirler ve kişinin kaygılanmasına yol açarlar. Kaygının ve saplantıların önüne geçebilmek
için, Kişi, belirli davranış,
Ya da ritüelleri tekrarlama gereksinimi hisseder. Bu davranış ve ritüellere, psikolojide
kompülsiyon yani “zorlantı” denir. Kompülsiyon bir şeyi, yapılan ritüelleri
acil olarak gerçekleştirme ihtiyacıdır. Obsesif kompulsif bozukluğun iki öğesi, Saplantı ve kompülsiyonlardır. Mantıklı öyle değil mi? Düşünce ve ritüeller,
OKB’si olan birinin kaygılanmasını sağladığı için,
Kişi günlük hayatında ve sosyal ilişkilerinde zorlanmaya başlar. Genel olarak OKB’den bahsettiğimizde,
Daha sık rastlanan saplantı ve kompülsiyonlar bulunduğunu görürüz. Saplantı ve kompülsiyonlar birlikte ortaya
çıkabilecekken, Ayrı ayrı da gözlemlenebilir. Mesela, temizlik kompülsiyonunu yani zorlantısını
ele alalım. Bu kompülsiyon
Mikrop ve kirlilikle saplantılı olmanın sonucunda ortaya çıkar. Kişi, mikrop ve kirliliği kontrol edebilmek
için, Saatlerce banyoda kalıp, yıkanabilir ya
da temizlik yapabilir. Tekrarlamak, başka bir kompülsiyon örneğidir. Bir ismi, bir cümleyi arka arkaya söylemek
Ya da bir davranışı arka arkaya tekrar etmek olarak kendini gösterir. Bu kompülsiyon,
Tekrarlama yapılmadığı zaman kötü bir şey olacağı saplantısı sonucunda ortaya
çıkar. Bir odaya girerken,
Elektriği defalarca açıp kapamak, bu kompülsiyon için verilebilecek bir örnektir. Kontrol etmek ise yine başka bir kompülsiyondur. Kişilerin, kendilerini ve başkalarını
incitmekten korkma saplantıları, Bir şeyi defalarca kontrol etmelerine sebep
olur. Kapının kilitli olup olmadığını,
Ya da ocağın kapalı olup olmadığını defalarca kontrol etmek gibi. Her şeyi düzenlemek ve sıralamak
Ya da eşyaların simetrik oldukların emin olmak,
İse mükemmeliyet saplantısı ile alakalı bir kompülsiyondur.. Örneğin, kütüphanedeki kitapları renklerine
göre sıralamak… Saplantı haline gelen düzen,
Bu hastalıktan muzdarip kişilerdeki huzursuzluk ve kaygı seviyelerini azaltır. Son olarak, belki de çok daha sık olarak
rastlanan, Din, meditasyon ya da genel tabiriyle ruhsal
ritüellere örnek olarak verilebilecek, Dualar ya da tekrarlanan bazı cümleler,
İstenmeyen duygulardan kurtulma Ya da gelecekte gerçekleşebilecek korkutucu
bir olayı engelleme amacıyla, Bu endişelerin oluşturduğu saplantı ile
yapılır. Kişi, kötü bir düşünceye kapıldığında,
Bu ritüelleri yaparak, o düşüncenin önüne geçmeye çalışır. Kısacası, bu gibi saplantı ya da kompülsiyonlardan
birine sahip olan birinin, OKB’si olabilir. Bundan emin olmak için,
Bir profesyonel, Ruhsal Bozukluklar Tanılayıcı ve İstatistiki
El Kitabının, Beşinci baskısına başvurabilir. Öncelikle,
Bir şeyin saplantı olabilmesi için, Kaygı ve huzursuzluğa yol açan, tekrarlayan
ve istenmeyen düşüncelerden oluşması gerekir. İkinci olarak,
Hastanın bu düşünceleri bastırmayı veya görmezden gelmeyi denemiş olması gerekir. Bir şeyin kompülsiyon olabilmesi için de,
Sıralamak ya da kontrol etmek gibi tekrarlayan davranışların,
Ya da, dua etmek ve sürekli saymak gibi ruhsal ritüellerin,
Bir saplantıya tepki olarak gerçekleşiyor olması gerekir. İkinci olarak,
Kompülsiyonların, kaygı ve huzursuzluğu azaltmak için “aşırı şekilde” yapılıyor
olması gerekir. Bir kişiye OBK teşhisi konması için,
Bu saplantı ya da kompülsiyon çiftlerinden birine sahip olması gerekmez. Sadece saplantısı ya da kompülsiyonu da
olabilir! Peki, insanların bu saplantı ve kompülsiyonlara
sahip olmasına ya da OKB’li olmasına sebep olan şey nedir? OKB’nin aynı aileye mensup bireyler arasında
daha sık görüldüğünü biliyoruz, Bunun için OKB’nin sebebinin, çevresel
değil de, Biyolojik olduğunu düşünüyoruz. Buna rağmen, OKB’nin asıl sebebinin ne olduğu
ise ne yazık ki hala bilinmiyor. Genellikle çocukluk ve gençlik yıllarında
başlayan ve 20’li yaşlarda teşhis edilen OKB,
Bugün tüm dünyada milyonlarca insanı, Sadece Amerika’da 2 milyon kişiyi etkilerken, Kadınlarda ve erkeklerde görülme olasılığı ise hemen hemen aynı. Peki tedavisi var mı? OKB teşhis edildikten sonra,
Bir tedavi planlanır. Hastaya,
Psikoterapi, Özellikle de bilişsel davranış terapisi,
Ya da ilaç kullanımı, Hatta bazı örneklerde ikisi birlikte önerilebilir. Bilişsel davranış terapilerinden biri olan
maruziyet cevap terapisi ise, En çok kullanılan terapi türüdür. Bu terapide,
Hasta, zorlantı ya da endişe yaratacak durumlara maruz bırakılır. Bu maruziyet sonucu,
Hasta, kompülsiyonunu engelleyebilmeyi, Ya da saplantısından kaynaklanan kaygının,
Aslında ritüeller olmadan azaldığını öğrenir. Bu terapinin etkili olması için hastanın
prosedürlere sadık kalması çok önemlidir. Bazı hastalar, daha fazla kaygılanmamak
için bu terapiye katılmayı istemezler. Başka bir tedavi metodu olarak,
Hastalara ilaç verilebilir. Serotonin geri alım engelleyicilerin
İlacı kullanan hastaların yarısı üzerinde etkili oldukları görülmüştür. Tedaviye önemli ölçüde yardımcı olan
bu ilaçların, Ne yazık ki başka ilaç ya da psikoterapi
ile tedavi edilmesi gereken, başka yan etkileri vardır. Her şeye rağmen, bu metodlarla tedavi edilen
hastaların yaşam kalitesi artar, Ve iyi haber ise:
işlerine, okullarına hatta sosyal ilişkilerine, Kısacası,
Normal hayatlarına devam edebilirler.