If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Reel GSYİH'nın Fiyatlar Üzerindeki Etkisi

Yüksek kapasite kullanımının, toplam arz eğrisinin yukarı eğimli olduğunu teyit edecek şekilde fiyatları etkilemesi. Orijinal video Sal Khan tarafından hazırlanmıştır.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.

Video açıklaması

Arkadaşlar merhaba kısa dönemde toplam arz eğrisinin niçin yukarı doğru olduğunu tartışırken Fiyatı bağımsız bir değişken olarak ele almıştık. Bu videoda azıcık da olsa değinmek istediğim şey olaya öteki türlü de bakabileceğimiz gerçeğidir Yani, fiyatların reel GSYİH etkisiyle değiştiğini de düşünebiliriz Hatırlayalım. Bu bizim yukarı doğru eğimimizdi Olmasını istediğimiz şey buydu Kısa dönemde toplam arz Önceki videolarda demiştik ki, “Fiyat arttığı zaman reel GSYİH de artar Hatta belki doğal sınırlarının bile üstüne çıkar.” Buradaki de, aynısının uzun dönemdeki durumu Bunu biraz güzel çizelim Uzun dönemde toplam arz bu şekilde olur Uzun dönemde toplam arz fiyatların şu anki seviyesi bu şu an sadece önceki bilgilerimizi hatırlıyoruz. Fiyatların şu anki seviyesi böyle. GSYİH ile kesiştiği nokta burası Önceden şöyle diyorduk: “Herhangi bir etken yüzünden artan fiyatlar ekonomiyi doğal seviyesinin bile üstünde üretim yapmaya zorlayabilir.” Bu durumda da reel GSYİH’miz büyüyor böylece toplam arz eğrisi yukarı doğru oluyordu. Fiyat artışının buna nasıl sebep olabileceğini nedenleriyle tartışmıştık. Yanlış algılama teorisinden bahsetmiştik. Neydi? hatırlıyalım Ekonomideki münferit aktörler, yani firmalar fiyat artışlarını mikroekonomik bir olgu olarak algılayıp arz kanunu uyarınca daha yüksek gerçek kârlar elde ettiklerini zannedebilir. Durumun gerçekte bu olmadığını anlamaları biraz vakit alır. Elde ettikleri sadece nominal kârdır. Bunun yanı sıra, Yapışkan Maliyet, Yapışkan Ücretler Teorisinden de bahsetmiştik Onda da şunu demiştik: ekonominin bir bölümünde gerçek kâr artışı yaşanır çünkü kısa dönemde bazı oyuncuların maliyetleri gelirleriyle aynı oranda yükselmez. Onlar da aynı şekilde, doğal sınırlarının üzerinde üretime başlar Belki fabrikalarını ve çalışanlarını kapasitelerinin üstünde çalıştırırlar. Bu videodaysa, birçok ekonomi modeli için geçerli olan bir yaklaşımdan bahsedeceğim Reel GSYİH’nin fiyatların etkisiyle değiştiğini düşünmek zorunda değiliz Bunun tam tersini de düşünebiliriz. Eğer kapasite kullanımını çok çok yükseltecek, hatta %100’e ulaştıracak olursanız Gerçi bu kapasite kullanımını nasıl tanımladığınızla da alakalıdır Belki %100’ün üstüne bile çıkabilirsiniz Bu durumda, fiyatlar etkilenir. Ya da belki ikisi de birbirini etkiliyordur Şöyle bir yaklaşımda bulunabiliriz, Aslında bu, yukarı eğimli toplam arz eğrisinin başka bir açıklaması Şimdi, diyoruz ki, bu bizim doğal üretim düzeyimiz Eğer insanlardan, bundan daha fazla üretmelerini istersek, onlar da daha fazla ücret bekleyecektir. Şöyle düşünelim uzun dönemde, daha fazla ücret alsalar bile bunun bir faydasını göremezler Çünkü her şey pahalanmıştır. Daha fazla üretmelerine rağmen, birim ürün başına daha fazla kâr elde edemezler Aslında kısa dönemde, daha fazla kazanmaya başlamışlardır Daha doğrusu, öyle olduğunu zannederler Bu nedenle de seslerini çıkartmazlar Şu örnek üzerinden anlatmaya çalışayım Bu dikdörtgenin alanı bir firmanın, bir pazarın veya tüm bir ekonominin kapasitesi, diyelim Normal durumda, kapasite kullanımı belki şu civarlarda, mesela %85 seviyesinde olsun Şimdi, bu fabrika incik boncuk, araba, artık ne üretiyorsa Haftada 100 saat üretim yapabileceği halde doğal durumdayken haftada sadece 85 saat üretim yapıyor. Çünkü fabrikanın soğuması, bakım-onarımı, veya benzeri şeyler denetimi filan için bu 15 saate ihtiyacı var. Ama bir neden ortaya çıkıyor, mesela bir savaş patlıyor ve hükümet daha fazla üretim talep ediyor Daha fazla incik boncuk, veya daha çok sayıda tank üretilmesi gerekiyor yada yeni malzemelerin geliştirilmesi gerekiyor Hükümet diyor ki, “Üretimin sürdürülebilir olması için yapman gerekenlerin bir kısmını yapma. Onun yerine üretimi artır kapasitenin %90’ını, 95’ini, hatta belki %100’ünü üretime ver. Şimdi, öngörülebilir bir şey var. Tüm firmaların amacı, en yüksek kârı elde etmektir. İmkanları varsa, fiyatları arttırırlar Uzun vadede nominal bir arttırım da olabilir bu. İlla gerçek bir artış olmak zorunda değil Ama her halükarda, kısa vadede firmalar. bunu gerçek bir fiyat artış zanneder O yüzden “tamam,” derler, “üretimi arttırıyoruz.” Belki bunun kısa dönemli bir süreç olduğunu düşündükleri için, kapasiteyi arttırmak yerine, üretimi arttırırlar Derler ki, “Madem öyle, işçilerimin fazla mesai yapması lazım. Bunun karşılığında çok para isterim.” Hatta bunu sözleşmeye bir madde olarak bile ekleyebilirler “Daha çok para isterim, çünkü işçilerimin fazla mesai ücretlerini ödemem gerekiyor. Ayrıca normalde yapmam gereken bakım-onarım gibi işleri erteliyorum Hatta belki tam kapasiteyle çalışabilmek için birtakım yatırımlarımı öteliyorum.” Şu an yine yukarı eğimli bu eğriyi tarif ediyorum aslında. Ama başka bir açıdan “Fiyat, yanlış algılama ve yapışkan fiyatlar teorileri uyarınca reel GSYİH’yi arttırıyor,” demiyorum da ”Reel GSYİH’deki ve kapasite kullanımındaki artış, fiyatları etkiliyor,” diyorum. Aslında aynı şeye farklı açılardan yaklaşıyorum yani Hatta bunu, geçen videoda bahsettiğimiz bazı fikirlere de uygulayabiliriz Dönelim geçen videoya. Toplam arz - toplam talep modeline başvurmak zorunda değiliz ‘60’ların sonunda ABD de özellikle enflasyonun niye arttığını toplam arz – toplam talep kavramları olmadan da anlayabiliriz. Şunu bilmemiz yeterli: Johnson iktidarı başlarken, ekonomi zaten kapasite kullanımının üst sınırlarındaydı. İşsizlik oranı %4-%5 gibi düşük seviyelerde seyrediyordu. Yani iş gücü istihdamı %95-96 seviyelerindeydi Fabrikalar neredeyse tam kapasiteyle çalışıyordu. Derken, savaşa girdik. İç ekonomide istihdam edilebilecek gençler savaşa gittiler. Mermiye, gemiye, yakıta, her şeye ihtiyaç vardı. Tüm bunları üretmek için yerli kapasitenin neredeyse tamamını kullanmak gerekiyordu. Sonrasını tahmin etmek zor değil. İşte bu oldu. Firmalardan ve halktan, tüm ek kapasitelerini kullanmaları istenince onlar da doğal olarak daha yüksek maaşlar, daha yüksek fiyatlar talep etti. Yani bu enflasyon artışını öngörmek için buna ihtiyacımız yok. Ya da nasıl düşünebiliriz? Bu, kısa dönem arz eğrisindeki yukarı eğimi açıklamanın bir başka yolu. O da, burada olup bitenin başka bir açıklaması. Yani bu ikisi, birbiriyle çok çok yakından bağlantılı. Bir sonraki videoda tekrar görüşmek dileğiyle hoşça kalın