If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Burne-Jones'un "Kral Cophetua ve Yalvaran Hizmetçi" İsimli Tablosu

Edward Burne-Jones, Kral Cophetua ve Dilenci Hizmetçi, tuval üzerine yağlı boya, 1884 (Tate Britain, Londra) Konuşmacılar: Dr. Beth Harris ve Dr. Steven Zucker. Orijinal video Beth Harris ve Steven Zucker tarafından hazırlanmıştır.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.

Video açıklaması

Merhaba. Londra'da Tate Müzesi'ndeyiz ve Burne Jones'un 1884 yılında yapmış olduğu 'Kral Cophetua ve Hizmetçi' isimli tabloya bakmaktayız. Sanat tarihindeki eserler aklıma geldiğinde bu resmin alışılmıştan oldukça dikey olduğunu düşündüm. Ayrıca bakmakta olduğumuz eserin hemen yanında aynı sanatçıya ait 'Altın Merdiven' isimli bir tablo görüyoruz. O tablo da bunun gibi dikey sanırım sanatçı bu boyutu kendisi için uygun bulmuş. Dikey yapıdaki bir tuval, sanatçının kompozisyon açısından ilginç şeyler yapabilmesine olanak sağlamış. Gözlerimiz merdivenlerden yukarıya, erkeğin bedenine, erkeğin bakışlarından kadına oradan da yukarıdaki figürlere yönleniyor. Yukarıdaki figürlerden ise tekrar kadına dönüyoruz. Haydi şimdi resimdeki öyküye bir değinelim. Cophetua, Afrikalı bir kral. Kral Cophetua, bir hizmetçi olan bu çok güzel kadına rastlamadan önce hiç bir kadına ilgi göstermemiş. Şimdi ise bu güzel kadının ayaklarının dibinde oturuyor ve ondan çok etkilenmiş olduğu belli. Tacını başından çıkartmış kucağında tutuyor, ve kadına bakıyor. Kadın ise adamın bakışlarına karşılık vermiyor, bize doğru bakıyor. Konu oldukça ilginç. Aşkın gücünü ve aşkın sosyal tabaka ayrımı yapmayacağını gösteriyor. Resmin yapıldığı dönem ise 19. yüzyıl. Bu resim ortaçağ resim sanatına gönderme yapıyor. Oldukça sakin, dingin bir resim. Merdivenler de çok enteresan. Hiç bir yere varmıyor. Merdivenler bir anlamda taht oluşturuyorlar. Tuvalin dar olması sanatçının alanı oldukça yoğun şekilde kullanmasını zorunlu kılmış. Perspektif hatası yok ancak alıştığımız perspektifi de görmüyoruz. Ayrıca, biraz gizemli bir resim, bana Kuzey Rönesans döneminden resimleri anımsatıyor. Sanki bu an için hazırlanmış bir tiyatro sahnesi gibi. Resimde altının kullanımı oldukça yoğun. Yoğun altın kullanımı kadının giysileri ve yalınlığı ile tezat oluşturuyor. Kadının fakirliği ve mütevaziliği ile Kralın yaşamakta olduğu sarayın ihtişamı arasındaki kontrastı görüyoruz. Kadın yalınlığı ile, hiç bir süsü olmaksızın güzel ve adam için anlamlı olan da sanırım bu. Sanatçı için, gerçek ve saf güzelliği yansıtmak önemli. Gerçeğin, maddi dünyanın yanıltıcı görüntülerinin ötesinde olabileceğini vurguluyor. Burne Jones, maddi gücün tüm güzelliklerini de gözlerimizin önüne seriyor altınlar, mücevherler Lancak izleyici olarak gözümüz yine de kadının yalın güzelliğine kayıyor. Saf güzellik kazanıyor. Gerçeğin ve doğal güzelliğin göze güzel gözüken süslü ve yapay şeylerden daha önemli olduğunu hissediyoruz. Bu resimde Kral bizi yönlendiriyor. Maddi dünyanın yapay güzelliklerini değil, doğal güzelliği görüyor ve bizim bakışlarımız da Kral gibi doğal ve saf olana yönleniyor. Viktorya dönemine ait bu resim, gerçekte neyin önemli olduğuna dair ahlaki bir mesaj veriyor.