If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Eski Toplumlarda Kadınlar ve Aileler

Genel bakış

  • Genel olarak, Han dönemindeki Çin'de de Roma İmparatorluğu'nda da erkekler kadınlardan daha güçlüydü. Sosyal ve siyasi yapılanmada erkek egemenliği görülüyordu.
  • Birçok kadın, davranışlarını düzenlemek üzere tasarlanan katı yasaları izlemedi. Hayatlarını daha çok dini felsefeler, siyasi durum ve sosyoekonomik konumları belirliyordu.
MÖ 600 ve MS 600 yılları arasındaki klasik dönemde, birçok güçlü inanç sistemi daha karmaşık kurumlar; yani yasalar, uygulamalar ya da gelenekler hâline geldi. Bu kurumlar, aile ve evlilik gibi sosyal yapıları etkiledi, bunun da kadınların ve çocukların hayatlarında büyük etkisi oldu.
Bu dönemde, genel olarak erkeklerden daha az güçleri olsa da kadınların hayatları birbirinden oldukça farklılık gösteriyordu. Birincil ve ikincil kaynaklardan alınan bilgilere göre, farklı inanç sistemlerinden, aile ilişkilerinden, siyasi durumdan ve sosyal sınıflardan dolayı, kadınların özel ve genel hayatlarındaki özgürlük ve bağımsızlık seviyeleri farklılık gösteriyordu.

İnanç sistemleri

İnanç sistemleri, felsefeler ve dinler yalnızca düşünce dünyasında varlıklarını sürdürüyor gibi görünse de, aslında insanların günlük hayatları üzerinde oldukça etkilidirler. Zamanla kavramlar, insanların birbiriyle nasıl ilişki kuracağını, özellikle de kadınların erkeklere kıyasla nasıl yaşayacağını ve toplumun genel yaşayışını belirleyen kurumların bir parçası hâline gelir.
Örneğin, Çinli kadınlar Konfüçyüsçülük ve Taoizm'de çok farklı toplumsal rollere sahiptir. Yazılı kurallara göre Taoizm, kadınların dinde daha fazla role sahip olmalarına ve hayatlarına dair karar verebilmelerine izin veriyordu. Konfüçyüsçülüğün yazılı kuralları ise kadınların gücünü daha fazla kısıtlıyordu, ancak kadınların bu kurallara her zaman uyup uymadığı bilinmiyor. Her dini ya da ahlaki sistemde olduğu gibi, kurallar ve uygulanma biçimleri birbirinden farklılık gösterebilir.
Çinli düşünür Ban Zhao'nun portresi.
Çinli düşünür Ban Zhao. Resmin kaynağı: Wikimedia
Han Hanedanlığı'nda Konfüçyüsçülük ve Taoizm'in kadınlar hakkındaki görüşlerini ve felsefelerini karşılaştıran tablo.
Konfüçyüsçülüğün kadınlar hakkındaki görüşü: - Aileye saygı geleneklerinin öngördüğü şekilde, insanların büyüklerine ve soylarına, özellikle de erkek olanlara saygı duyması gerekirdi. - Kadına biçilen ideal rol, büyük bir haneyi çekip çevirmekti. Konfüçyüsçülükle şekillenen bu yaşamda, kadınların ev dışında resmi bir rolü yoktu.
Taoizm'in kadınlar hakkındaki görüşü: Kadınlar rahibe ve öğretmen olabilirdi. Taoculuk'un kitabı olan Tao Te Ching'de bereket, yumuşaklık ve itaat gibi kadınsı özellikler olumlu ve saygı duyulan unsurlar olarak görülmüştür.
Konfüçyüsçü felsefe: Hem Konfüçyüsçülük hem Taoizm'de Yin ve Yang, yani ikilik kavramı vardır. Kadınlar Yin'in parçası olarak görülür: boyun eğen, itaatkar, yumuşak vs. Erkekler ise Yang'ın parçası olarak görülür: agresif, güçlü vs.
Taoizm'in felsefesi: Taoizm'de, kadınların Yin'in parçası olarak yaptığı katkı Konfüçyüsçülüktekinden daha fazla değer görür: bu, doğanın bir parçasıdır. Taoizm'e göre boyun eğen ve yumuşak bir tavır, daha istenen sonuçların doğmasına sebep olabilir.
Genel anlamda, Taoizm, kadınlara Konfüçyüsçülüğün sunamadığı hangi imkanları sunmuştur?
Kadınların, Konfüçyüs kurallarına uygun sergilemeleri gereken davranışları ile gerçek davranışları arasında ne gibi farklar olabilir?

Aile ve evlilik

Birçok toplumda, kadınların başlıca rolleri annelik ve ev işleriyle ilgiliydi. Bu, birçok farklı yer ve dönemdeki kadınlar için geçerliyken, kadınların bu rolleri nasıl gerçekleştirdiği akrabalık ilişkilerine göre oldukça farklılık gösterebiliyordu. Akrabalık, ortak soy, kan bağı ve evlilik gibi aile ilişkilerini kapsayan geniş bir kavramdır.
Tek bir toplum içinde birbirinden farklı akrabalık ilişkileri olabilir. Han Hanedanlığı döneminde Çin'de kadının gücü, ailedeki erkekle nasıl bir ilişkisi olduğuna bağlı olarak değişiyordu. Buna Konfüçyüsçülükteki üç itaat ilkesi örnek gösterilebilir. Bu ilkeye göre, bir kadın ilk olarak evlenmeden önce babasına, evlendiğinde kocasına, kocası öldüğündeyse oğluna itaat etmelidir. Kadınlar, hayatları boyunca erkek akrabalarına bağlıydı ancak sahip oldukları güç, yaşlarına ve erkek akrabalarının üzerindeki etkilerine göre değişiyordu. Örneğin, nüfuzlu büyük oğulları olan kadınlar, daha genç bir erkeğin yeni gelinine göre ev işlerinde daha büyük kontrole sahipti.
Bu açıdan, Han Hanedanlığı, aileyi bir çekirdek birim olarak görüyordu. Erkekler, aile biriminin reisiydi ve evdeki kadınların ve çocukların üzerinde yasal güçleri vardı. Roma İmparatorluğu'nda da benzer şekilde, "pater familias" (Latince "aile babası"), aile biriminden yasal olarak sorumluydu.
İlginç bir şekilde, iki toplumda da kadınların bazı yasal güçleri vardı. Örneğin, Romalı kadınların mülkiyet hakkı vardı ve babalarından miras alabilirlerdi. Han Hanedanlığı döneminde Çin'de, kadınların vasiyetnamelerinde, yaşlı kadınların mülkiyete sahip olduğu, miras aldığı ve iş yaptığı görülüyor. Benzer şekilde, Roma İmparatorluğu'nda da, katı kurallara rağmen hem seçkin hem de normal kadınlar, özgürlüklerinde çok az bir kısıtlamayla mal-mülk alıp satıyordu. Bu, kadınların resmi rollerinin her zaman uygulanmadığını ve resmi olmayan bir güce sahip olduklarını gösteriyor.
Bu benzerliklerine rağmen bu iki toplum, birbirlerinden önemli ölçüde farklılık göstermekteydi. Örneğin, Han Hanedanlığı zamanında Çin'deki kadınlar kendilerine ayrılan özel alanlara sınırlanmışken, Roma'da evler bölünmüyordu. Romalı kadınlar, tiyatrolarda ve arenalarda arka sıralarda otururdu, ancak Han döneminde Çin'de yaşayan kadınlara göre kamusal alanda daha fazla rolleri vardı. Örneğin, Romalı kadınlar genellikle erkeklerle birlikte yemek yerdi ve hamamlara giderdi, ancak Çinli kadınlar bunları yapamazdı.
Han Hanedanlığı ve Roma İmparatorluğu'nda kadınların yasal statüsü, ekonomik gücü ve kamusal hayattaki rollerini karşılaştıran tablo.
Resmi yasal statü: Han Hanedanlığı: Kadınların hayatı resmi olarak erkek akrabalar tarafından kontrol edilirdi. Roma İmparatorluğu: Kadın ve çocuklardan pater familias, yani aile reisi (erkek) sorumluydu.
Ekonomik güç: Han Hanedanlığı: Bazı kadınların vasiyetnameleri ve işletmeleri vardı. Roma İmparatorluğu: Kadınlar babalarının ölümünden sonra miras alabilir ve mülk sahibi olabilirdi.
Kamusal hayattaki rol: Han Hanedanlığı: Kadınlar çoğunlukla sınırları olan, ayrılmış alanlara kısıtlanmıştı. Roma İmparatorluğu: Kadınlar akşam yemeği için dışarı çıkabilir ve hamamlara gidebilirdi.
Han döneminde Çin'de yaşayan kadınlar ve Romalı kadınlar arasında ekonomik güç anlamında ne gibi benzerlikleri vardı?
Çinli kadınların hayatları Roma İmparatorluğu'ndaki kadınların hayatlarından hangi anlamda farklıydı?

Sınıf ve toplumsal hiyerarşi

Kadınların hayatlarına dair birincil kaynakların çoğu zengin insanlardan geldiği için, araştırmacılar fakir ailelerin hayatlarıyla ilgili çok fazla bilgiye sahip değil. Ancak, seçkin tabakadan ve halk tabakasından olan kadınların arasında farklılık olduğunu anlayabiliyoruz. Han döneminde yaşayan Çinliler için, kalabalık bir aileyi idare edebilmek oldukça değerliydi. Ancak Konfüçyüsçü bu gaye, daha az insanın karnını doyurabilecek ekonomik kaynaklara sahip aileler için olanaksızdı. Daha az parası olan erkekler, kızlarını hizmetçi olarak satar ve değerli oğullarını evde tutardı.
Roma İmparatorluğu'nda, farklı sosyoekonomik sınıflardan olan kadınlar kıyafetlerinden ayırt edilebilirdi. Sosyoekonomik gücü daha fazla olan kadınlar "stola" denen uzun bir elbise ve "palla" denen geniş bir palto giyer, saçlarına toka takarlardı. Hayat kadınları "toga" denilen giysiyi giyerdi. Yüksek sosyoekonomik sınıftan bir kadın zinadan suçlu bulunursa, cezalardan biri toga giymekti. Roma İmparatorluğu'nun bu iki grup arasında yaptığı ayrım yalnızca ahlaki değildi; hayat kadınları ve daha düşük sosyoekonomik sınıftan kadınlar, yüksek sosyal statüsü olan bir kadından daha az hakka sahipti.
Han Hanedanlığı döneminde Çin'de yoksulluk içinde yaşayan bir kadının hayatı, aynı yer ve zamanda daha fazla ekonomik kaynağa sahip bir kadının hayatından ne anlamda farklı olabilir?

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.