If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

İlk Uygarlıklar (Medeniyetler)

Genel bakış

  • Uygarlık (medeniyet) terimi karmaşık toplumlarla ilgilidir ancak kesin tanımı tartışmaya açıktır.
  • Uygarlıkların ortaya çıkması, insanların tarım dışı işlerde uzmanlaşmasını ve bu sayede üretimin, ticaretin, nüfusun ve toplumsal tabakalaşmanın artmasını sağlayan bazı tarıma dayalı yerleşimlerin sürekli olarak fazladan yiyecek üretme becerisine bağlıydı.
  • İlk uygarlıklar coğrafyanın yoğun tarım faaliyetine elverişli olduğu konumlarda bulunuyordu.
  • Hükümetler ve devletler, hükümdarların daha büyük alanlar ve daha fazla kaynak üzerinde kontrol sağlamasıyla ortaya çıktı. Genellikle toplumsal hiyerarşileri korumak, daha büyük alanlar ve nüfus üzerinde iktidarı güçlendirmek için yazıyı ve dini kullanıyorlardı.
  • Yazı, yasaların yapılması, daha iyi yöntemler ile arşivcilik yapılması ve edebiyatın doğması için imkan sağladı. Bu da daha geniş nüfuslar arasında ortak kültürel faaliyetlerin yayılmasını teşvik etti.

Karmaşıklığın dereceleri

Günümüzde neredeyse her şehirde çok çeşitli yiyecekler sunan bir market bulunuyor. İnsanların farklı türden işlere sahip oldukları ve devletlerin var oldukları gerçeği bize her zaman var olmuş bir olgu gibi geliyor. Ancak, güvenilir yiyecek kaynakları, özelleşmiş işler ve devletler insanlık tarihinin büyük bir kısmında yoktu! Bunlar, birkaç bin yıl önce ilk uygarlıklarla başlayan tarihsel süreçlerin birer ürünüdür.
Uygarlık denince tarımda üretim fazlası yapabilen ve bu sebeple özelleşmiş iş gücünü, toplumsal hiyerarşiyi ve şehirlerin kurulmasını mümkün kılan karmaşık toplumlar kastedilir. Yazı, karmaşık din sistemleri, anıtsal mimari ve merkezileştirilmiş siyasi güç gibi gelişmeler de uygarlığın işaretleri olarak bilinir. Bu değişimleri gördüğümüzde durup şunu sormalıyız: "İnsanlar bu faaliyetleri yararlı oldukları için mi başlattı; yoksa zorunda mı bırakıldılar?" Tarihçiler uygarlıkların tabandan tepeye doğru bir gelişme mi, yoksa tepeden tabana doğru bir gelişme mi olduğuna karar vermeye çalışırken az önce sorduğumuz soruya cevap arıyorlar1. Uygarlıkların, büyük ihtimalle uygarlıklar her iki yönde de geliştiği üzerinde duruluyor2.
Bazı insanlar uygarlığın, kültürel ilerleyişin gelişmiş bir evresi olduğunu düşünür. Ancak, tarihçiler veya antropologlar uygarlık terimini kullandıklarında, bir toplumun birçok farklı ve birbirine bağlı bölümünün olduğunu kastediyorlar. Dolayısıyla, toplumsal düzenlemenin farklı çeşitlerini tamamen ayrı modeller olarak düşünmek yerine, bunları bir çeşitlilik yelpazesi bağlamında ele almak faydalı olacaktır. Bir yanda çok daha basit olan avcı-toplayıcı toplumlar; diğer yanda da yanda fazlasıyla karmaşık olan uygarlıklar var. Bunların arasında farklı tür ve seviyelerde toplumsal yapılar bulunuyor.
Toplumsal düzen şeması: Bu şema, örgütlenmiş toplumların en basit olanından (avcı-toplayıcı) başlayarak; pastoral/bahçeci topluma ve oradan en karmaşık olarak nitelendirilen uygarlığa uzanıyor.

İlk uygarlıklar

İlk uygarlıklar, taşkın ovaların zengin topraklar içerdiği ve akarsuların da bitkiler için sulama ve ulaşıma yardımcı olduğu geniş akarsu vadilerinde ortaya çıktı. Başlangıç uygarlıkları, dışarıdan gelen bir etki olmadan ve daha önceki bir uygarlığın gelişmelerinden yararlanmadan şehirleşmişler ve karmaşık yapılar kurmuşlardır- ancak tabi ki bunların hepsi aynı anda olmamıştır. Bundan sonra gelen pek çok uygarlık ya daha önceki unsurları ödünç almış, ya bunların üzerine bir şeyler koyarak kendi uygarlığını kurmuş ya da diğer uygarlıkları -fetih yoluyla- kendi bünyesine katmıştır. Başlangıç uygarlıkları bağımsız olarak ortaya çıktığı için, uygarlığın ilk olarak nasıl ortaya çıktığını anlamak isteyen tarihçiler ve arkeologlar için çok faydalı araştırma konularıdır.
Orta Doğu'da, Afrika'da Sahra Çölü'nün güneyindeki bölgede, Çin'de, Peru'da, Meksika'da ve Kuzey Amerika'da tarımın bağımsız gelişebileceği muhtemel alanları yeşil ile belirten gri harita. Dünyadaki muhtemel yayılma rotaları mavi ile çizilmiştir.
Tarımın bağımsız gelişebileceği muhtemel alanları yeşil ile belirten ve muhtemel yayılma rotalarını gösteren harita. Bu bölgeler ile ilk uygarlıkların konumları birbiriyle büyük oranda örtüşüyor olsa da—Hindistan'ın kuzeybatısındaki İndus Vadisi gibi—bazı bölgelerde tarımın, tarım uygulamalarının bölgeye yayılmasının ardından geliştiği görülmektedir. Görsel Wikimedia Commons'tan alınmıştır.
İlk uygarlıkların yükselişini yalnızca coğrafya açıklayamaz. Tarım, daha ilk uygarlıklar ortaya çıkmadan da, binlerce yıldır yapılıyordu. Ayrıca tarımsal fazlalıkların bir uygarlık için gerekli olduğunu, ancak fazlalıkların olmasının bir uygarlığın gelişeceğinin garantisini vermediğini de unutmamak gerekir.3 Uygarlıklar büyüdükçe, varlıklarını sürdürebilmek için zamanla daha fazla tarım yapmaya ihtiyaç duyuyorlardı.4

Uygarlıkların ortak noktaları nelerdir?

Şehirler tüm ilk uygarlıkların merkezinde yer almıştır. Etraftaki insanlar yaşamak, çalışmak ve ticaret yapmak için şehirlere gelirdi. Bu da, birbirini tanımayan geniş topluluklardaki bireylerin birlikte yaşayıp, birbirleriyle etkileşim kurdukları anlamına geliyordu. Böylece, devlet, din ve dil gibi ortak kurumlar birlik anlayışı oluşturulmasına yardımcı oldular. Ayrıca bunlar, bürokratlar, rahipler ve yazmanlar gibi daha belirli rollerin ortaya çıkmasına da sebep oldu.
Şehirler, daha önce küçük ve ayrı topluluklarda bulunan siyasi, dini ve sosyal kurumların bir araya geldiği yerlerdi. Bu sebeple şehirler, devletlerin gelişimine katkıda bulunmuştur. 5 Devlet, tek bir siyasi yapı altında yaşayan, düzenli bir topluluktur. Örneğin günümüzdeki herhangi bir ülke, bu bağlamda bir devlet olarak kabul edilir. Birçok uygarlık ya bir devletin yanında büyümüştür ya da birtakım devletler içermiştir. Devletlerin sağladığı siyasi yapılar, uygarlıkların yükselmesinde önemli bir rol oynamıştır, çünkü büyük miktarda kaynak ve iş gücünün harekete geçirilmesini mümkün kılmışlardır. Aynı zamanda daha büyük toplulukları ortak bir siyasi sistem altında bağlayarak bir araya getirmişlerdir.
İlkel uygarlıklar genellikle varoluşun anlamıyla ilgilenen inanç ve davranış sistemi olan din sayesinde birleşiyordu. Daha fazla insan aynı inançları ve uygulamaları paylaştıkça, birbirini tanımayan insanlar ortak bir zemin bulup, ortak bir güven ve saygı geliştirdiler.
Siyasetin ve dinin güçlü bir şekilde bağlantılı olması sık görülen bir durumdu. Bazı durumlarda, siyasi liderler aynı zamanda dini liderler gibi davranırdı. Bazı durumlarda ise dini liderler siyasi liderlerden farklıydı, fakat yine de siyasi liderlerin güçlerini meşrulaştırmak ve desteklemek için çalıştıkları görülürdü. Örneğin Antik Mısır'da, daha sonra firavun denmeye başlanan krallar, tanrıların temsilcileri hatta insan olarak vücut bulmuş halleri olduklarıni iddia ederek ilahi krallık uygulamışlardır.
Toplumun hem siyasi hem dini olarak düzenlenmesi, bireyler ve farklı grupların statüsündeki belirgin ayrımlar olan toplumsal hiyerarşilerin oluşmasına ve sağlamlaşmasına sebep olmuştur. Siyasi liderler, savaş gibi bütün toplumları etkileyen kararlar verebilirdi. Dini liderler ise, bir toplum ve bu toplumların tanrıları arasında iletişim kurabildikleri için özel bir statüye sahipti.
Bu liderlerin yanı sıra, mal ve hizmet sağlayan esnaflar ile bu malların ticaretini yapan tüccarlar da vardı. Ayrıca daha az özelleşmiş işler yapan, daha alt işçi sınıfları ve bazı durumlarda ise köleler vardı. Bütün bu sınıflar bir şehrin çoklu yapısına ve ekonomik üretimine katkıda bulunmuştur.
Yazı birçok ilk uygarlıkla birlikte kayıtları tutmanın ve karmaşık kurumları daha iyi yönetmenin bir yolu olarak ortaya çıktı. Mezopotamya'da çivi yazıları ilk önce ekonomik değişimi takip etmek için kullanıldı. Eski Çin'deki kehanet kemikleri yazıları, geleceği öngörme çabalarıyla ilgiliydi ve manevi çağrışımlar yapıyor olabilirdi. Kayıtları tutmak ve hesaplamalar yapmak için kullanılan Quipu -birbirine düğümlenmiş ve hesap yapmada ya da kayıt tutmada kullanılan ipler- Güney Amerika'da ortaya çıktı. Yazının geliştiği her yerde, biçim ve amaçlarına bakılmaksızın, okur-yazarlık veya okuma ve yazma becerisi yazarlar ve rahipler gibi yüksek eğitimli elitlerin küçük grupları ile sınırlıydı.
Siyah beyaz bir quipu çizimi. 15 tane dikey ip parçası tek bir yatay halata bağlı. Her bir ip, uzunluğu boyunca yerleştirilmiş bir ya da daha fazla düğüme sahiptir.
Yazı mıydı? Quipu, hesap yapmak ve kayıt tutmak için kullanılabilecek düğümlenmiş iplerden oluşan bir sistemdi. Quipu kullanımının kanıtı, son birkaç bin yılda birçok And medeniyeti kültürlerinde bulunmuştur. Görsel: Wikimedia Commons.
Yazı ayrıca kanunları ve düzeni sürdürebilmek için yeni yöntemler de sundu. İlk kanunlar, veya yazılı kanun koleksiyonları, Sümerlere ait olan ve MÖ 2100 ile 2050 arası yazılmış Ur-Nammu Kanunları ile Babillere ait olan ve MÖ 1760 civarında yazılmış Hammurabi Kanunları'dır.
Siyah bir taş levha üzerine yazılmış olan Hammurabi Kanunları'nın üst kısmı yuvarlak ve altı kısmı ise dikdörtgen şeklindedir. Levhanın yuvarlak kısmında, yüzeyin yaklaşık çeyreğini kaplayan, biri tahtta oturan ve özenle hazırlanmış bir elbise giyen, diğeri ise kollarını bağlamış, ayakta duran iki kişinin kabartma heykeli vardır. Levhanın alt kısmında ise, çivi yazısıyla yazılmış kanunlar var.
Bazalt dikilitaş üzerine yazılmış Hammurabi Kanunları. Eğer yakından bakarsanız ortadaki çivi yazısını çözebilirsiniz. Görsel: Wikimedia Commons.
Daha fazla bilgiyi yazabilme yönünde gerçekleşen değişim, özellikle çoğu insan okuma yazma bilmediği için önemli bir gelişme gibi görünmeyebilir. Ancak, tutarlı ve ortak kayıtlara, kanunlara ve edebiyata sahip olmak gittikçe artan büyük gruplar arasındaki bağların güçlenmesine yardımcı olmuştur.6
Birçok uygarlığın göze çarpan bir diğer özelliği ise anıtsal mimaridir. Bu mimari türü çoğunlukla siyasi nedenler, dini amaçlar veya kamu yararı için uygulanmıştır. Örneğin, Mısır piramitleri ölen hükümdarlar için yapılmış anıtlardı. Mezopotamya zigguratları ve ilk Amerikan toplumlarının piramitleri ise mabet tapınaklarıydı. Savunma duvarları ve kanalizasyon sistemleri sırasıyla savunma ve temizlik sağlardı.7 Tarım öncesi toplumlardan kalan anıtsal mimariye dair birkaç örnek mevcut olmasına rağmen, uygarlıkla birlikte gelen daha büyük düzenlenme biçimleri ve kaynaklar büyük yapılar inşa etmeyi çok daha kolaylaştırdı.
İlk uygarlıkların pek çok ortak özelliği vardı. Birçok uygarlık, şehirleri destekleyebilmek için yeterli yiyecek sağlayan tarım topluluklarından gelişti. Şehirler cinsiyete, zenginliğe ve iş bölümüne dayalı toplumsal hiyerarşileri güçlendirdi. Bazı şehirler yalnızca vergiler sayesinde ayakta kalan güçlü devletler ve ordular geliştirdi.
Uygarlık birçok nedenden dolayı zor bir kavramdır. Öncelikle, araştırmacılar uygarlığı oluşturan koşulların neler olduğu konusunda hemfikir olmadığı için, neyin uygarlık olarak sayılacağını belirlemek zor olabilir. Örneğin, Batı Afrika'daki Nijer Vadisi'nde yaşayan insanlar tarımsal fazlalık üretebilmiş, kentleşmeye ulaşmış ve iş bölümünde özelleşme göstermişlerdir; ancak güçlü toplumsal hiyerarşiler veya siyasi yapılar kurmamışlardır ya da yazılı dil geliştirmemişlerdir. Bu nedenle araştırmacılar bu toplumu uygarlık olarak sınıflandırıp sınıflandırmama konusunda ortak bir fikre varamamışlardır. Ayrıca, geniş kültürel alışveriş ve teknolojinin yayılması nedeniyle, bir uygarlığın nerede sona erdiğini ve başka bir uygarlığın nerede başladığını kesin çizgilerle belirlemek zor olabilir.
Mohenjo-daro'nun Büyük Hamamı: Ortada Milattan Önce 3. yüzyıla ait tuğla kalıntıları, tuğla hatlı, geniş dikdörgen alana doğru her iki yandan alçalan basamaklar. Tahta kazıklar ve teller alanı çevreleyerek günümüzde turtistlerin girşini engellemektedir.
Mohenjo-daro'nun çıkarılan kalıntıları, ön planda Büyük Hamam ve arkada Budist Tapınağı Stupa görülmektedir. Görsel Wikipedia'dan alınmıştır.

Ne düşünüyorsunuz?

  • Karmaşık bir toplum ne zaman bir uygarlık haline gelir?
  • Bir uygarlığı oluşturmak ve sürdürmek için en önemli faktörler nelerdi?
  • Toplumsal hiyerarşilerin uygarlık için gerekli olduğunu düşünüyor musunuz?
  • Devlet düzeyindeki siyasi yapılar uygarlık için gerekli midir yoksa ortak bir kültüre sahip bağımsız şehirler uygarlık olabilir mi?

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.