Ana içerik
Konu: Avrupa 1300-1800 > Ünite 5
Ders 5: Cranach ve Altdorfer- Rönesans’tan Siyahi Bir Aziz: Yaşlı Lucas Cranach’ın “Aziz Maurice” Adlı Eseri
- Cranach'ın "Kanun ve İncil" İsimli Tablosu
- Lucas Cranach'ın ''Holofernes'in Kafası ile Judith'' İsimli Tablosu
- Albrecht Altdorfer'in "İssos Savaşı" İsimli Tablosu
© 2024 Khan AcademyKullanım ŞartlarıGizlilik PolitikasıÇerez Politikası
Cranach'ın "Kanun ve İncil" İsimli Tablosu
Dr. Bonnie Noble tarafından hazırlanmıştır.
Cennet'e nasıl gidilir?
Cennete nasıl gidilir? İyi işler yaparak mı? Bu konuda kendi erdemlerinize güvenebilir misiniz? Yoksa arkanıza yaslanıp her şeyi Tanrı'ya mı emanet edersiniz? Bütün bu sorular 16. yüzyılda uluslararası ihtilaflara, yağmacılığa, vandalizme ve cinayetlere yol açmıştır. Bu şiddet ve kargaşa ortamında en çok zarar gören şeylerden biri dini eserler olmuştur. Put kırıcılar (resimleri/portreleri yıkan insanlar) kiliseleri kasıp kavurmuş, ellerine geçen bütün sanat eserlerini yok etmiştir. Peki cennet nasıl bu kadar ihtilaflı bir konu haline gelmiştir?
Luther Reformu'nun en etkileyici görseli
Bu sorular, Büyük Lucas Cranach tarafından 1529 yılında yapılan Kanun ve İncil adlı şaşırtıcı türden bir tablo ile yanıtlanmaktadır. Kanun ve İncil, Luther Reformu'nun en etkili görsel eseridir. Reform, esasında Martin Luther tarafından 1517 yılında gerçekleştirilen, amacı Katolik Kilisesi'ni reforma tâbi tutmak olan bir girişimdi ancak bu reform girişimi, insanların Luther ortaya çıkana kadar Avrupa'nın batısındaki tek kilise otoritesi olan Katolik Kilisesi'nin gücünü ve uygulamalarını sorgulamaları üzerine, zamanla bir isyana dönüştü.
Sanatın rolü
Katolikler ve Luther'in takipçileri arasındaki belirgin bir fark, cennete nasıl gidildiği ve sanatın bu konuda, eğer mümkünse nasıl bir rol oynayabileceği konularında yaşadıkları fikir ayrılıklarıdır. Katolik Kilisesi'ne göre inananlar, kiliselere bağış yaparak ve kiliselerin süsleme masraflarını karşılayarak sevap işleyip, kurtuluşu garantileyebilirlerdi. Luther ise kurtuluşa ulaşmanın, Tanrı'nın kendi takdirinde olduğu ve inananların tek yapmaları gerekenin, imanlı olup kalplerini açmaları olduğu konusunda ısrar etti. Katolik öğretisinden zamanla uzaklaşan insanlar; kilisenin sermaye, sanat ve güç bakımından güçlenme yöntemlerinin farkına vardı ve bu durumdan hoşnutsuz kalmaya başladılar. Reform imkansızlaşınca ve isyan tek çare olarak kalınca hayal kırıklığına uğramış olan ve öfkelenen inananlar, öfkelerini basit ve güçlü hedefler olan sanat eserleri üzerinden atmaya karar verdiler.
Diğer reformistler de Luther'i örnek aldılar ve Katolik Kilisesi'ne karşı isyanlar düzenlediler. Bazı reformistler, dini esas alan sanata tümüyle karşı çıkıp sanatı yasaklamışlardı. Fakat Luther, bu konuda daha hassas davranmayı tercih etmişti ve dini esas alan bazı sanat eserlerinin, insanlara doğruyu öğrettikleri sürece kabul edilebilir olduklarına kanaat getirmişti. Kanun ve İncil de bu türden bir eserdi.
Luther'in fikirlerinin görsel formu
Martin Luther'in danışmanlığıyla Büyük Lucas Cranach, Kanun ve İncil eserini yarattı. Cranach'ın tüm Lüteriyen çizimleri, aynı zamanda diğer sanatçıları da etkileyen bu resimsel tür üzerine gerçekleştirilmiştir. Kanun ve İncil, temel olarak Cennet'e Tanrı'ya iman ederek gidilebileceği fikri dahil olmak üzere, Luther'in fikirlerini görsel formda karşıdaki kişi ve kişilere aktarmaktadır. Luther, maddiyat aracılığıyla elde edilen sevapların, kişinin Cennet'e gitmesini sağlayabileceğini iddia eden Katolik düşünce yapısını hakir görmekteydi ve reddetmekteydi.
Kanun ve İncil'de, bir ağacın iki farklı tarafında bulunan iki çıplak adam figürüne rastlanmaktadır. Bunlardan sağdaki "İncil"i, soldaki ise "Kanun"u temsil etmektedir. Sağ taraf yeşil ve canlı durmakta iken, sol taraf kurak ve cansız durmaktadır. Alt kısımda ise İncil'den 6 alıntı yer almaktadır.
Sağ Taraf ("İncil")
Sağda bulunan "İncil" tarafında Baptist John, çıplak adamlardan birini hem türbenin önünde duran Hz. İsa'ya, hem de türbenin üzerinde duran Hz. İsa'ya yönlendiriyor. Türbenin üzerinde duran Hz. İsa, Diriliş'i temsil etmesi dolayısıyla mutlak galip bir güç imajı çizmektedir. Çıplak figür, nafile bir şekilde kuralları ("Kanun'u") takip etmeyi ya da mahşer gününde maddiyat bazlı sevaplarıyla hatırlanmayı ummamaktadır. Aksine, pasif bir şekilde olduğu yerde durmaktadır ve ruhunu, Tanrı'nın affedici kudretine teslim etmektedir.
Sol Taraf ("Kanun")
Sol ön planda bir iskelet ve bir şeytan, çok korkmuş çıplak bir adamı cehenneme doğru sürüklemektedir. O esnada Hz. Musa, "Kanun"u temsil ettiği düşünülebilecek bazı tabletleri işaret etmektedir. Sol taraftaki motiflerin inananlara aşılamaya çalıştıkları asıl fikir, incil olmadan, sadece kanun ile cennete gitmenin mümkün olmadığıdır.
Hz. Adem ve Hz. Havva meyveyi yiyip günah işlerken, Hz. İsa onları yargılar bir biçimde izliyor. Hz. Musa ise yaşananları, doygun turuncu renkte bir kaftan ve beyaz tabletleriyle birlikte olan biteni ortalardaki gözlem noktasından takip ediyor. Arkasındaki koyu yeşil ağaç; kanunun, ölümün ve kahroluşun alakadarlığını yahut bir araya gelişini yansıtmaktadır.
Beraber ele alındığında, çıplak adamın canlandırması gibi, bu motifler kurtuluş yolunda yanlış yapıldığında; kanunun kaçınılmaksızın cehenneme yönlendirdiğini canlandırıyor.
Tanrı hüküm verendir ve merhamet gösterendir
Kanun ve İncil, Tanrı'nın oynadığı iki role odaklanmaktadır. Bu iki rol, yargılamak ve merhamet göstermektir. Tanrı, insanın günahlarını yargılamakta ve kınamaktadır. Fakat, bir diğer yandan, onlara erişmeyi başaramadıkları kurtuluşa erişebilmeleri adına merhamet ve af da göstermektedir. Reformasyon dönemi aydınlarından Bernhard Lohse, bu durumu şöyle açıklamıştır:
"Tanrı'nın sözü insanlara ulaşırken, onlara kanun ve incil olacak şekilde inmektedir. Eski Ahit'te Kanun'dan ziyade İncil'in ve Yeni Ahit'te İncil'den ziyade Kanun'un baskın olduğu argümanları doğrudur. Luther'in Kanun ve İncil arasında yaptığı ayrım, İncil'deki ifadelerin İncil nizamının iki parçası arasında bölünmüş vaziyette olması durumundan başka bir önemli şeye daha atıfta bulunmuştu. Atıfta bulunulan bu şey, Tanrı'nın elbet hem yargılayan hem de affeden güç olduğudur." [1]
Luther'in Kanun hakkındaki fikri karmaşıktır ve kendisinin İncil hakkındaki fikirleri ile bir o kadar karmaşık bir ilişkiye sahiptir. Kanun her ne kadar tek başına kurtuluşa erilmesi için yeterli olmasa da, inananların günahlarının farkına varmalarını sağladığı ve onlara kurtuluşa ermeleri gerektiğini fark ettirdiği için zaruridir. Kanun, kurtuluşa erilmesini lütufa zemin hazırlayarak gerçekleştirmektedir.
Kanun ve İncil her ne kadar hem Eski Ahit'te hem de Yeni Ahit'te geçen vakaları içerse de, Hristiyanlık ve Yahudilik ile herhangi bir basit şekilde tezat değildir. Eğer ki Kanun ve İncil sadece Eski Ahit ve Yeni Ahit yahut Musevizm ve Hristiyanlık arasındaki ayrımlara odaklanıyor olsaydı, sanat tarihi açısından ya da dinî açıdan yeni veya Lüteriyen bir girişim olmazdı. Kanun ve İncil; sözü edilen bu fikirlerin yerine hem insanın, hem de doğaüstü gücün etkileşimleri dolayısıyla ortaya çıktığına inanılan insanlık ve Tanrı arasındaki ilişkiye odaklanmaktadır. Kanun ve İncil, İncil'deki vakaları Tanrı ve insanlık arasındaki çift taraflı ilişkileri bakımından yorumlar.
Kanun ve İncil, Cranach'ın Luther'in kurtuluşa erme anlayışının bir görsel çevirisi olması bakımından Lüteriyen bir eserdir. Bu tablo; kanun veya nizamın, sevapların, imanın ve lütufun, Tanrı ve insan arasındaki ilişkideki yansımalarını belirtir niteliktedir.
Not: Kanun ve İncil, aynı zamanda sıklıkla Kanun ve Lütuf olarak da bilinmektedir ve bu adlandırma, tablonun Prag'daki bir versiyonundan türemiştir. "Gesecz" (Kanun) ve "Gnad" (Lütuf) görünür olacak şekilde boyanmıştır.
Not
[1] Bernard Lohse, Martin Luther: Hayatına ve İşine Giriş, Fortress Press, 1986.
Ek kaynaklar
Metnin yazarı: Dr. Bonnie Noble
Tartışmaya katılmak ister misiniz?
Henüz gönderi yok.