If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Bankacılık 1: Giriş

Bankalar nasıl kar ederler, toplum açısından bakıldığında katma değerleri nedir? Orijinal video Sal Khan tarafından hazırlanmıştır.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.

Video açıklaması

Bu videoda, bildiğimiz klasik bankaların, yani aslında bankacılık sisteminin nasıl çalıştığı üzerinde duracağız. Diyelim ki ben bir iş adamıyım, girişimciyim ve gözüme takılan bir problem var, o da şu: Değişik mesleklerden pek çok çalışkan insan tanıyorum, çiftçiler, demirciler, doktorlar,öğretmenler, inşaat ustaları müzisyenler falan filan... Şimdi bu insanlar çalışıyorlar, birbirlerine mal veya hizmet satıyorlar, ve elde ettikleri kazancın bir kısmını biriktiriyorlar yani bir birikimleri var, ve bu birikimlerini de küp içine koyup evlerinin arka bahçesine gömüyorlar. Para biriktiriyorlar, ve biriktirdikleri para öylece duruyor. Şunu da belirteyim,diyelim ki çok eski bir zamanlarda yaşıyoruz, çok eski zamanlarda yaşıyoruz ve çok da güzel bir kasabamız var, yemyeşil. Kasabamızdaki meslek sahibi bu kişiler, başka kişilere mal sattılar, veya bir hizmet sundular. Mal veya hizmet alan kişiler de karşılığında bu insanlara para verdi. Aslında düşünürseniz, zaten para da size gelecekte mal veya hizmet satın alma hakkı veren bir araç. Buradaki insanlar da para almaktan çok mutlu oldular, para faydalı birşey sonuçta değil mi? paralarını aldılar ve yastıklarının altına sakladılar. Ve burada bir birikim havuzu oluştu. Ve diyelim ki bu tarafta da iş adamları, girişimciler var, ve bu girişimcilerin hayata geçirmek istedikleri çok iyi projeleri, çok iyi fikirleri var. Projelerini, yapmak istedikleri yatırımları da buraya çizelim. Buradaki girişimcilerden bir tanesinin aklına çok iyi bir fikir geliyor. Diyor ki, bu işe yatırabileceğim bir param yok, bir varlığım yok, ama çok iyi bir fikrim var. Bir grup işçi tutsam, tarlalara bir su kanalı açtırsam, böylece yıl boyunca daha çok mahsul alabiliriz ve daha çok ürün alacağımız için zenginleşiriz diyor. mail that stuns a caution that she'll jam and any Normal Angeles Park east and west “Bu gerçek anlamda refahın artmasını sağlayacak bir hizmet.” Ama bu su kanalını açacak kişileri nasıl işe alacağım? Sorun burada Yanımda çalışacak kişilere, onlara iş bittikten sonra ödeme yapacağımı, veya buna benzer birşeyler söyleyebilirim, ama gerçek hayatta işler böyle yürümüyor. Hiç kimse, karşılığında bir şey alacağından emin olmadan çalışmak istemez. Şimdi burada ilginç bir problem var. Burada bir grup insan var, bunlar mal veya hizmet satmışlar, müşterileri de onlara karşılığında para ödemiş. yani banknot ödemiş olabilirler, ya da altınla ödemiş olabilirler. Biz bu örnekte sattıkları mal veya hizmetin karşılığını altın ile almış olduklarını düşünelim, çünkü çok eski zamandan bahsediyoruz. Ha bu arada durup, altınla ilgili de birkaç şey söylesem güzel olur. Altının çok özel bir şey olduğu, zenginliğin simgelediği düşünülür. Kağıt para ise değersiz addedilir. Ama bu bence kesinlikle doğru değil. Altınla ilgili özel olan bir şey yok, sadece göze hoş gözükür o kadar. Bana sorarsanız yararlı olmasını sağlayan şey sadece güzel gözükmesi aslında. Ha tabi iletkenlik kısmı da var ama endüstride falan da kullanılıyor ama şimdi çok eski zamanlardayız, daha diğer kullanım alanları yani bu iletkenliği keşfedilmemiş. Bir de altının sahtesi yapılamıyor, bu da önemli. Kağıt para ise göze tabi altın kadar hoş gözükmüyor olabilir, ama banknotların da başka avantajları var. Daha hafifler değil mi? ve günümüzde kullandığımız banknotların sahtesinin yapılması da pek o kadar da kolay değil. Evet neyse, insanların niçin altının kağıt paradan daha iyi olduğuna inandıklarını asla anlayamayacağım. İleriki videolarımızda enflasyon ve deflasyon konularına da değineceğiz.Üretilebilen altın miktarında kısıtlamalar olabilir ama, kağıt paranın nispeten daha kolay basılmasından mesela bahsedeceğiz. Günümüz dünyasında, neyse buradaki birikimler kağıt para şeklinde, banknot şeklinde. Ama diyelim ki biz ilkel bir dönemden bahsediyoruz, ve alış veriş aracı olarak altın kullanılıyor . Yani bir grup insan çeşitli mal ve hizmetleri sağlıyorlar ve karşılığında da bu küçük altın paraları alıyorlar. Bu altın paralar aslında toplumun mutabakatını yansıtıyor, eğer sizde bu altın paralardan bir tane varsa,bu parayı birisine verip size mal satmasını veya hizmet sunmasını sağlayabilirsiniz. neyse... Tabi bu arada istediğiniz mal veya hizmet için kaç tane altın para vermeniz gerekecek onu bilmiyoruz. Diğer videolarımızda arz, talep, fiyat oluşumu konularına zaten değinmiştik. Neyse biz tekrar kasabamıza dönelim.Buradaki girişimcimiz hala kıvranıyor, Bütün derdi bu su kanallarını nasıl kasabaya getiririm? nasıl işçi bulurum diyor. Bu kanallarını kazacak insanlar olması lazım değil mi? onları ikna etmesi gerekiyor.Bunu nasıl becerebilirim diye düşünüyor. Eğer şu altın paralardan bende de olsaydı, bu parayı verip sulama kanalını kazdırdım, sonra da suyu kullanacak kişilerden hizmetim için para isterdim ve kar elde ederdim diyor. Acaba buradaki kişilerden borç alabilir miyim ? Derdi bu... Çünkü buradaki kişilerde bu altın paralardan var. Eğer bu kişilerden biraz altın alabilirsem yeni projemde çalışacak kişilere ödeme yapabilirim, verimlilik artışı sağlayarak zenginleşebilirim. Ve bu projeden kazanacağım karın bir kısmını bana borç vermiş olan bu kişilerle paylaşabilirim, diyelim ki faiz ödemesi yapabilirim onlara. Ama tabi burada para biriktirmiş olan kişilerin, böyle bir projeyi değerlendirip karar vermeleri çok güç Ve bazı projeler o kadar büyük olabilir ki, gereken yatırım tutarı sadece 1 kişinin değil 1000 kişinin tasarruflarının toplamı olabilir. Buradaki kişiler için hangi girişimcinin iyi bir projesi olduğunu bilmek çok zor. Ve buradaki kişiler için de kimin birikimi var? Kimin tasarrufu var? O nu bilmek çok zor. Ve açıkçası tabi , eğer para biriktirdiysem ve bir de bunu evin bahçesine gömdüysem veya yatağın, yastığın altına sakladıysam kimsenin duymasını istemem. Değil mi? Neden evime hırsız çekeyim? Şimdi gelelim bu videonun en başında bahsettiğim girişimciye , bu girişimcinin gözüne takılan problem tam da şu an anlattığım durum. Bu girişimci bu problemi çözebilmek üzere birşeyler yapabileceğine inanıyor, ve kuracağı iş modeline de BANKA diyor. Peki kurulacak bu banka neler yapacak? Hatta en başından başlayalım, banka nasıl kurulacak? Bankayı kuracak olan girişimci ben olayım Diyelim ben buradaki girişimcilerden bir tanesiyim ve biraz birikimim de var. Tabi diğer girişimcilerle beni karıştırmayın diye kendimi buraya ayrıca çizeyim. Diyelim ki 1 milyon adet altın param var. Veya 1 milyon TL'm var. Türk Lirası var diyelim. Bilançomu da çizeyim, görüyorsunuz bilançolar ilkel toplumlarda bile işe yarıyor. Bilançom bu.Buraya 1 milyon TL'yi yazdım. İsterseniz o zamanlar 1 altın sikke 1 TL ediyormuş diye de düşünebilirsiniz. Şimdi bu paramla öncelikle sağlam, taştan, kocaman bir bina yaptırıyorum. Aslında büyük bir para kasası gibi gözüküyor, değil mi? Çok şık, havalı, ve aynı zamanda sağlam, kasa gibi bir bina yaptırıyorum. Binayı da çizdim.Şimdi binanın ön tarafına da şöyle sütunlar da koydurayım, eski Yunan veya Roma tapınaklarına benzesin. Binayı da çizdim.Şimdi binanın ön tarafına da şöyle sütunlar da koydurayım, Tabi bu görsellikler tesadüfi değil, insanların buraya paralarını yatırırken kendilerini güvende hissetmelerini istiyorum, yani buranın, parayı korumak için kasa gibi sağlam bir yer olduğu imajını vermek istiyorum. Ve sonra da diyorum ki, burada kocaman güvenli bir bina var. Paranızı bahçeye gömmek veya yatağınızın altına saklamak yerine niçin buraya getirmiyorsunuz? Eğer gerekirse gelip paranızı geri alabilirsiniz Paranız burada daha güvende olacak, gerektiğinde geri alabileceksiniz, bir de bunlara ek olarak yatırımlarınızı bana getirdiğiniz için size para vereceğim. Birikimi olan bu insanlar da benim çok güvenilir bir insan olduğumu ve binanın da çok sağlam ve güven verici göründüğünü düşünüyorlar. Bina dediğim gibi antik dönemden kalma tapınaklar gibi, ayrıca bir kasa gibi güven veriyor Güçlü güvenli falan filan... Neyse velhasıl herkes parasını getirip benim bankama yatırıyor. Diyelim ki bizim kasabada toplam 10 milyon TL tasarruf var. Yani oldukça zengin bir kasabayız , güzel.. Şimdi bu 10 milyon TL benim bankama yatırıldı ve artık bankamda 10 milyon TL'lik mevduat var. Müşterilerin yatırdıkları bu mevduat, bankamızın bilançosunda pasif tarafta gözükecek, değil mi? zira bu mevduat banka için bir yükümlülük. Niçin yükümlülük, yani niçin banka bilançosunun pasifinde yer alıyor? Çünkü, bunlar müşterilerin parası, bu parayı onlara borçluyum. Yatırımcılar, güvende durması için paralarını bana emanet ettiler. Yani bu benim yükümlülüğüm. Özkaynağım burada. Eğer sadece ben değil de, diyelim ki 10 kişi eşit ortaklık eşit bir ortaklık yapısıyla birleşip kurmuş olsaydık bu bankayı her birimiz bunun 10’da 1ine sahip olacaktık. Ama bankanın tek sahibi benim, ve bu da benim özsermayem. Bankamın binası da burada, evet güzel Ve İşler yürümeye başladı. Ve tabii ki bu bankayı, hayır işi olsun diye kurmadım, bakalım nasıl para kazanacağız. 10 milyon TL mevduat topladım, bu parayla ne yapacağım? Şimdi birikimlerini bana getiren müşterilere, istedikleri zaman paralarını geri çekebileceklerini söyledim. Paralarınız bizde güvende, merak etmeyin korumamız altında dedim, eğer paralarını yatırdıktan sonra bir gün gelip geri çekmek isterlerse ve ödeyemezsek çok zor durumda kalırız değil mi? O zaman en iyisi, topladığım bu mevduatın bir kısmını kenara atayım. likidite ihtiyacını karşılamak üzere dursun. Buradaki müşterilerimin sayısı da ne olsun, ne kadar olsun, diyelim ki 3,000 veya 4,000 kişi benim bankamın müşterisi oldu. Yani her gün bu müşterilerin bir kısmı para yatırabilir veya çekebilir. Bu müşterilerin bir kısmı paralarını çekmek isteyebilirler, dolayısı ile biraz nakit rezerv bulundurmalıyım. Yani topladığım bu 10 milyon TL mevduatın bir kısmını nakit olarak tutacağım. Diyelim ki mevduatlarımın %10'unu nakit olarak bir kenara ayırmaya karar verdik. Yani 1 milyon TL'yi nakit olarak tutacağım ve geriye 9 milyon TL kaldı, Ve umarım bu 9 milyon TL'yi iyi şekilde değerlendirebilirim. Şimdi bu 9 milyon TL'yi, iyi yatırım projeleri olan girişimcilere kredi olarak kullandıracağım. Kredilerim 9 milyon TL. Krediler bankamın bilançosunun aktifinde yer alacak. Çünkü bu benim varlığım, değil mi?Bana 9 milyon TL borçlular. 10 milyon TL mevduat topladım ve bunun 1 milyon TL'sini kenara ayırdım ve 9 milyon TL'lik kredi verdim. Şimdi çok değişik projeler için kredi kullandırmış olabilirim. Belki 100 proje için kredi verdim. 9 milyon TL kredinin hepsini tek bir kişiye vermedim tabiki.... Farklı yatırımcıların farklı projelerine kredi verdim ve kredi portföyümü çeşitlendirdim. Ve şimdi asıl soruya geldik: Bu işten nasıl para kazanıyoruz? Bu verdiğim krediler, umuyoruz ki doğru yatırımlar için kullanıldılar ve başlangıçta yatırılan paradan daha fazlasını getirdiler. Yani benden kredi kullanan girişimciler, yaptıkları yatırımlardan kar elde ettiler. Ben de banka olarak onlara kredi kullandırdım, verdiğim kredi için bana faiz ödeyecekler, yarattıkları değerin, elde ettikleri karın bir kısmını bana ödeyecekler yani. Diyelim ki verdiğim krediler için %10 faiz uyguluyorum. Hesaplama kolaylığı olması açısından, verdiğimiz kredilerin tamamının geri ödendiğini varsayalım. Banka olarak ince eledik sık dokuduk, kredi analizlerimizi düzgün yaptık ve kredilendirmeye karar verdiğimiz projelerin tamamı başarılı oldu, bütün yatırımcılar da paralarını geri ödediler. Kasabadaki ilk bankayı kuran benim tabi, o yüzden en iyi projeleri seçtim. ve %10 faiz alıyorum. Şimdi bu tarafta birikimlerini bana yatırmış olan müşterilerim var. Hem mevduatları bizde güvende duruyor, hem de onlara %5 faiz ödüyorum. Bu tarafta birikimlerini bana yatırmış olan müşterilerim var. Peki bir yılda ne kadar para kazanırım bir bakalım. Verdiğim 9 milyon TL kredi üzerinden %10 kazanıyorum. Bu da 1 yılda 900,000 TL eder değil mi? Her yıl ne kadar faiz ödüyorum bu mevduatlar için? 10 milyon TL mevduat üzerinden de %5 ödüyorum, bu da 500,000 TL ederdeğil mi? Faiz giderim 500,000 TL. Kredilerden faiz gelirim 900,000 TL, mevduatlara faiz giderim 500,000 TL, elimde ne kaldı 400,000 TL kaldı. Diyelim ki bankada çalışan kişilere, veznedara, güvenlik elemanlarına, genel giderlere de 100,000 TL ödüyorum.Ne oldu? net elimde kalan 300,000 TL. Elimde net 300,000 TL kaldı. Büyük resme baktığımızda, bu işe 1,000,000 TL yatırdım ve bu finansal hizmeti vererek her yıl 300,000 TL kazanıyorum. Düşünürseniz, bankamın verdiği hizmet temelde, birikimlerin iyi yatırımlarda kullanılmasını sağlamak. Bu herkesin yararına.Hepimizin yararına. Zira bu kredilerle iyi yatırımlar yapılıyor ve kasaba olarak hepimiz daha iyi bir duruma geliyoruz. Birikimleri olan kişiler de mutlu, zira hem paraları güvenli bir yerde duruyor, hem de faiz alarak birikimlerini büyütüyorlar. Ve girişimciler de yararlanıyor Yani herkes mutlu Evet bir bankanın işleyişini oldukça basite indirgeyerek anlatmaya çalıştık. Gene de bu videoyu bitirmeden önce, eklemek istediğim bir şey var: İsteyen herkes banka kuramıyor. Örneğin Türkiye'de banka kurabilmek için, ilgili resmi otoriteye yani BDDK'ya giderek Bankacılık Lisansı almanız gerekiyor. Banka çalışırken de tabi uymanız gereken pek çok kanun, mevzuat ve düzenleme var. Her neyse çok detaya girmeyelim, bir sonraki videoda görüşmek üzere hoşçakalın.