Eğer bu mesajı görüyorsanız, web sitemizde dış kaynakları yükleme sorunu yaşıyoruz demektir.

If you're behind a web filter, please make sure that the domains *.kastatic.org and *.kasandbox.org are unblocked.

Ana içerik

Tam Rezerv Bankacılığı

Tam rezerv bankacılığı ve kısmi rezerv bankacılığının karşılaştırılması. Orijinal video Sal Khan tarafından hazırlanmıştır.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.

Video açıklaması

Arkadaşlar merhaba , öncelikle şunu netleştirmek istiyorum Kısmi rezerv bankacılığının zayıflıklarını saymaktaki amacım, bu sistemin kötü veya bir şekilde geçersiz olduğunu vurgulamak değildi Aslında gayet de geçerlidir çünkü bugün çoğu piyasa ekonomisinin En azından benim bildiklerimin, kullandığı sistem budur Burada benim size anlatmak istediğim yani amacım, bunun tek sistem olmadığını göstermekti Kısmi rezerv bankacılığı bir fizik kanunu değil ayrıca Her sistemde ince eleyip sık dokumak gerektiğini belirtmek isterim Bu sistemin işleyebilmesi için bir parça mühendisliğin şart olduğunu ki mühendislikle bile hâlâ Bazı olumsuz yanların baki kalacağını ifade etmeye çalıştım Mesela istikrarsızlığı azaltmak için Merkez Bankası güvencesi gerekiyor ve tabii rezervlerinden borç alınabilecek son kapı olarak Önce bir merkez bankası lazım. Yanlış teşvik Yaygın olarak bilinen bir şeydir bu . Ben uydurmadım . Peki nedir yanlış teşvik? diyeceksiniz Herhangi bir yatırım şirketi var ve paranızı alıp yatırım yaparak değerlendirmek istiyor. Ne beklenir? Yatırım işinde ne kadar iyi olduğunu ballandıra ballandıra anlatması beklenir Halbuki ticari bankaların çoğuna bakın, yapacakları yatırımdan hiç bahsetmezler bile Çünkü bilirler ki, bu güvence nedeniyle, müşterilerin umrunda olan şey bu değildir. O yüzden, ATM’lerinden para çekmenin ne kadar kolay olduğunu, internet bankacılıklarının ne kadar pratik olduğunu, işlem ücretlerinin ne kadar düşük olduğunu filan anlatırlar “Paranızı birilerine borç veriyoruz ve bunu yaparken çok sorumlu davranıyoruz,” vurgusuna ihtiyaç duymazlar. Şu da gayet yaygın bilinen bir gerçek ki kısmi rezerv bankacılığı sisteminde, para yaratım sisteminin önemli bir kısmıdır özellikle de vadesiz mevduatlar, Merkez Bankasının değil, özel bankaların kontrolündedir. Şimdi bunu netleştirdiğimize göre şimdi, başka alternatiflerin olup olmadığını merak ediyor olabilirsiniz , onlara bakalım Evet, bankacılık sistemini üstüne kurabileceğimiz bir yöntem daha var. Birini diğerinden üstte tuttuğumdan değil Aslında asıl yöntem alternatife dönüşmüş durumda Yani asıl yöntem, tam rezerv bankacılığı, esasında. Tam rezerv bankacılığı. Ne olduğu adından da anlaşılabiliyor zaten. Peki " yani nedir?" diyenlerde olucaktır Banka, vadesiz mevduat hesabına yatırılan paraları, yani Merkez Bankası notlarını orada tutmak zorundadır Mesela burada bir banka olsun. Ben bu bankaya 3 Lira yatırıyorum Yani 3 adet Merkez Bankası banknotu yatırıyorum Ben istiyorum ki, bu parayı her an çekebileyim. Ne zaman istersem gidip bu parayı bankadan alabileyim Bunun için, bankanın tüm bu rezervi orada tutuyor olması gerek E o zaman kredi verme filan gibi işler nasıl yürüyecek? Bankanın kredi verebilmesi için, şöyle demesi lazım “Bu paranın tümünü çekmen neden gereksin ki? İyisi mi bunun sadece bir kısmı her an çekilmeye hazır beklesin Mesela buradaki 1 Lira. Geri kalanını da banka olarak senden borç almış olalım.” Bu aşina olduğumuz bir şey Bir bankaya gidip vadeli mevduat sertifikası satın aldığınızda, yani mevduat sertifikasına para yatırdığınızda bankanın yaptığı şey aslında bu Sizden bu parayı borç olarak alıyorlar ve bunu resmileştiriyorlar. Ve bu parayı istediğiniz an çekebileceğinizi söylemiyorlar Bunun vadeli bir mevduat olduğunu belirtiyorlar. Diyorlar ki, “Bize verdiğin bu parayı 6 ay veya 1 yıl, ya da 2 yıl sonra geri alabilirsin.” Artık, vade neyse. Ve genellikle süre uzadıkça; yani paranızı bankada tuttuğunuz vade arttıkça, size ödeyecekleri faiz de yükseliyor. Yani diyorlar ki, “Bu parayı istediğin an çekebilirsin, çünkü bu vadesiz bir mevduat. Ama paranın bu kısmını bize borç olarak veriyorsun, çünkü bunlar vadeli mevduat.” Banka bu parayı artık dışarıya borç verebilir. Bu rezervleri kredi olarak başkalarına sunabilir Fakat bu borç verme süreci para arzını arttırmıyor Yani bu para dışarıya, başka birilerine borç veriliyor; belki başka bir bankadaki bir vadesiz mevduat hesabına yatırılıyor Diyelim ki para bu bankadaki bir vadesiz mevduat hesabına yatırıldı Şöyle diyebilirsiniz: “Ee, bunun kısmi rezerv bankacılığından ne farkı var şimdi?” çünkü sistemdeki para yine 5 Liraya yükseldi Fark şu: şu an, burada olduğu varsayılan bu parayı kimse para olarak kullanamıyor. Bu paraya karşılık çek yazılamıyor. Buradakine karşılık yazılabilir, onda sorun yok. 1 Liralık bir çek yazarsanız, bankada karşılığı var Özetle bu sistemde, yeni para yaratılmıyor yani burada nakit olarak kullanılabilecek veya bir çekin karşılığı olabilecek tek para, yine başlangıçtaki 3 Lira. Başlangıçtaki bu 3 Lira. Bu arada bu sistemin de olumsuz yanlarından bahsetmek istiyorum Bunlardan en büyüğü şu: banka, vadesiz mevduatlardan para kazanamıyor. Dolayısıyla muhtemelen, paralarını sakladığı müşterilerden, daha yüksek işletim ücretleri talep ediyor. “Paranı kasalarda saklıyorum, ona göz kulak oluyorum. Çek veya ATM yoluyla her an erişebilmeni sağlıyorum Ve bunun karşılığında da senden, daha yüksek bir ücret talep ediyorum.” diyor Kısmi rezerv bankacılığındaysa, bankaların söylediği şuydu: “Biz bu hizmetleri çok daha düşük bir ücret karşılığında veriyoruz Hatta mevduat yeterince büyükse hiç ücret almıyoruz Hem paranı saklıyoruz hem de sana bir ATM kartı veriyoruz ki istediğin ATM’den para çekebilesin.” Bankanın bunu diyebilmesini sağlayan şey şu: paranızın önemli bir bölümünü dışarıya kredi olarak veriyorlar ve bu krediden faiz alıyorlar. Yani bu şekilde para kazanmış oluyorlar Buradaysa, olup biten çok daha aşikar. Banka diyor ki, “Sana bir hizmet sunuyoruz. Tüm paranı saklıyoruz. Ve buradaki paraya istediğin her yerden erişebilmeni sağlıyoruz Ama buradaki parayla, sen bize bir hizmet sunuyorsun. Sen bu parayı bize borç olarak veriyorsun Biz de onu muhtemelen daha yüksek bir faizle bir başkasına borç veriyoruz. Böylece bu para üzerinden para kazanabiliyoruz.” Böyle bir sisteme geçecek olsaydık, bu kredi verme sürecinde, yaratılan herhangi bir para olmayacaktı Dolayısıyla Merkez Bankası, veya ülkedeki para otoritesi her kimse, ekonomiyi rahatlatmak için para basmak durumunda kalacaktı. Şunu bir daha vurgulayalım: bu, sonradan ortaya çıkmış bir fikir değil. 17. Yüzyılın ortalarına dek, bankacılık bundan ibaretti Kısmi rezerv bankacılığını bulan, Venedikli bankacılar oldu. Ve bazı çok büyük bankalar, 1800’lere dek tam rezerv bankacılığını sürdürdü Hatta çok önemli bazı ekonomistler, baktılar ki Büyük Buhran bitmek bilmiyor, 1939’da, tekrar tam rezerv bankacılığına geçmeyi önerdi Ekonomide en az kesintiye yol açılarak bu geçişin nasıl sağlanabileceğini bile tartıştılar Halbuki bu türden her hamle tehlikeli olurdu. Çünkü yepyeni bir işleyiş getiriyorsun ama ekonomide nasıl yankı bulacağını tam olarak bilmiyorsun. Önerilerini okuyun. Çok sürükleyici.Sırf bu öneriyi okuyarak bile para sisteminin nasıl çalıştığı konusunda daha derinlemesine bilgi sahibi olabilirsiniz Önemli ekonomistler tarafından yazıldı çünkü İngilizce biliyorsanız, Google’da aratın: “A Program For Monetary Reform.”(e progrem for maniteri riform) Yani “Maddi Reform İçin Bir Program.” Ve bu öneri 1939 tarihli. Dolayısıyla aramaya bunu da katabilirsiniz kolaylık sağlıcaktır İngilizce Wikipedia’(vikipedya)da A Program For Monetary Reform’un tam metni var.Bu öneri yayınlandığında önemli ekonomistlerin büyük çoğunluğundan destek görmüştü Çoğunluk, tam rezerv bankacılığına geçişi savunuyordu