If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Dil: Grice’in Pragmatik Teorisi

Bu videoda, insanların kelimelerin gerçek anlamlarından daha fazlasını, iletişim kurmak için nasıl düzenli olarak kullandıkları sorusuna bakarak, dil ve iletişim arasındaki ilişkiyi araştırıyoruz. Bu konudaki felsefi açıdan en etkili teoriyi ele alıyoruz: H.P. Grice’in pragmatik teorisi. Orijinal videodaki konuşmacı: Dr. Karen Lewis (Barnard Koleji, Kolombiya Üniversitesi). Orijinal video, Gaurav Vazirani tarafından hazırlanmıştır. Orijinal video Gaurav Vazirani tarafından hazırlanmıştır.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.

Video açıklaması

herkese merhaba bugün size orijinali Kolombiya Üniversitesi barınak Koleji'nde felsefe dersleri veren Asistan Profesör calvus tarafından hazırlanan bir derste anlatacağız konumuz grisin Pragmatik Diğer adıyla edin bilim teorisi Pragmatik Aslında insanların gerçek hayattaki konuşmalarında kitaplarda e-postalarda veya diğer Medya araçlarında dili nasıl kullandıklarını inceleyen bir disiplin Bu anlamda Pragmatik kurduğumuz cümlelerin gerçek anlamlarını inceleyen semantik ten diğer adıyla anlam bilimden ayrılır ancak iletişim kurarken genellikle kullandığımız kelimeleri nasıl anlamlarından daha fazlasını ifade etmiş oluruz Bu da pragmatizmin incelediği temel unsurlardan biridir Örneğin size bu hafta İzmir'e gidiyorum Annem orada yaşıyor desem Ben seni görmek için İzmir'e gittiğimi anlarsınız ama aslında size tam olarak bunu söylemedim kurduğum cümle de size iki farklı bilgi verdim İlk olarak bu hafta İzmir'e gidiyorum ikinci olarak da annem İzmir'de yaşıyor dedim Ama herkes bu ikisinin bağlantılı olduğunu ve annemi görmek için İzmir'e gittiğimi anlayabilir Şimdi de başka bir örneğe bakalım birinin bana cuma günkü partiye geliyor musun diye sorduğunu ve benim de işim var diye cevapladı mı varsayalım bu durumda beni partiye çağıran kişi işim olduğundan partiye gelemeyeceğimi anlar ama aslında Bunu tam olarak söylemedim bile işim sabah erkenden de olabilir tek söylediğim Cuma günü çalışmam gerektiği işimin Parti'yle aynı zamanda olduğuna dair hiçbir şey söylemedim ancak doğal olarak karşımdaki kişi cuma günü işim var cümlesine partiye gelememe sebebim olarak algılar bazı durumlarda tamamen aynı kelimeleri kullansak bile dediğimiz şey bu durumlarda çok farklı anlamlara gelebilir Örneğin öğretmen 1. sınıfa giden Burak'ın karnesi ne Burak'ın yazısı çok güzel yasa bu şekilde anlaşılır bırak okulda el yazısı dersinde çok iyi Bu da aslında Bir sınıftaki bir öğrenci için oldukça normal ancak başka bir örnekte de Bir profesörün felsefe alanındaki Saygın bir ödül için başvuran bir felsefe öğrencisi ne yazdığı tavsiye mektubunda sadece Burak'ın yazısı çok güzel yazdığını varsayalım Bu da Burak'ın yazısı Güzel olmasına rağmen profesörün Burak'ın felsefe alanında başarılı olmadığını ve ödülü hak etmediğini düşündüğü şeklinde algılanır bin 913 bin 988 yılları arasında yaşayan filozof herbert polis mantık ve konuşma adlı makalesinde bu durumu açıklamaya çalışan ilk araştırma acıydı bu makale de ortaya attığı teori Aslında günümüzdeki müzik alanında araştırmalarının temelini oluşturdu gıris sezdirim terimini ortaya atan kişiydi sezdirim kastedilen ancak kelimesi kelimesine söylenmeyen Tam aksine sevdirilen ve ima edilen şeyler ifade eder grace'in sezdirim ile ilgili ortaya attığı diğer önemli olguda konuşma sesleri midir bu tür sezdirim ler konuşmanın iletişimin genel özelliklerinden gelen sezdirim leri ifade eder burada bahsettiğimiz iletişimin kapsamına Tabii ki kitapları mektup yazmayı ve benzeri araçları da dahil ediyoruz grise göre kurulan diyaloglar genellikle ortak bir çabanın ürünüdür Çünkü insanlar birbirlerini anlamak ve anlaşılmak ayrıca bilgi alışverişinde bulunmak isterler birilerinden etkilenmekle birilerini etkilemek isterler birbirleriyle iletişim kuran insanlar rastgele birbirinden alakasız cümleler kurmaz Örneğin gündelik konuşmalarda bile bir amaç ve anlam olduğunu görebiliriz yani İskele alakasız cümleler kurmayı xrace bu gözlemlerine dayanarak farkında olmadan bazı mantıksal kuralları dikkate alarak iletişim kurduğumuzu öne sürmüştür mantıksal kurallar geleneksel kurallardan farklı olarak mantar sahip bireyler olduğumuz için uyduğumuz kuralları ifade eder Örneğin bazı ülkelerde trafik sol şeritten akarken Bizim ülkemiz gibi bazı Ülkelerde de trafik sağ şeritten Akar Bu geleneksel kurala örnek olarak verilebilir birinin diğerinden daha iyi olduğunu söyleyemeyiz ancak araba sürerken kafamıza göre davranmamak ve istediğimiz şeritten gitmemek mantıksal kuralı örnek olarak gösterilebilir bu şekilde Aslında ortak hareket etmiş oluruz bu sayede Kaza yapmadan Sağ Salim gideceğimiz yere ulaşabiliriz gris bu gözlemlerin özetleyerek iş birliği ilkesi adını verdiği ve ana noktası mantıklı bireyler arasında ortak bir çaba olarak gelişen konuşmalara dayanan ilkeyi ne olmuştur Bu ülke şu şekilde ifade edilebilir gerektiğinde o anda ve iletişim kurduğunuz kişiyle birlikte bir amaç ve yön belirleyerek iletişime katkıda bulunur gris bu iş birliği ilkesini insanların iletişim kurarken uyduğu 4 Kural'la Daha doğrusu ilkeyle Açıklar Bu kuralların rastgele uyduğumuz geleneksel kuralların aksine genel anlamda mantıksal bir ortak çabaya dayanan kurallar olduğunu unutmayalım Bunlardan ilki nicelik ilkesidir bu ülke şu şekilde ifade edilebilir Gerektiği kadar bilgi içerecek ve iletişimin O anki amacına uyacak şekilde iletişim kur bunu yaparken de gereğinden fazla bilgi vermeyi Örneğin bu akşam sinemaya gideceğimizi bunun içinde film seçmeye çalıştığımızı varsayalım nicelik ilkesine göre birisi bana bu durumda sinemada hangi filmler var diye sorduğunda Gerektiği kadar bilgi vermem gerekir Bu da aslında mantıksal kur o Uyar Yani tek bir filmin saatini Söylemek yerine mantıken bu akşam sinemada gösterilen bütün filmlerin saatlerini söyleriz ancak nicelik ilkesine göre gereğinden fazla bilgi vermemiz gerekir Bu durumda cevap olarak tüm ülkedeki sinemalarda gösterilen filmlerin saatlerini vermem saçma olur bu cevap sinemada hangi filmler var Sorusunu karşılasa da iletişimin amacına aykırı olarak gereğinden fazla bilgi içerir aynı şekilde ortak yapılan pek çok şeyde de bu kurala uyarız Örneğin bir arkadaşımızla araba tamir etmeye çalıştığımızı varsayalım bunun içinde 4 video ihtiyacımız var bu durumda arkadaşıma iki veya altı vida vermem saçma olur çünkü bir eksik diğeri de fazla gelecektir Şimdi de nitelik ilkesine bakalım bu ülke şu şekilde ifade edilebilir iletişim kurarken yanlış olduğunu düşündüğü şeyleri ve yeterli kanıtının olmadığı şeyleri söyleme film örneğimizde geri dönelim o ya da Hangi filme gideceğimize karar verirken sinemada gösterilmediğini bildiğin bir filmi önermem saçma ve yanlış olacaktır ya da tam bilmiyorsan ve kontrol etmediysem Saatini tam olarak bilmediğim bir filmi de önermem gerekir iletişim kurmanın dışında bu kuralı aynı zamanda ortak bir şeyler yaparken kullanırız bu aslında mantıklı bireylerin ortak bir çaba gösterirken uyudukları bir kuraldır Örneğin bir arkadaşımla kek yaptığımı ve kek karışımına şeker eklememiz gerektiğini varsayalım bu durumda sanki şeker mis gibi arkadaşıma karışımı eklemesi için tuz vermem saçma olur şimdi de bağlantı ilkesine bakalım bu iki şu şekilde ifade edebiliriz konuyla alakalı şeylerden bahsetme alakasız şeyler söylemekten kaçın film örneğimizde geri dönelim sinemadaki filmler den bahsederken konuşmanın Gönül'ün değiştiğine dair bir sinyal vermeden okuduğum bir kitaptan bahsetmem saçma olur benzer şekilde kek yapmak için karışıma Şeker eklerken de okuduğum bir kitap bu veya Hatta kek yapmanın daha sonraki aşamasında kullanacak olsak da fırın eldiveninden bahsetmem saçma olur Son ülkemize Gelecek olursak bu İlke şöyle dediklerimizin içeriğinden çok bunun nasıl söylediğimiz ile ilgilidir buna tarz ilkesi adı verilir bireysel göre açık olmamız gerekir Bu İlke şu şekilde ifade edilebilir birşey ifade ederken anlam belirsizliğinden kaçının kısa ve öz olur Son bir kez daha film örneğimizde geri dönelim sinemada gösterilen bir filmden bahsederken şu film sinemada gösteriyormuş gibi bir cümle kurmam gerekir Bunun yerine sinemada bu gece bir film makarasına sarılmış görüntüler gösterilecek gibi bir cümle kurmak saçma olacaktır böyle tuhaf bir cümle kurmam da diyaloğu devam ettirmek için farklı şeyler düşünmemiz eve bugün sanırım sinemada gerçek bir film yok gibi cümleler kurmamıza sebep olur şimdi de kek ve şeker örneğimizde bu ülkeye göre inceleyelim bu tek başıma doğrudan şeker uzatmam gerekir Örneğin arkadaşımın şekeri bulması için bir hazine haritası çizme saçma olacaktır işbirliği kesi ile birlikte bu ülkeler insanların cümle kurarken kullandığı kelimeleri nasıl anlamlarının ötesinde iletişime geçtiğini gösterir insanlar farkında olmadan konuşan kişinin Bu dört ilke ve iş birliği ilkesine uyduğunu varsa eğer iletişimin amacı iletişimin bağlamı dünya ile ilgili genel bilgilerimiz bu seslerim lerin yani kullandığımız kelimeleri nasıl anlamlarının ötesinde sezilen veya ima edilen yapıların nasıl olduğunu anlamamızı sağlar ilk baştaki örneklere dönersek bireysin bunları nasıl açıkladığına bakalım hatırlarsanız bu hafta İzmir'e gidiyorum Annem orada yaşıyor dediğinde annemi görmek için İzmir'e gittiğim oldukça kolay bir şekilde anlaşılıyordu Bunun sebebini aslında az önce gördük Çünkü iletişim kurduğu insanlar işbirliği kurmaya odaklı bir birey olarak sadece bu alakalı şeyler söylediğini kabul eder bu durumda da rastgele ve alakasız bilgiler vermem söz konusu olamaz Yani annemin İzmir'de yaşamasının İzmir'e gitmem ile alakalı olduğunu ve dolayısıyla annemi görmek için İzmir'e gittiğimi anlayabilirsiniz bir sonraki örneğimiz in de başka bir açıklaması var birinin bize cuma günkü partiye geliyor musun diye sorduğunu ve işim var diye cevap verdiğimiz varsayalım bu durumda işim olduğundan partiye gelemeyeceğim rahatça anlaşılabilir bu örnekte de iş birliği ilkesi ile birlikte diğer dört ilkeye uyduğum var sayılabilir Yani cuma günkü partiye geliyor musun sorusuna verdiğim işim var Cevabı alakasız olsaydı bağlantıyı kesin için demiş olurdu Ayrıca işim var Cevabı cuma günkü partiye geliyor musun sorusuna karşılık gelmeseydi Gerektiği kadar bilgi ver olarak açıklanan nicelik ilkesini de çiğnemiş olurdum ve dolayısıyla istenen bilgiye uygun bir cevap vermemiş olurdu aslında burada dünya ile ilgili genel bilgilerimizi kullanabiliriz Çünkü biri ne varsa partiye gelemeyeceğim rahatlıkla anlayabiliriz Şimdi de tavsiye mektubu örneğimizde dönelim hatırlarsanız Bu örnekte felsefe alanında Saygın bir ödüle başvurmak isteyen bir öğrenci için Bir profesörün sadece Burak'ın yazısı çok güzel yazdığını görmüştük Bu da bize profesörün Burak'ın felsefe alanındaki başarılarıyla ilgili söyleyecek hiçbir şey olmadığını gösterir Çünkü burada profesörün gerektiği kadarını söyle olarak açıklanan nicelik ilkesini çiğnediğini görürüz bir tavsiye mektubunda öğrencinin yazısından daha çok bilgiye ihtiyaç duyulacağı herkes tarafından bilinir Profesör aynı zamanda bağıntı ilkesini de çiğnemiş olur çünkü bir öğrencinin yazısının Felsefe ile ilgili becerileri ile hiçbir ilgisi yoktur şimdi de yeni bir örneğe bakalım eve birkaç gün önce bir kargo geldiğini Bu kutuyu bir yerlere kaldırdığımız ve arkadaşımın da o kutu nerede diye sorduğunu başlayalım kutuyu Nereye koydum hatırlayamadım da arkadaşıma şu cevabı veririm kutuyu nereye koyduğumu hatırlayamıyorum tavan arasına yatak odasında olabilir şu anda arkadaşım kutunun nerede olduğundan emin olmadığım sonucunu çıkarır peki bunun sebebi ne olabilir kutunun nerede olduğunu bilseydim nicelik ilkesine göre Bunu zaten söylemiş olurdum Yani daha çok bilgi içeren bir cümle kurabilirim kutunun tavan arasında olduğunu biliyor olsaydım kutu tavan arasında diye cevap vermem uygun olurdu Ancak bu durumda nicelik ilkesine uyarak en bilgilendirici cevabı vermek yanlış olduğunu bildiğin veya yeterli kanıtının olmadığı şeyleri söyleme olarak açıklanabilecek nitelik ilkesiyle çelişir di kutu tavan arasında diyebilecek kadar kanıtım olmadığından arkadaşıma kutu tavan arasında veya yatak odasında olabilir demem daha uygun olacaktır Buradan da arkadaşım kutunun iki odadan birinde olduğu sonucunu çıkarır Şimdi de arkadaşım da hazine adına benzer bir oyun oynadığımız ve arkadaşımın öncesinde sakladığım kutuyu bulmaya çalıştığını varsayalım arkadaşım kutuyu bulmakta zorlanınca da ona bir ipucu veriyor olayım ipucu da şu olsun kutu tavan arasında veya yatak odası ve bu aslında bir önceki örnekte kurduğun cümlenin birebir aynısı ancak önceki örnekte bu cümle kutunun nerede olduğunu bilmediğim işaret ediyordu Ancak bu örnekte iletişimin amacı farklı olduğundan yani hazine abi oyun oynadığımız daha az bilgi içeren bir cümle kurabilirim ve bu cümle kutunun nerede olduğunu bilmediğini ifade etmez bu durumda nicelik ilkesine göre daha az bilgi içeren cümleler kurmam gerekir Çünkü iletişimin amacına uygun olarak kurduğu cümlede verdiğim bilginin daha az olması ve arkadaşıma bir ipucu verecek ancak kutunun tam olarak nerede olduğunu ifade etmeyecek şekilde olması gerekir aslında burada da birebir aynı kelimeleri kullandım ancak dediğim gibi bu örnekteki kutu tavan arasında veya yatak odasında olabilir cümlesi kutunun nerede olduğunu bilmediğim anlamına gelmiyor Sonuç olarak iletişimin mantıklı bireyler arasında işbirliğine dayalı bir faaliyet olduğu gerçeğinden yola çıkarak sözlerimizin Aslında farklı bağlamlarda farklı şeyler ifade ettiğini düşünmeden bu kadar çok şeyi nasıl iletişim içerisinde aktar bu açıklayabiliriz a