If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Enerji ve iş nedir?

Burada, fizikte iş ve enerjinin ne olduğunu ve bunlar arasındaki ilişkiyi öğreniyoruz.

Enerji ve iş nedir?

Enerji kelimesini günlük hayatta sık sık kullanırız. Bu kelimeyi birçok anlama gelecek şekilde kullansak da, fizikte ayrı bir anlamı vardır.
Enerji, bir şeyin iş yapabilme yeteneğinin ölçülmesidir. Maddesel bir varlık değildir. Enerji birçok biçimde depolanabilir ve ölçülebilir.
Genelde insanların enerji tüketiminden bahsettiğini duysak da, aslında enerji asla tamamen yok olmaz. Enerji bir formdan bir diğer forma transfer olur ve bu süreçte iş yapar. Bazı enerji formları diğerlerinden daha az yararlıdır—örneğin, düşük seviyede ısı enerjisi. Enerji tüketimi yerine, örneğin kömür, petrol veya rüzgar gibi enerji kaynaklarının tüketiminden veya azalmasından bahsetmek daha yerinde olur.
  • Hızlanan bir mermide, bununla ilişkili ölçülebilir miktarda enerji vardır; bu, kinetik enerji olarak bilinir. Mermi bu enerjiyi kazanmıştır; çünkü süreçte kimyasal potansiyel enerjisinin bir kısmını kaybetmiş olan barut tarafından mermi üstünde iş yapılmıştır.
  • Sıcak bir fincan kahvede, ölçülebilir miktarda ısıl enerji vardır; bunu mikrodalga fırının yaptığı işten sağlamıştır, fırın ise elektrik ağından elektrik enerjisi sağlamıştır.
Uygulamada, ne zaman enerjiyi bir biçimden başka biçime geçirmek için iş yapılsa, enerji her zaman ısı ve ses gibi başka türlerine de dönüşür yani bir kısmı kaybolur. Örneğin normal bir ampul elektrik enerjisini görünen ışığa dönüştürmede yalnızca %3 verimliyken, bir insan besinlerden aldığı kimyasal enerjiyi %25 oranında bir verimlilikle işe dönüştürür.

Enerjiyi ve işi nasıl ölçeriz?

Fizikte enerjiyi ve yapılan işi ölçmek için kullanılan standart birim juldur. Jul J sembolüyle gösterilir. Mekanikte 1 jul, bir nesneye 1 Newton büyüklükte kuvvet uygulanarak nesneyi 1 metre uzaklığa hareket ettirdiğinde transfer edilen enerjidir.
Muhtemelen karşılaşmış olduğunuz bir başka enerji birimi kaloridir. Genelde, bir gıda maddesindeki enerji miktarı, paketin arkasında kalori cinsinden yazılıdır. Örneğin 60 gramlık bir çikolata parçasında yaklaşık 280 kalori enerji bulunur. Bir kalori, 1 kg suyu 1daha sıcak hâle getirmek için gereken enerji miktarıdır.
Bu 4184 jule eşittir; buna göre bir kalıp çikolatada 1,17 milyon jul veya 1,17 MJ depolanmış enerji vardır. Bu, çok fazla jul demek!

Bir kalıp çikolatayı eritmek için, ağır bir kutuyu ne kadar itmem gerekir?

Bir çikolata parçasını yediğimiz için vicdan azabı duyduğumuzu ve fazladan aldığımız 280 kaloriyi yakmak için ne kadar egzersiz yapmamız gerektiğini bulmak istiyoruz. Basit bir egzersiz türü düşünelim: aşağıdaki Şekil 1'de gösterildiği gibi, ağır bir kutuyu bir odada itmek gibi.
Şekil 1: Bir kutuyu sağa iten bir kişi.
Kendimizle kutunun arasında bir banyo tartısı kullanarak, 500 N kuvvetle itebileceğimizi bulabiliriz. Bunu yaparken, süratimizi ölçmek için bir kronometre ve bir mezura kullanırız. Bunun 0,25 metre/saniye olduğunu buluruz.
Buna göre, çikolatayı yakmak için kutuya ne kadar iş yapmalıyız? İşin (W) tanımı aşağıda verilmiştir:
W=FΔx
Çikolatadaki enerjiyi yakmak için yapmamız gereken iş E=280cal4184J/cal=1,17MJ'dur.
Buna göre, kutuyu hareket ettirmemiz gereken mesafe, yani Δx şudur:
W=FΔx1,17 MJ=(500 N)Δx1,17×106 J500 N=Δx2.340 m=Δx
Unutmayın, vücudumuz besinlerden elde ettiğimiz depo enerjisini %25 verimlilikte işe dönüştürüyor. O zaman, harcayacağımız asıl enerji kutuya uygulanan işin dört katıdır. Bu yüzden kutuyu yalnızca 585 m gibi bir mesafede iteriz. Verilen 0,25 m/s süratle şuna ulaşırız:
585m0,25m/s=2340s
Alıştırma: Şekil 1'de görülen, kutuya uyguladığımız kuvvetin başlangıçta düşürüldüğünü ama biz ısındıkça sabit bir değere doğru arttığını varsayalım. Örneğin; aşağıdaki grafikte gördüğümüz gibi kutu uzağa itildikçe -başka bir deyişle x büyüdükçe- kuvvet, F, ilk 30 m için artmaktadır (Şekil 2 aşağıdadır). Kuvvetin değiştiği aralıkta yapılan işi nasıl bulabiliriz?
Şekil 2: Kutuya etki eden değişken bir kuvvet.
Eğer kuvvet sabit değilse, yapılan işi belirlemenin bir yolu, problemi değişimin ihmal edilebilir olduğu küçük bölümlere ayırmak ve her bölümde yapılan işi toplamaktır. Hız-süre grafiklerine bakarken öğrendiğimiz gibi, bunu geometriyi kullanarak eğrinin altındaki alanı hesaplayarak yapabiliriz.
Bir kuvvetin yaptığı iş, bir kuvvet konum grafiğinin altındaki alana eşittir. Şekil 2'de, yapılan iş şu olacaktır:
İlk 30 m yer değiştirme için, (200 N30 m)+12((500 N200 N)30 m)=10500J.
Benzer şekilde, son 40 m'lik yer değiştirme için yapılan iş şöyle olacaktır:
500 N40 m=20,000J

Düz itmiyorsak ne olur?

Bu problemleri çözerken dikkat etmemiz gereken bir şey var. Önceki denklem W=FΔx, uyguladığımız kuvvetin hareketle aynı yönde olmadığı durumları dikkate almaz.
Örneğin kutuyu iple ittiğimizi düşünün. Bu durumda ip ve yer arasında bir açı oluşacaktır. Bu durumla başa çıkmak için, uygulanan kuvvetin yatay ve düşey bileşenlerini birbirinden ayırmak üzere üçgen çizeriz.
Buradaki anahtar nokta, kuvvetin sadece yer değiştirmeye paralel olan bileşeninin (F||) nesneye karşı iş yapmasıdır. Yukarıda gösterilen kutu örneğinde, kutu yatay olarak yer değiştirildiği için uygulanan kuvvetin sadece yatay bileşeni (Fcos(θ)) iş yapmaktadır. Bu da, θ açısıyla uygulanan bir kuvvet tarafından kutuya karşı yapılan işin daha genel eşitliğinin şu şekilde yazılabilmesi anlamına gelir:
W=F||Δx
W=(Fcosθ)Δx
Bu genelde şöyle yazılır:
W=FΔxcosθ
Alıştırma: Kutuyu çekmek için bir ip kullandığımızı ve iple yer arasındaki açının 30º olduğunu varsayın. Bu kez, ipi 500 N kuvvetle çekiyoruz. Eğer kutuyu aynı 585 m boyunca çekersek, bu kez ne kadar çikolata parçası yiyebiliriz?

Peki ya ağırlık kaldırmak?

Önceki örneklerde bir zemin üzerinde çektiğimiz kutuya iş uyguluyorduk. Böyle yaparak aslında bir sürtünme kuvvetine karşı geliyorduk.
Sık yapılan başka bir antrenman türü ise ağırlık kaldırmadır. Ağırlık kaldırmada, sürtünme yerine yer çekimi kuvvetine karşı çalışırız. Newton yasalarını kullanarak, m kütleli bir ağırlığı düz yukarıya kaldırarak bizden h yukarıda bir rafa koymak için gereken F kuvvetini bulabiliriz:
F=mg
Konumdaki değişiklik—önceki Δx— yüksekliktir; dolayısıyla bu durumda ağırlığı kaldırarak yaptığımız iş şöyledir:
W=mgh
Ağırlığı kaldırmada yaptığımız alıştırma, enerjinin yer çekimi potansiyel enerjisi olarak depolanmasıyla sonuçlandı. Bu potansiyel enerji olarak adlandırılır; çünkü, herhangi bir anda ağırlık tekrar yere düşerken, serbest bırakılma potansiyeline sahiptir.
Ağırlığa karşı pozitif iş yaptık çünkü kuvvetimizi ağırlığın yer değiştirmesi ile aynı yönde uyguladık, yani yukarı doğru. Ağırlık kaldırılırken ağırlığa karşı kütle çekimi tarafından yapılan iş negatifti, çünkü kütle çekim kuvveti yer değiştirme ile zıt yönlüydü. Ayrıca, kaldırmadan sonra ağırlık durağan olduğundan, yaptığımız işi kütle çekim tarafından yapılan işin tamamen sıfırladığını biliyoruz. Bizim tarafımızdan yapılan iş mgh, kütle çekim tarafından yapılan iş ise mgh'dir. Kinetik enerjiyi incelerken bunun hakkında daha fazla konuşacağız.
Tamam, şimdi bazı sayılar koyalım ve 50 kg'lık bir ağırlığı 0,5 m'lik bir yüksekliğe kadar kaldırarak o çikolata parçasının ne kadarını eriteceğimizi bulalım. Ağırlığa yapılan iş şöyledir:
W=(50kg)(9,81m/s2)(0,5m)=245,25J
Tamamdır, buna göre bu kaç tane 280 kalorilik —yani, 1,17×106 jul—çikolata parçasıdır? Bakalım, 245,25 J yaklaşık 14770 çikolata parçasıdır. Ancak hatırlayın, bedenlerimiz sadece yaklaşık % 25 oranında verimlidir dolayısıyla kişi tarafından yapılan iş bunun dört katıdır, yaklaşık 981,8 J. Bu da 11190 çikolata parçası eder. Dolayısıyla, eğer bu ağırlığı her 2 saniyede bir kaldırabilirsek, bu çikolata parçasının tamamını yakmak için 2380 saniye yani 40 dakika çok sıkı çalışmamız gerekecek!

Peki ya ağırlığı sadece sabit tutarsak?

İş kavramı ile ilgili insanların kafalarını sıkça karıştıran unsurlardan biri de, bir ağırlığı kafamızın üstünde kütle çekim kuvvetine karşı sabit tuttuğumuzu düşünmemizden kaynaklanıyor. Ağırlığı belirli bir mesafe boyunca hareket ettirmiyoruz, dolayısıyla ağırlığa karşı bir iş yapılmamış oluyor. Bu sonuca ağırlığı bir masanın üzerine yerleştirerek de ulaşabiliriz; bu durumda masanın ağırlığın pozisyonunu korumak için bir iş yapmadığı açıktır. Buna karşın, tecrübelerimizden de bildiğimiz üzere aynı şeyi biz yaptığımızda zamanla yoruluruz. O zaman burada neler oluyor?
Anlaşılan vücudumuz ağırlığı havada tutmak için gereken gerilimi sağlamak amacıyla kaslarımıza karşı iş yapıyor. Vücut bunu her kasa art arda sinir sinyalleri göndererek yapıyor. Her sinyal, kasın anlık olarak kasılıp gevşemesine neden oluyor. Bütün bunlar, sadece en başta küçük seğirmeleri fark edebileceğimiz kadar hızlı gerçekleşiyor. Ancak en sonunda kasta kullanıma hazır yeterli kimyasal enerji kalmıyor ve artık ağırlığı yukarıda tutamıyor. Böylece titremeye başlıyoruz ve sonunda dinlenmek zorunda kalıyoruz. Yani, iş yapılıyor ancak ağırlığa karşı yapılmıyor.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.