If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Bizans Kültürü ve Toplumu

Bizans kültürü ve toplumu hakkında daha fazla bilgi edinin.

Genel bakış

  • Konstantinopolis, Bizans'ın ticaret ve kültür başkentiydi ve oldukça karışık, çeşitlilik içeren bir nüfusa sahipti.
  • Bizans İmparatorluğu, hem Ortodoks Kilisesi hem de Rönesans'ı etkileyen bir kültürel öneme sahipti. Aynı zamanda antik Yunan ve Roma çalışmalarının yeniden gündeme gelmesini sağlayan ve dolaylı yoldan Rönesans'ı tetikleyen önemli bir kültürel mirasa sahipti.
  • 1054 yılında Doğu ve Batı kiliselerinin ayrılması sonucu Hristiyan dünyası, Ortodoks Kilisesi (şimdiki ismiyle Doğu Ortodoks Kilisesi) ve Katolik Kilisesi (şimdiki ismiyle Roma Katolik Kilisesi) olarak ikiye bölündü.
Eski Bizans İmparatorluğu'nda yaşayan insanlar kendilerini Romalı olarak görse de, yüzyıllar geçtikçe imparatorluğun kültürü değişti. Yunan ve Hristiyan kültürünün de etkileriyle birlikte kendine has, eşsiz bir Bizans kültürüne dönüştü. Bu süreçte Bizans İmparatorluğu Latin, Hristiyan Mısır, Ermeni ve Pars kültürlerinden de etkilendi. Ayrıca, daha sonra İslam kültüründen de etkilendi.
Konstantinopolis, oldukça farklı kültürlerin bir araya geldiği, farklı külterlerden gelen insanların bir arada yaşadığı bir şehirdi. Şehrin sakinleri farklı etnik köktenlere ve farklı dinlere sahipti. Yabancı tüccarlar, halkla aynı miktarda vergi ödüyordu ve bu o zamanlar için eşi benzeri görülmemiş bir durumdu. Ayrıca, konumları sayesinde Bizanslı tüccarlar, Karadeniz, Kızıldeniz ve Hint Okyanusu dahil olmak üzere doğudaki, batıdaki ve aynı zamanda Akdeniz'deki bölgelerle ticaret yapıyordu.

Bizans kültürü

Bizans İmparatorluğu, özellikle de Hristiyan Ortodoksluğu'nu şekillendirmesi nedeniyle birçok kültürü etkilemiştir. Günümüzdeki Doğu Ortodoks Kilisesi, dünyadaki en büyük ikinci Hristiyan kilisesidir. Ortodoksluk; Yunanistan, Bulgaristan, Rusya, Sırbistan ve birçok ülkelerin tarihi ve toplumları için oldukça önemlidir.
Bizans mimarisi, özellikle de dini binalar, Mısır'dan Rusya'ya kadar birçok farklı bölgede görülebilir. Bizans Rönesans'ı sırasında (876-1056), sanat ve edebiyat oldukça gelişmiştir. Sanatçılar, natüralist bir tarz benimsemiş, Yunan ve Roma sanatından karmaşık teknikler alarak bunları Hristiyan konseptiyle harmanlamıştır. Bu dönemdeki Bizans sanatı, İtalyan Rönesansı ressamlarını büyük ölçüde etkilemiştir.
Kanatları olan bir insanı tasvir eden altın rengi tonlarında bir mozaik.
St. Michael mozaiği, Hosios Loukas Manastırı. Görsel hakları: Wikimedia Commons.
Konstantinopolis'in 1204 yılında kuşatılması ve 1453'te fethedilmesinden sonraki dönemde, insanlar Konstantinopolis'ten göç ettiler. Bu göçmenler arasında, dilbilgisi uzmanları, şairler, yazalar, müzisyenler, gökbilimciler, mimarlar, sanatçılar, katipler, filozoflar, bilim insanları, siyasetçiler ve ilahiyatçılar da dahil olmak üzere Bizanslı bilginler ve sanatçılar da vardı.
Bu insanların Konstantinopolis'ten göç etmesi, Yunan ve Roma kültürü üzerine tarihi araştırmaların yeniden doğmasına katkıda bulundu ve bu da sosyal bilimler ve fen bilimlerinde Rönesans'ın ortaya çıkmasına sebep oldu. Aynı zamanda Bizanslı göçmenler, batı Avrupa'ya Yunan medeniyetine dair o güne kadar iyi korunmuş ve biriktirilmiş bilgileri de getirdiler.
Bizans İmparatorluğu'nun kültürel mirası nedir?

Bizans'ın sosyal yapısı

Bizans kültürünün önemli bir bileşeni Ortadoks Hristiyanlığı'ydı. Bizans toplumu oldukça dindardı, düzene ve geleneksel hiyerarşiye saygı gibi bazı değerleri el üstünde tutuyordu. Aile, toplumun merkezindeydi. Evliliğe, namusa ve dini nedenlerden dolayı cinsel ilişkiden uzak durmaya değer veriliyor ve saygı duyuluyordu.
Aile bu kadar önemli olduğu için, bazı kadınlar manastır sistemine katılsa da, kadınlar ve anneler her ailenin en önemli üyeleri olarak görülüyordu. Ahlak kurallarına göre kadınların ayrı alanlarda tecrit edilmiş olması ve çok konuşmaktan kaçınması gerekse de, bu pek uygulanmıyordu. Kadınlar için, gynaikonitis denilen, ayrı bölümler vardı. Burada eğirme ve dokuma gibi aktiviteler yapıyorlardı, ancak diğer alanlar kadın ve erkek arasında böyle keskin bir şekilde ayrılmamıştı.
Kırmızı renkli bir çömlek üzerinde yalnızca kadınların kendilerine ayrılan özel alanda bir arada çalıştıklarını gösteren bir illüstrasyon.
Gynaikonitis'te dokuma ile uğraşan Yunan kadınlarını gösteren esere ait bir detay, yaklaşık MÖ 500 yılından kalma. Görsel hakları: Wikimedia Commons.
Bazı kısıtlamalar olmasına karşın, çoğu kadının sosyal hayatta bir yeri vardı, hatta ticari faaliyetlere de katılıyorlardı. Aynı zamanda kadınlara miras hakkı tanınmıştı ve birçok kadın kendi servetlerine sahipti. Bu servetleri çoğunlukla çeyiz şeklindeydi.
Kilise tarafından kadınlar erkeklerle eşit olarak görülüyordu ve manastırlarda görev alabiliyorlardı. Ayrıca soylu kadınların manastırları himayeleri altına aldığı örnekler vardı. Fakat buna rağmen, kadınlar kilisede rahibe olamaz ya da bu gibi önemli dini pozisyonlarda görev alamazlardı.
Kraliyet ailesinden imparatoriçe Theodora (MS 500-548) ve Irene (MS 752-803), oldukça güçlü ve etkiliydi. Özellikle Theodora, kadınların yararına yapılan reformlara katkıda bulunmasıyla bilinir. Fuhuşu yasaklayan, rahibe manastırları kuran, tecavüze ve kadınlara karşı diğer şiddet türlerine sert cezalar getiren kurallar koymuştur. Aynı zamanda bu reformlar, kadınların boşanma, çocuk vesayeti ve malvarlığı haklarını da genişletti.
"Eunuchs", yani hadım edilmiş erkekler, Bizans toplumunun önemli bir parçasıydı. Tahtta hak iddia edemedikleri ve çocukları olamadığından dolayı güvenilir görüldükleri için Bizans mahkemelerinde önemli pozisyonlar elde edebiliyorlardı.
Toplumun en üst tabakasındaki elit sınıflara ek olarak, Bizans toplumunda, homojen bir grup olmayan köylüler arasında da sosyal hiyerarşi vardı. Köylülerin hayatları, mülkleri olup olmamasına, ya da özel veya devletin toprak sahiplerine bağlı olmalarına göre oldukça farklılık gösteriyordu. Zaman içinde, özellikle de dördüncü ve altıncı yüzyıllar arasında, küçük bir toprak parçasına sahip köylülerin sayısı azaldı. Belirli bir toprağa bağlı olan köylülerin sayısı gittikçe artıyordu.
Kadınların ve hadım edilmiş erkeklerin Bizans toplumundaki rolü neydi?
Theodora, Bizans İmparatorluğu'nu kadınların yararına nasıl değiştirdi?

Doğu-Batı Kiliselerinin Ayrılması

Yeni milenyuma girildiğinde, Bizans İmparatorluğu'nun Doğu Kilisesi ve Roma'nın Batı Kilisesi, yüzyıllardır dini değerler bakımından birbirinden uzaklaşıyordu.
Bizans ikonoklazmı (dini simgelerin, dini veya siyasi amaçlar için kullanılan diğer resimlerin, ikonların veya anıtların yok edilmesi ve yasaklanması), yüz yıl süren büyük bir tartışmayı alevleyerek doğu ve batı arasındaki fikir ayrılığını arttırdı. Batı Kilisesi, dini resimlerin kullanılmasını kararlı bir şekilde destekledi; ancak bu dönemde kilise henüz bölünmemişti.
Ayrıca, Kutsal Ruh'un mahiyeti, Aşai Rabbani Ayini'nde mayalı veya mayasız ekmek kullanılması ve Roma Piskoposu'nun evrensel yetki talebi gibi konular da dahil olmak üzere farklı anlaşmazlıklar da boy gösteriyordu.
Bunun sonucunda, batıdaki papa, Charlemagne'de yeni bir imparator ilan etti ve anlaşmazlığı güçlendirerek doğuda öfkeye sebep oldu. Batıdaki imparatorluk, Kutsal Roma İmparatorluğu adını aldı. Sonunda, MS 1054'te, Doğu-Batı Bölünmesi gerçekleşti; doğuda Ortodoks Kilisesi ve batıda Roma Katolik Kilisesi arasındaki kurumsal ayrılık resmi olarak ilan edildi
1054 yılında Doğu ve Batı'daki ülkelerin sınırları ve ittifaklarını gösteren bir harita.
1054 yılında Doğu ve Batı Kiliselerinin Ayrılması esnasında ülkelerin sınırları ve ittifaklarını gösteren harita. Görsel hakları: Wikimedia Commons.
Doğu-Batı Kiliselerinin Ayrılması ile sonuçlanan dönem boyunca Hristiyanlık nasıl değişti?
Bizans İmparatorluğu'nun Hristiyanlıkla ilişkisi zamanla nasıl değişti?

Çöküş

Orta Çağ'ın başlarında, büyük toprak kayıplarına rağmen Bizans İmparatorluğu büyümeye devam etti. Ancak, Yüksek Orta Çağ döneminde İmparatorluk çökmeye başladı. 1071 Malazgirt Savaşı'nda, günümüzde Türkiye sınırlarında bulunan Anadolu topraklarını kaybetti. Ayrıca, aynı yıl içinde Normanlara da yenildi. 1204'te Konstantinopolis'in Kuşatması sırasında da başkenti yıkıma uğradı.
Bizans İmparatorluğu'nun 476 yılından 1400 yılına kadar geçen süre boyunca sınırlarının nasıl değiştiğini gösteren bir harita.
Bizans İmparatorluğu'nun sınırlarındaki değişimi gösteren interaktif harita. Görsel hakları: Wikimedia Commons.
Bizans İmparatorluğu 1261'de Konstantinopolis'i geri almayı başarsa da, İmparatorluk büyük ölçüde güç kaybetmişti. On beşinci yüzyılda, Bizans toprakları Konstantinopolis'ten pek ileri gitmiyordu. 1453'te Osmanlı İmparatorluğu Konstantinopolis'i fethedip adını İstanbul olarak değiştirdiğinde, Bizans İmparatorluğu sona erdi.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.