Ana içerik
Konu: Psikoloji > Ünite 1
Ders 10: KavramaZeka
Zekanın farklı tanımları ve zeka bağlamındaki "gen mi, çevre mi?" tartışmasını öğrenin. Orijinal video Carole Yue tarafından hazırlanmıştır.
Tartışmaya katılmak ister misiniz?
Henüz gönderi yok.
Video açıklaması
Zeka! “Zeka katsayısı” anlamına gelen IQ
sözcüğünü duymuşsunuzdur. Hatta belki bir zeka testine bile girmiş
olabilirsiniz – ki zeka testleri ne kadar zeki olduğunuzu ölçmeyi amaçlar. Peki ama, “zeka” ne demek? Bu kadar yaygın kullanılan bir terim olmasına
rağmen, zekayı tanımlamak bir hayli güç. Hayatla başa çıkma yeteneği mi? Bilime yatkınlık mı? Yoksa yaratıcılık mı? Psikologlar, aralarında hala bazı fikir
ayrılıkları olsa da, zekayı şu şekilde tanımlama eğilimindedir:
Zeka, deneyimlerden ders almayı, problem çözmeyi... ...ve bilgileri kullanarak yeni durumlara
uyum sağlayabilmeyi mümkün kılan zihinsel niteliktir. Zeka testlerinde, bu tür görevlere yönelik
yatkınlığınızı ölçmek... ...ve diğer insanlarınkilerle karşılaştırmak
için sayısal puanlardan faydalanılır. Zeka farklı yatkınlıklara bağlı bir nitelik
olduğuna göre... ...birden çok zeka mı vardır, yoksa tek
bir tane midir? Bir teoriye göre, sadece genel zeka tektir. Sözel yetenek gibi bir test türünde çok
başarılı olan kişilerin... ...matematik gibi diğer test türlerinde
de çok başarılı olması, bu iddiayı destekler nitelikte. Bu kategorilerden birinde diğerinden daha
iyi olduğunuzu düşünebilirsiniz. Fakat başka insanlara göre, her iki alandaki
yetenek seviyeleriniz yaklaşık olarak eşittir. Yeteneklerin böyle tutarlı olmasının altında,
“g faktörü” adı verilen bir etken yatıyor. G’yi “genel zeka”nın kısaltması olarak
düşünebilirsiniz. G’nin varlığına dair kuvvetli deliller
olsa da, çoklu zekanın varlığını savunanlar da yok değil. Robert Sternberg adlı bir psikolog, 3 ana
zeka türü olduğunu öne süren bir teori üretti. İlki, analitik zeka. Bunu, mesela, akademik yeteneklerimiz veya
iyi tanımlanmış problemleri... ...çözebilme yeteneğimiz olarak düşünebiliriz. İkincisi, yaratıcı zeka – yani, yeni
durumlara uyum sağlama ve yeni fikirler üretme yeteneğimiz. Üçüncüsüyse pratik zeka. Bu da, mesela kitaplığı yuvarlak merdivenden
çıkartma problemi gibi kötü tanımlanmış problemleri... ...çözme yeteneğimizi temsil ediyor. Biri size IQ’sunu söylediğinde, aslında
analitik zeka seviyesini söylemiş oluyor. IQ puanı, ortalama insan zekası 100 puana
denk gelecek şekilde ölçeklendirilmiştir. Dolayısıyla, IQ puanınızın 100 puana
olan yakınlığı veya uzaklığına bakarak... ...kendinizi nüfusun tamamıyla kıyaslayabilirsiniz. Zekanın insan yaşantısını nasıl etkilediğini
merak ediyor olabilirsiniz. Analitik zekası yüksek kişiler, tabii ki
okulda daha başarılı olma eğilimindedir. Ancak şimdiye kadar bahsettiğimiz herhangi
bir zeka ölçeğinde yüksek puan alan kişilerin... ...evlilik hayatları daha iyi geçecek; bu
kişiler çocuklarını daha iyi büyütecek... ...veya akli ya da fiziksel sağlıkları
daha düşük puan alan kişilerden... ...daha iyi olacak diye bir kaide yoktur. Bu yüzden, başka bir psikolog, bir zeka
türünün daha var olduğunu ileri sürdü. Bu zeka türüne, “duygusal zeka” adı
veriliyor. Bu zeka, diğer insanlarla olan ilişkilerinizde
duyguları algılama, anlama, yönetme ve kullanma yeteneğiniz olarak tanımlanıyor. Zekayı ele almanın bir diğer yolu da, onu
iki ana kategoriye ayırmaktır. Bunlardan ilki akışkan zeka, ikincisiyse
kristalize zekadır. Akışkan zeka, çabuk ve soyut bir şekilde
mantık kurabilme yeteneğimizdir. Örneğin yeni bir mantık problemiyle karşılaştığımızda
bu yeteneğimizi kullanırız. Diğer yandan, kristalize zeka, bilgi birikimimize
ve sözel yeteneğimize dayanır. Aralarındaki en önemli fark şudur:
Akışkan zeka yaşla birlikte azalırken, kristalize zeka ya artar ya da sabit kalır. Zekanın farklı tanımlarından bahsediyoruz
ama... ...siz muhtemelen zekanın nasıl ölçüldüğünü
merak ediyorsunuzdur. Çok ilginçtir, bir zeka testi geliştiren
ilk kişi, onu zeka testi olsun diye geliştirmemişti. Alfred Binet’nin tek amacı, çocukların
zeka yaşını tespit ederek zihinsel gelişimlerini ölçmek... ...ve okuldaki başarılarını önceden tahmin
etmekti. Daha sonra, Standford Üniversitesinden bir
psikolog, Binet’nin orijinal testini geliştirerek... ...ergenleri ve yetişkinleri de kapsayacak
şekilde genişletti. Standford’lu psikoloğun fark ettiği bir
şey vardı: Binet’nin aslen Fransız çocukları için
geliştirdiği test soruları... ...Kaliforniyalı çocuklarda pek de anlamlı
sonuçlar vermiyordu. Psikolog test üzerinde değişiklik yaptıktan
sonra, bu fark ne yazık ki unutuldu. Test, ABD’ye gelen göçmen çocukların
yaklaşık zekalarını ölçmekte kullanılır oldu. Sadece lisan açısından düşünüldüğünde
bile, bunun ne kadar sorunlu... ...bir yaklaşım olduğu anlaşılabiliyor. Sözel yeteneğinizi ölçme iddiasındaki
bir testi ana dilinizde çözdüğünüzde... ...iyi bir sonuç almanız muhtemeldir. Fakat test bilmediğiniz bir dildeyse, bu
çok daha zor olur. O dönemden sonra, zeka testlerini tüm kültürlere
uygulanabilir hale getirmek için çok uğraşıldı. Ve bu uğraş halen sürüyor. Özellik ve yeteneklere dair her konuda gündeme
gelen bir karşılaştırma vardır. Ama özellikle zeka konusunda daha sık telaffuz
edilir: Genetik mi, çevre mi? Bu sorunun anlamı şu:
Zekamızın ne kadarı genlerimizden geliyor... ...ne kadarı çevremizden veya tecrübelerimizden
kaynaklanıyor? Bu soruyu, kalıtsallığa bakarak ele alıyoruz. Kalıtsallık, bir özelliğin genlere bağlı
değişkenlik oranı. Kalıtsallığı, özel olarak, evlat edinilmiş
ikizler üzerinde yani tek yumurta ikizlerinin zeka puanları
arasındaki korelasyona bakıyoruz. Bu ikizlerin genleri bire bir aynı, fakat
yetiştirildikleri çevre farklı oluyor. Ayrıca, birlikte büyümüş tek yumurta
ikizlerinin ve çift yumurta ikizlerinin... ...zeka puanları arasındaki korelasyonu
da inceliyoruz. Önümüzde aynı veya farklı gen ve çevrelerden
oluşan birçok kombinasyon olduğundan... ...korelasyonları kıyaslayarak şunu bulmaya
çalışıyoruz: İkizlerin puanları arasındaki farkın ne
kadarını genlere, ne kadarını çevreye bağlayabiliriz? Bu araştırmalardan şunu öğrendik:
IQ puanları arasındaki en yüksek korelasyon, tek yumurta ikizlerine ait. Ama bu tek başına, bize genetik ve çevresel
etkenler arasındaki farkı anlatmaya yetmiyor. O yüzden devam edelim. Ayrı büyüyen tek yumurta ikizlerinin zekaları
arasındaki korelasyon da yüksek, ama ilki kadar değil. Bu, çevresel etkenlerin zeka üzerinde etkili
olduğunu gösteriyor. Birlikte büyüyen çift yumurta ikizlerinin
korelasyonu, daha da düşük. Bu, bir de genetik bileşenin var olduğu
anlamına geliyor. Kısacası, zekada genetiğin de, çevrenin
de payı var. Genellikle çevre üzerindeki hakimiyetimiz
genetik üzerindekinden daha büyük olduğu için... ...ne tür çevrelerin zekayı olumlu yönde
etkilediğini inceleyen birçok araştırma yapıldı. Özellikle de çocuklar üzerinde. İlginç bir şekilde, bazı çevresel koşulların
bilişsel işlevlere zarar verdiğini biliyor olsak da...
...bir dahi yaratacak çevreyi inşa etmenin sırrını bilmiyoruz. Çocukların konuşması ve diğer insanlarla
etkileşimi engellendiğinde, zeka gelişimleri zarar görüyor. Ama arada doğrudan bir ilişki söz konusu
değil. Büyük miktarda iletişime maruz kalan çocuk,
iletişimden tamamen mahrum bırakılan çocuğa... ...nispetle daha iyi durumda olsa da, illa
ki dahi olacak diye bir şey yok. Zekaya yönelik tutumumuz, belki zeka puanından
daha önemli. Bazıları, zekanın sabit olduğuna inanır. Zekanın biyolojik olarak belirlendiğini
ve değiştirilemeyeceğini düşünürler. Bazıları da zekanın geliştirilebilir olduğunu
savunur. Onlara göre bilgi arttıkça zeka da gelişir. Kariyer konusunda, zekanın geliştirilebilir
olduğuna inanan kişiler, sabit olduğuna inananlara... ...nispetle daha hevesli ve başarılı olma
eğilimindedir. Yani IQ’nuz ne olursa olsun, şunu aklınızdan
hiç çıkartmayın: Her zaman yeni şeyler öğrenip kendinizi
geliştirebilirsiniz.