Ana içerik
Konu: Metropolitan Sanat Müzesi > Ünite 1
Ders 7: Doğa- Tiffany'nin "Saç Süsü" İsimli Eseri
- Hippopotamus (Su Aygırı)
- Palissy, "Gezgin Matarası"
- El Greco'nun "Toledo Manzaraları" İsimli Tablosu
- Fenton, "Bulutlu Manzara"
- Homer'in "Poyraz" İsimli Eseri
- Gifford, "Dağların Arasındaki Vadi"
© 2024 Khan AcademyKullanım ŞartlarıGizlilik PolitikasıÇerez Politikası
Homer'in "Poyraz" İsimli Eseri
Met müzesi küratörü H. Barbara Weinberg, Winslow Homer’ın Northeaster
isimli tablosunda (1895) gözlemlenen, doğanın gücü hakkında konuşuyor.Bu çalışmayı metmuseum.org adresinde inceleyebilirsiniz.
Eğitmen misiniz? İlgili ders planına buradan ulaşabilirsiniz. Metropolitan Sanat Müzesi'nden daha fazla eğitmen kaynağına ulaşmak için Eğitmen Kaynağı Bulma adresine gidiniz.
. Orijinal video Metropolitan Sanat Müzesi tarafından hazırlanmıştır.Tartışmaya katılmak ister misiniz?
Henüz gönderi yok.
Video açıklaması
Bence Winslow Homer denizi resmeden en iyi ressamlardan biri. Çok az öğe ile çok fazla şey yapabiliyor. Örneğin Maine’in kayalıklarını
köpüklü dalgaları ve gökyüzünü alıyor ve onları doğanın gücünün bir sembolü haline getiriyor. Homer bu eseri ilk olarak 1895’te bitirmiş. Daha sonra bir koleksiyoncuya vermiş,
ve o zaman fotoğrafı çekilmiş. Burada hikaye bitiyor diye düşünebilirsiniz. Ama 1900 senesi civarında Homer resmi geri almış ve onu tekrar boyamış. Önceden taşların üzerinde duran iki adamı resimden çıkarmış. Bu iki adam resme hikayesel bir yön veriyorlardı.
Ama artık yoklar. İlk bakışta çok basit gibi duran bu resim
aslında birçok zenginliği içinde barındırıyor. Denizde sadece deniz yeşili değil, toprak rengi ve sarı renk de var. Gökyüzünde ise, mor ve leylak rengini görebiliyoruz. Soldaki muhteşem su püskürtmesinde beyazlar,
griler, maviler ve eflatunlar var. Ön taraftaki kayalarda ise harika turuncular ve altın renkleri var. Resimde hala fırça izlerini ve hareketlerini belli eden boya izleri var. Muhteşem süslü kıvrımları ve olağanüstü koyu renk boyaları görebiliyoruz. Adeta canlanıp resmin yüzeyine gelen
dalga püskürmesini de görüyoruz. Resmin yüzeyini açıklamaya bu kadar düşkün olması
Homer’ı gerçek bir 20. yüzyıl ressamı yapabilir. Bu resim insanla denizin çatışmasını değil,
denizin, kıyının, gökyüzünün kendini anlatıyor. Bu resim, zamandan ve kişiden bağımsız. Dünya üzerindeki herhangi bir çağdaki
herhangi bir insana bir şeyler hissettirme gücüne sahip. Deniz, tam manasıyla anlayamadığımız
evrensel bir yapı. Onu keşfedebiliriz, derinliklerine girebiliriz
ama hiçbir zaman onun gerçek gücünü anlayamayız. Homer, doğanın bu esrarengiz gücü karşısındaki korkusunu ve ona duyduğu saygıyı daha önce hiçkimsenin yapamadığı kadar başarılı bir şekilde ifade ediyor.