If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Carolee Schneemann, "Limitlerini Dahil Ederek Sınırlarına Kadar"

Carolee Schneeman, Jackson Ploock ile tartışıyor gibi, Up to and Including Her Limits isimli eserini tanımlıyor. Bu konuda daha fazla bilgi edinmek için Modern and Contemporary Art, 1945-1989 isimli çevrim-içi kursu izlemenizi öneririz. Orijinal video Modern Sanat Müzesi (MoMA) tarafından hazırlanmıştır.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.

Video açıklaması

Merhaba, bir röportaj için Modern Sanatlar Müzesi’ndeyiz ve aynı anda da bu büyük diptik resmi yerleştireceğiz. “Limitlerini Dahil Ederek Sınırlarına Kadar” adlı eserim, aslında elma ağacımı budayan bir komşumdan ilhamla ortaya çıktı. Havada asılı durmayı gerektiren, kinetik bir düzenek için yaklaşık 2 santimetrelik bir halat ile çalışmaktaydım. Sonra budama yapan kişi öğle yemeğine gitti, ben de üstümdekileri çıkarıp düzeneğin içine girdim, çünkü nasıl bir his olduğunu merak etmiştim. Bu eser, bir rahatlamayı ve aynı zamanda salınma hissine teslim olmayı gerektiriyor. Havada asılı kalıyorsunuz. Duvarlar bir kolun uzanabileceği uzaklıkta… Ve boyalarla hem duvara hem de yere çarpıp duruyorsunuz. Bu çalışma, altı-yedi sene sürdü. İpi, düzeneği ve zaman aralıklarını değiştirip durdum. Bazen o alanların içinde yaşadım, hatta orada uyuduğum zamanlar bile oldu. Zaman zaman kedim bile müzede benimle kaldı. Genellikle 7-8 farklı performanstan görüntüler, 4 veya 6 tane monitörde gösteriliyor. Bu eserle ilgili en çok sevdiğim şeylerden biri ise benim ressam tarafımı ortaya çıkarması. Kendimi hiçbir zaman bir performans sanatçısı olarak tanımlamadım. Açıkçası, malzemeleri gerçek zamana ve gerçek mekana taşımaya başladığımda, her şey kendi kendine oldu. Claes Oldenburg , Jim Dine ve Robert Whitman beni çok etkileyen isimlerdi. Bunun, kişisel anlatımla ya da kendine bir şeyi itiraf etmekle ve kendini ortaya çıkarmakla hiç alakası yok. Bu, tamamen bir ressamın, çevresini bir kolaj alanı olarak algılamasıyla ilgili bir durum. Bu eser Jackson Pollock’un eserlerine de göndermelerde bulunuyor. Boyutsal boşluktaki tüm fırça darbelerini ve vücut hareketlerini, bütün bir beden olarak görselleştiriyor.