If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Otonom Sinir Sistemi ve Duyguların Fizyolojik Belirtileri

Orijinal video Jeffrey Walsh tarafından hazırlanmıştır.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.

Video açıklaması

Bir roller-coaster'a bindiyseniz, muhtemelen korku ve heyecan duygularını yaşamışsınızdır. Bu duygularla birlikte, kalp atışlarınız hızlanmış soluklarınız sıklaşmış olsa gerek. Roller-coaster'a bindiğinizde ortaya çıkan bu fizyolojik etkiler, sizin kontrolünüzde değil. Kendi kendinize daha sık soluk alıp vermeyi telkin etmiyorsunuz. Ne oluyorsa kendiliğinden oluyor. Otomatik olarak ortaya çıkan bu fizyolojik tepkileri, sinir sisteminizdeki birtakım bağlantılar tetikliyor. Sinir sisteminin bu otomatik tepkileri yönetmekle sorumlu bölümüne "otonom sinir sistemi" adı veriliyor. Otonom sinir sistemi, iki kısımdan oluşuyor: Sempatik sinir sistemi ve parasempatik sinir sistemi. Bu iki kısım, vücudumuzda farklı çoğu zaman da zıt tepkiler yaratıyor. Örneğin "savaş veya kaç" tepkisine, sempatik sinir sistemi neden oluyor. Parasempatik sinir sistemiyse, "dinlen ve sindir" tepkisini tetikliyor. Peki ne demek bunlar? Sempatik sinir sistemi, vücutta korku, stres gibi duygulara karşılık gelen tepkileri yaratır. Örneğin bir roller-coaster'a bindiğinizde korku tepkisi tetiklenir. Bu sırada vücudunuzda meydana gelen tüm değişiklikler sempatik sinir sistemi tarafından düzenlenir. Şimdi vücudun, otonom sinir sisteminden özellikle de duygulara bağlı olarak etkilenen kısımlarına bir göz atalım. Burada, ayakta duran bir beyefendi görüyorsunuz. Tabi hanımefendi de olabilir. Bazı iç organları meydanda. Gözlerinden biri bu. Bu, tükrük bezi. Aslında birden çok tükrük bezi var ama ben temsili olarak bir tanesini çizdim. Bunlar akciğerler. Bu, kalp. Tabii ki anatomik olarak doğru bir çizim değil bu. Karaciğer. Böbrekleri çizdim, çünkü hemen üstlerinde, sarı birer üçgen olarak çizdiğim böbreküstü bezleri var. Böbreküstü bezleri, adrenalin gibi çok önemli bir hormonun salgılanmasından sorumlu. O yüzden tıpta daha çok "adrenal bez" olarak geçer. Bu da gastrointestinal yol. Tamamını çizmedim. Normalde ağızdan başlayıp en alta kadar devam ediyor. Gastrointestinal yolu temsilen sadece bu kadarını çizdim. Şimdi, bunları tek tek inceleyelim. Bakalım otonom sinir sisteminin iki bileşenine ne gibi tepkiler veriyorlar. Gözler. Sempatik sinir sistemi devreye girdiğinde, göz bebekleri büyür. Bunun amacı, vücudu "savaş veya kaç" tepkisine hazır hale getirmektir. Böylece, bizi kovalayan kocaman, vahşi hayvanı daha rahat görebiliriz. Gözlerimize daha fazla ışık girdiği için görüşümüz iyileşir. Göz bebeklerimiz işte bunu sağlamak için büyür. Gelelim tükrük bezlerine. Sempatik sinir sistemi, tükrük salgısını azaltır. İlla ki kalabalık bir gruba sunum yapmışsınızdır. Şimdi o günü bir hatırlayın. Topluluk içinde konuşmaktan gerilen biriyseniz eğer ağzınız sık sık kurumuştur. Sık sık su içmeniz gerekmiştir. Konferans veren kişilerin bol bol su içmesinin nedeni de bu işte. Şimdi akciğerlere geçtik. Sempatik sinir sistemi, soluk hızının artmasına neden olur. Daha sık soluk alıp verirsiniz. Sempatik sinir sistemi, kalp atışlarını da hızlandırır. Kalbiniz daha hızlı atmaya başlar. Soluk alıp vermeyi ve kalp atışlarını hızlandırmaktaki amaç vücuda daha çok oksijen girmesini ve bu oksijenin dokulara daha hızlı ulaşmasını sağlamaktır. Karaciğer, vücuttaki en önemli glukoz deposudur. Ve glukoz, vücudumuzun enerji üretmekte kullandığı bir tür şekerdir. Sempatik sinir sistemi, karaciğerin glukoz salgılamasını hızlandırır. Bunun amacı, daha fazla enerji vererek vücudu "savaş veya kaç" durumuna hazırlamaktır. Tıpkı diğer tepkilerde olduğu gibi. Şimdi geldik böbreküstü bezlerine. Böbreküstü bezleri, adlarından da anlaşılabileceği gibi, böbreklerin üstünde yer alır. Böbrekler ön tarafta değil, daha ziyade sırta yakındır. O yüzden, diğer organları şeffaf yaptım ki böbreklerin arkada olduğu anlaşılsın. Sempatik bir tepki sırasında böbreküstü bezleri hormonlar aracılığıyla uyarılarak epinefrin ve norepinefrin salgılar. Epinefrinin bir diğer adı da, adrenalindir. Adrenalin, vücutta bir enerji patlaması yaratır. Çünkü bir "kaç veya savaş" durumunda, vücut bol bol enerjiye ihtiyaç duyar. Gastrointestinal yolun asıl görevi, besinlerin sindirimini sağlamaktır. Ama sindirim için büyük miktarda enerji gereklidir. Ve örneğin vahşi bir hayvandan kaçarken enerjinizin kaçmanızı sağlayacak hayati organlarda toplanması gerekir. O yüzden, sempatik sinir sistemi, sindirimi yavaşlatır. Tekrar edeyim: Bunun nedeni, sindirimin böyle bir durumda çok fazla enerji gerektirmesi. İşte, sempatik sinir sisteminin neden olduğu başlıca tepkiler bunlar. Şimdi, parasempatik sinir sistemine bir bakalım. Bu, otonom sinir sisteminin, "dinlen ve sindir" durumlarıyla ilgilenen kısmı. Yani rahatlama durumunda devreye giriyor. Parasempatik sinir sistemi, sempatik sinir sistemiyle aynı organları etkiliyor. Ve çoğu zaman bu etki, sempatik sinir sisteminin yarattığı etkinin tersi oluyor. Örneğin parasempatik sinir sistemi, göz bebeklerinin küçülmesini sağlıyor. Yani göz bebekleriniz daralıyor. Sempatik sinir sistemi göz bebeklerini nasıl büyütüyorsa parasempatik sinir sistemi de aynı şekilde küçültüyor. Çünkü vücut artık tehlikede değil ve çok çabuk hareket etmesi gerekmiyor. Şimdi dinlenip sindirme vakti. O yüzden, o kadar çok ışığa da gerek yok. Parasempatik sinir sistemi, tükrük salgısını hızlandırıyor. Tükrük salgısı niçin artıyor? Tekrar edeyim: Parasempatik sinir sistemi dinlenme ve sindirimle ilgili tepkileri düzenliyor. Ve tükrük, sindirimin bir parçası. Karbonhidratların sindiriminde rol oynuyor. Ayrıca daha sonra sindirilecek olan gıdaların ıslanmasını sağlıyor. Tükrük salgısı işte bu yüzden artıyor. Solunumsa yavaşlayarak en düşük seviyesine ulaşıyor. Bakın, aşağı doğru okla gösteriyorum. Mesela televizyon karşısında oturmuş dinlenirken muhtemelen nefes nefese kalmazsınız. Normal bir hızla nefes alırsınız. Çünkü vücudunuz fazladan oksijene ihtiyaç duymaz. Aynısı kalp atış hızı için de geçerli. Kalp de normal hızında atmaya başlar. Veya en azından sempatik sinir sisteminin yol açtığı kadar hızlı atmaz. Parasempatik sinir sistemi, kalp atışlarının yavaşlamasına neden olur. Ayrıca, dinlenme ve sindirimle ilgili olduğundan, besinlerin enerjiye dönüşmesinde de etkilidir. Glukoz, bu açıdan çok önemli bir madde. Çünkü, daha önce de söylediğim gibi, enerjiye dönüştürülebiliyor. Dolayısıyla parasempatik durumda, karaciğer büyük miktarda glukoz salgılamaz. Aksine, glukoz stoklarını arttırmaya bakar. O halde glukoz stokları artar, diyoruz. Çünkü sindirilen besinlerden glukoz elde ediliyor. Yani özetle, parasempatik durumda vücuda büyük miktarlarda glukoz salınmaz. Aynısı adrenalin için de geçerli. Artık tehlikeli bir durumla karşı karşıya olmadığınız için adrenalinin damarlarınızda dolaşmasına gerek yok. Dolayısıyla adrenalin seviyesinde bir düşüş söz konusu. Evet gelelim sindirime. Tahmin etmiş olabileceğiniz gibi, parasempatik durumda, sindirim hızlanır. Çünkü vücut artık tehlike altında değildir. Aldığı besinleri sindirip enerji elde etmek için bol bol vakti vardır. Fazla enerjiyi saklar ki, ileride bir vahşi hayvanla karşılaşırsa kaçmak için kullanabilsin. İşte, bunlar da parasempatik sinir sisteminin başlıca işlevleri. Tabii, her ikisinin de daha bir yığın işlevi var ama duygularla en çok alakalı olanlar bunlar. Hoşcakalın.