If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Tate Müzesi, Oda: 1940’lar

Bu video Tate.org.uk tarafından sunulmaktadır.

Küratör Chris Stephens 1940'ları araştırıyor.

Bu videoda yer alan sanat eserleri hakkında daha fazla bilgi için:
- Francis Bacon, Bir çarmıha gerilme sahnesinin tabanındaki üç figür için eskiz , 1944
- Sir Jacob Epstein, Yakup ve Melek. 1940–1.
Orijinal video Tate tarafından hazırlanmıştır.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.

Video açıklaması

1940’lara ait sanat eserlerini bir araya getiren iki küçük oda var. Bu dönem II. Dünya Savaşı ve soykırım ile akıllarda kaldı. İlk odada savaş sırasında yapılmış sanat eserlerini görüyorsunuz. Çaresizlik ve yok oluş sahneleri var. Ama yaşanan olaylara çok farklı tepkiler de var. Karamsarlık ve iyimserlik, korkutucu sahneler ve ütopya idealleri Aslında bunların hepsi aynı korkunç döneme, aynı tarihe birer farklı tepki… Arkamdaki eser, Francis Bacon’ın “Çarmıha Gerili Figürler Üzerine Üç Çalışma” adlı eseri. Bu eser İngiliz sanat tarihi için bir dönüm noktası ve müzede hak ettiği gibi çok önemli bir yerde sergileniyor. Tate’nin koleksiyonundaki başyapıtlardan biri. II. Dünya Savaşı’na dürüst fakat oldukça sert, korkunç karamsarlıkla tepki vermiş bir resim olduğunu söyleyebiliriz. İlk olarak 1945 yılının Nisan ayında sergilendi. Her ne kadar ikisi arasında doğrudan bir ilişkili olmasa da, toplama kamplarına ait fotoğrafların dünyaya gösterilmesinden bir ay sonra sergiye çıkması, insanların bu esere baktıklarında ne gördüklerini doğrudan etkiledi. Çünkü insanın acı çekmesine, vahşiliğine ve diğer insanlara acı çektirme kapasitesine bir atıf vardı. Arkamdaki eserde Yakup’un bir melekle güreştiğini görüyoruz. Bu eserin ismi “Yakup ve Melek” Jacop Epstein’ın kariyerinin sonlarında doğru yaptığı bir seri heykelden bir tanesi. Sanki bize maddi dünya ile manevi dünyanın çatışmasını anlatıyor. Ait olduğu dönemi yani 1940’ları düşünün. Bu odadaki bütün eserlerin öyle ya da böyle II. Dünya Savaşı’na bir tepki olarak ortaya çıktığı, ya da doğrudan savaşı anlattığını düşündüğümüzde bu algı daha da güçleniyor.