Richard Serra’nın "Kaldırmak" (To Lift) Adlı Eseri, 1967 | MoMA Eğitim Bölümü

Merhaba, ben Mark Epstein (Epstin). Modern Sanatlar Müzesi’nin Okul Programları’nda eğitmenim. Bugün sizlere Richard Serra’nın “To Lift” yani ”Kaldırmak” adlı eserinden bahsedeceğim. Öğrencileri buraya getirdiğimde ilk olarak onların eserin etrafında dolaşmasını istiyorum. Eserin etrafını gezdiğinizde öncelikle yüzeydeki bu küçük oyukları fark etmeye başlıyorsunuz. Bu eserin geçmişini pek bilmiyoruz, başına neler geldi emin değiliz, ama belli ki bazı şeyler yaşanmış. Çünkü yüzeyinde küçük sıyrıklar var. Çocuklar eserin etrafında gezdikten sonra, onlara bunun küçük bir eskizini çizdiriyorum. Sonrasında da buna bir isim verecek olsalardı, eserin adını onlar ne koyarlardı diye soruyorum. Daha sonra bulduğumuz isimler hakkında konuşuyoruz. Bazı isimler, eserin karanlık yönüyle ilgili oluyor, örneğin biri “şeytanın mağarası” demişti. Bazıları ise daha eğlenceli olabiliyor, mesela “yenilebilir şal” gibi… Daha sonra bulduğumuz bu isimleri gruplandırmaya çalışıyoruz ve bunların ortak yönlerine bakıyoruz. Ardından da biraz gözlem yapmaya çalışıyoruz. Bu eserin hangi malzemeden yapılmış olduğunu konuşuyoruz. Alttaki yüzeye bakarak tahmin etmeye çalışıyoruz. Görünüşünden bu materyalin esnek olduğu sonucuna varıyoruz. Daha sonra ben onlara, Richard Serra’nın gerçekte ne yapmak istediğini ve bu eseri nasıl yaptığını anlatıyorum. Bence öğrenciler pahalı olmayan, sıradan bir objeden, bir sanat eseri yaratılmış olmasına çok şaşırıyorlar. Çocuklar çoğunlukla bunu halılar kaymasın diye alta konan malzemeye benzetiyorlar. Sanatçının bu günlük objeyi stüdyosuna alıp onu nasıl değerlendirebileceğini düşünmüş olması fikri hoşlarına gidiyor. Bu eserde modern sanatta her zaman bulamayacağınız eğlenceli bir yön de var ve çocuklar bununla kendilerini bağdaştırabiliyorlar. Bir sanatçı olarak bu eser çok fazla ilgimi çekiyor, çünkü onda gerçekten beni ona çeken bir jest görebiliyorum. Richard Serra’yı stüdyosunda bu eseri kaldırırken hayal edebiliyorsunuz. Ayrıca bu hareketin, bu eser her seferinde müzeye yerleştirileceği zaman başkaları tarafından tekrarlanması fikri de çok hoşuma gidiyor. Bu eser öğrencilere, bir sanat eserinin sadece fırçalarla ve boyalarla ya da çelik ve kaynakla yapılmadığını, başka malzemelerin de kullanılabileceğini anlatıyor. Umarım bu eser bundan sonra sokakta yürürken herhangi bir şey gördüklerinde, “Acaba ben bununla ne yapabilirim, bunu nasıl bir sanat eseri olarak değerlendirebilirim.” diye düşünmelerini sağlar.